Başlangıç Tarihi:18.08.2020
Bitiş Tarihi: 28.09.20201 ay geçmiş üzerinden. Ve biz 1 ayda, sizler sayesinde 15K ile kitabı bitirdik. Şimdi 20K olduk.
Bunun yanında Tarihi Kurgu'da uzun bir süredir 1.sıradayız. Ana sayfada Tarihi Kurgu'ya bastığımız vakit kitabımız ilk sırada parlıyor. O kadar tarihi kurguyu sadece 1 ayda geçerek 1.sıraya oturması tamamen sizler sayesinde.
İlginiz için, destekleriniz için tüm yüreğimle sizlere çok ama çok teşekkür ederim.☺️
Öncelikle bu kurguyu yazma sebebim genç neslimize kendi kültürümüzden, kendi tarihimizden ufak da olsa bir şeyler verebilmekti.
Wattpad platformuna girdiğim seneden beri birçok kitapla karşılaştım. Hangi kitapların neden bu kadar sevildiğini kullanıcı yorumlarını okuyarak inceledim. Kitapları okudum. Genç neslimizin zevkleri neler, neleri seviyorlar, neden okudukları kurgulara o kadar ilgi duymuşlar hepsini incelemeye çalıştım.
-Ki ben de pek yaşlı sayılmam.😅 2000 doğumluyum, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde okuyan bir Türkolog adayıyım.
Geçmişteki derslerimde en çok kanıma dokunan şey, tarihimizin ve edebiyatımızın ezbere dayalı yöntemlerle sadece 2 satıra sığdırılarak anlatılması oldu. Sadece not almak için ezber yapan öğrencilere hiçbir değerimiz verilmedi. Birçok öğrenci maalesef ki boş olarak yetiştirildi.
Ben de bunlardan biriydim. Ortaokulda bomboş bir insan olduğumu liseye geçtiğim zaman yavaş yavaş fark etmeye başladım. Tarihimi araştırmaya başladım. Gurur duyulacak bir tarihe sahiptim. Hiçbir utanç duyacağım şey yoktu. Kölelik yoktu, eziyet yoktu, sömürgecilik ve daha nicesi yoktu.
Derslere girdiğim zaman heyecanlı olurdum. Ancak hevesim kursağımda kalırdı. Benim aylarca araştırdığım gerek İslamiyet öncesi gerek sonrası Türk Devletleri, müfredatta sadece 40 dakikaya sığdırılmıştı. Benim hayranlık duyduğum adamlar sadece 2 dakikaya sığdırılmıştı.
Kanıma dokundu.
Kutluk İlteriş Kağan'ı bilmiyordu hiçkimse. Kapgan Kağan'ı bilmiyordu kimse. Arkadaşlarıma sormaya çalıştığım zaman "Kim ki o, papağan mı?"diye dalga geçiyor ve ağızlarını yüzlerini türlü çeşit hâllere sokuyorlardı. Ciddiyet yoktu, bilinç yoktu, içlerinde hiçbir değer bulunmuyordu. Ahlâkî olarak da boşlardı.
Rahatsızlık seviyem giderek katlanıyordu. Duyduğum küfürler, gördüğüm zorbalıklar beni neslimden âdeta tiksindiriyordu.
Tarih tekerrürden ibarettir derler. O kadar doğru ki. Tarih sürekli olarak tekrardan ibaret. Tarihini bilmezsen, bugününü de bilemezsin. Tarihten, tarihinden ders almazsan; bugün 'mıh' gibi çakılıp kalırsın.
Gençler bugünlerde fantastik, macera, gizem, aksiyon, aşk kategorilerine oldukça ilgililer. Ben de öyle.😅
Bu kategoriler beni âdeta kendisine çekiyor. Üstelik biz genciz. Aşkın, sevdanın ne demek olduğunu bu yaşlarımızda oldukça merak ediyoruz. Güzel sevilmek istiyoruz, güzel sevmek istiyoruz.
Ancak görüyoruz ki, Türk dizileri de dahil olmak üzere Türk'ün ahlakına ve edebine uygun hiçbir aşk yok. O kadar yanlış anlaşılıyor ki...
Daha doğrusu bize her şeyi yanlış empoze etmeye çalışıyorlar. O dizilerin çoğu birer proje. İnsanların bilinç altına hafiften hafiften yerleştirilen, değerleri bozan, Batı özentiliğinin bol bol görüldüğü diziler. Bunu burada anlatmaya gerek bile yok sanırım. Birçoğunuz zaten bunu biliyorsunuz.
Kendi tarihimizi gençlere nasıl sevdirebilirim diye düşünürken aklıma birden böyle bir kurgu geldi. İlk bölüme ve ilk satırlara heyecanlı başlamaya çalıştım. Okuyan kişileri de o satırlarla kitaba çekebilmek istedim.
Bilemiyorum, sanırım bunu başardım. Okuyanlarda bir merak duygusu uyandırmış olmalıyım.
Artık en zor kısmı atlamıştım. Şimdi sırada kurgunun içine çekilen okurlarla beraber yaşayacağımız gizemli ve macera dolu bir serüven vardı. Elimden geldiğince bu serüveni canlı tutmaya çalıştım. Her bölümde ayrı bir merak duygusu uyandırmak istedim. Kurguda aralara, tarihimizden ufak şeyler koydum. Umarım koyduğum bu bilgilerin sizlere biraz olsun yararı olmuştur. Umarım bir şeyler öğrenebilmiş ve sizler de gurur duymuşsunuzdur.
Tabii aşk olmasa olmazdı. Bize yakışır şekilde bir aşk serüvenimiz de oldu kurgumuzda.
Tarihimizi bilelim arkadaşlar. Gelenek ve göreneklerimizi bilelim. Asırlardır süregelen kendi edebimizle yaşayalım. Kendi tarihimize ilgi ve merak duyalım. Batı'nın özenilebilecek hiçbir yanı yok. Tarihleri utançla dolu.
Batılı gibi konuşalım, Batılı gibi davranalım, Batılı gibi hareket edelim, Batılı gibi oturup kalkalım, Batılı gibi sevelim, Batılı gibi yaşayalım. O zaman bizim bir Batılıdan ne farkımız var?
Farkımızı ortaya koyalım.☺️
Eski Türkçemizin Göktürkçe devrinde yabancı kelime oranımız yüzde kaçtı biliyor musunuz?
Söyleyelim. %1. Sadece %1. O da Çin ile sürekli etkileşimlerden dolayı halkın duyduğu ve konuşulup anlatıla anlatıla dile yerleşen kelimeler. Mesela Luu(ejderha)😂. Peki şimdi sizce kaçtır? Tahmin etmesi pek de zor olmasa gerek.
Her neyse.
Kitapların bu kısımları pek okunmaz. Buraya kadar okuduysanız ne mutlu bana. Okuyan canlar, sizleri çok seviyorum.💙
Peki Kapgan Kağan bundan sonra ne yaptı? Bilge, nasıl hükümdar oldu?
Bu soruların cevaplarını merak ediyorsanız eğer, beklemede kalın. 1 bölümde sizlere tüm bu bilgileri kısa da olsa vermeye çalışacağım. ☺️ Benim bulamadıklarımı, sizler bulur ve tamamlarsınız.
Ah, bir de duyurum var. Bu tarz kitapların devamı gelecek. Taslaklarımda beklemedeler.☺
Görüşmek üzere. Sağlığınıza, kendinize çok dikkat edin. 💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Kitabının Efsanesi (Eski Versiyon)
Ficción históricaKaderin Kitabının Efsanesi kitabının ilk yayınlandığı düzensiz hâlidir.