𐰉𐱁𐰞𐰖𐰆: 𐰶𐰃𐰺𐰴𐰕: 𐰴𐰍𐰣𐰍: 𐰉𐰞𐰉𐰞: 𐱅𐰃𐰚𐰓𐰢: 𐱅𐰇𐰼𐰰: 𐰉𐰆𐰑𐰣𐰍: 𐱃𐰃: 𐰚𐰇𐰾𐰃: 𐰖𐰸: 𐰉𐰆𐰞𐰢𐰕𐰆𐰤: 𐱅𐰃𐰘𐰤: 𐰴𐰭𐰢: 𐰴𐰍𐰣𐰍: 𐰇𐰏𐰢: 𐰴𐱃𐰆𐰣𐰍: 𐰚𐰇𐱅𐰼𐰢𐱁: 𐱅𐰭𐰼𐰃: 𐰃𐰠: 𐰋𐰃𐰼𐰏𐰢𐰀: 𐱅𐰭𐰼𐰃: 𐱅𐰇𐰼𐰰: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐱃𐰃: 𐰚𐰇𐰾𐰃: 𐰖𐰸: 𐰉𐰆𐰞𐰢𐰕𐰆𐰤: 𐱅𐰃𐰘𐰤: 𐰇𐰕𐰢𐰤: 𐰆𐰞: 𐱅𐰭𐰼𐰃:
~İlk önce Kırgız hakanını balbal diktim(öldürdüm). Açıktır ki Türk halkının adı sanı yok olmasın diye babam hakanı, annem sultanı yücelten tanrı, bizlere ülke bağışlayan tanrı, Türk halkının adı sanı yok olmasın diye şahsımı, işte o tanrı...~
🏹
"Biraz sabırlı ol Asena. Aklımda başka bir plan var. Çin'deki esir Türkleri kurtarmak benim en büyük hedeflerimden biri. Bu yüzden orduyu toparlıyor ve hazırlık yapıyorum. Böyle bir zamanda Kitan'ların üzerine yürüyüp orduyu yıpratamam."
Başımı kaldırıp tahtında oturan Kapgan Kağan'a baktım. Sorgulamadım. Çünkü arkadaşını orada bırakmayacağını çok iyi biliyordum. Aklımda başka bir plan dediyse, elbette vardır.
Sessiz kalıp bekledim.
Ayağa kalktı.
Karşıma geçti.
"Rütbeni daha çok yükseltiyorum Asena. Seni Göktürklerin Tarkat'ı ilan ediyorum. Bana çok benziyorsun. Bu görevi başarıyla yerine getirebileceğinden hiç şüphem yok."
Tarkat mı? Ben mi? Tarkan'ın çoğulu olan tarkat mı?!
Bilge Kağan, Kültigin Yazıtında kendisinin bizzat yaptığı seferlerden "taşıḳmak, sü sülemek"
ve savaşlardan "süñüş, tegiş, uruş" diye bahsederken en yüksek rütbeli komutanlara "şadapıt
begleri, şad", üst düzey komutanlara "tarḳat, buyruḳ begler", oymak başlarına "Otuz Tatar,
Toḳuz Oġuz begleri", halka "bodun" diye sesleniyordu.
Göktürkçede yüksek rütbeli askeri-idari unvanlar arasında bulunan şadapıt, metinlerde
sınırlı sayıda geçse de şad ve tarḳan (çoğulu tarḳat) sık karşılaşılan unvanlardır ve bunların Göktürk ordusunda önemli yüksek rütbeler olduğu açıktır.
Kapgan Kağan, Kağan olmadan önce Kutluk Kağan tarafından Şad ilan edilmişti.
Bu rütbe... Hakkıyla yerine getirebilir miyim,emin değilim.
"Aklımdaki plan ve görevinizi de açıklayayım hemen."
Dalmış olduğum düşüncelerden anında sıyrılarak Kapgan Kağan'a dikkat kesildim.
"Biz hiç savaşmadan Kitanlar ile Tang Hanedanlığını birbirine düşüreceğiz. Hem böylelikle benim de işime gelir ve iyice zayıflayıp güçten düşen Hanedanlığa saldırırım. Görevi sana veriyorum. Yanına fazlaca alp al ve kamufle olup Kitanlar'ın iline git. Kitan askerlerinin bulunduğu ortamlarda Tang Hanedanlığı ile ilgili yalanlar uydur. Kitanlar buna inanacak dereceye gelip Tang Hanedanlığına savaş başlatsınlar. Sen... Ne söylemen gerektiğini, ne yapman gerektiğini anlamışsındır. Onlar birbirlerini yerken Barlas'ı aramaya devam edersiniz."
"Buyruğun başım üzerine Kağan'ım."
"Bugün birliğini seç ve güzelce dinlen. Yarın yola koyulursunuz."
Onu başımla onayladım ve geri geri gitmeye başladım. Bir müddet sonra önüme döndüm. Kapıyı açtım. Dışarı çıkıp oyalanmadan birliğimi seçmek üzere alplerin yanına yol aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Kitabının Efsanesi (Eski Versiyon)
Ficção HistóricaKaderin Kitabının Efsanesi kitabının ilk yayınlandığı düzensiz hâlidir.