𐰴𐰍𐰣𐰞𐰑𐰸: 𐰴𐰍𐰣𐰃𐰣: 𐰘𐰃𐱅𐰼𐰇: 𐰃𐰑𐰢𐰾: 𐱃𐰉𐰍𐰲: 𐰉𐰆𐰑𐰣𐰴𐰀: 𐰋𐰏𐰠𐰚: 𐰆𐰺𐰃: 𐰆𐰍𐰞𐰃𐰤: 𐰴𐰆𐰞: 𐰉𐰆𐰡𐰃: 𐰾𐰃𐰠𐰚: 𐰶𐰃𐰕: 𐰆𐰍𐰞𐰤: 𐰚𐰇𐰭: 𐰉𐰆𐰡𐰃: 𐱅𐰇𐰼𐰰: 𐰋𐰏𐰠𐰼: 𐱅𐰇𐰼𐰰: 𐰀𐱃𐰃𐰤: 𐰃𐱃𐰃: 𐱃𐰉𐰍𐰲𐰍𐰃: 𐰋𐰏𐰠𐰼: 𐱃𐰉𐰍𐰲: 𐰀𐱃𐰃𐰤: 𐱃𐰆𐱃𐰯𐰣: 𐱃𐰉𐰍𐰲: 𐰴𐰍𐰣𐰴𐰀:
~Tahta oturttuğu kağanını yitirivermiş. (Bu yüzden) Çin halkına; bey olmaya lâyık erkek evlâdın köle oldu. Hanım olmaya lâyık kız evladın cariye oldu. Türk beyleri, Türk adını bıraktı. Çinlilerin hizmetindeki Türk beyleri, Çin unvanlarını alarak Çin hakanına...~
🏹
"Hey! Şurada gördüğün çocuk bile öğrettiklerimle senden daha iyi kılıç sallar!"
Aybars böyle söyleyip köşedeki merdivende oturmuş bizi seyreden 4 yaşındaki şirin Esrigün'ü gösterince iyice hırs yaptım. Tıpkı bana öğrettiği şekilde, hatta daha sert bir şekilde kılıcımı indirdim.
Kılıcım onun kılıcıyla tokuştu. Ama son anda kılıcımı fark edip refleksle kılıcını araya soktu. Dikkatsiz biri olsaydı şu an Aybars'ı doğramış olacaktım. Keşke tahta kılıçları bırakmasaydık.
Aybars aşırı şaşırdı ama güldü.
"Seni sinirlendirmek bayağı işe yarıyormuş ha? Bundan sonra hep sinirlendireceğim."
Bizi izleyen Esrigün ayağa kalktı ve olduğu basamakta zıplayarak bebeksi şivesiyle heyecanını belirtti.
"Aşena abyaaa kaşandı! Aşena abyam kaşandıııı!"
Bana her Aşena diyişinde onu ısırmak istiyordum.
Yaklaşık 1 haftadır Aybars ile beraber takılıyorum. Sabah akşam beraberiz. O bana kılıç dersleri veriyor. Handa kalan 4-5 yaşlarındaki minik kız seyircimiz de birkaç gündür biz her çalıştığımızda yanımıza gelip bizi izliyor. Arada onu mıncırıp derslere devam ediyoruz.
Bugün omzumu biraz daha iyi hissedince kılıcı kullanabilmek istedim.
"Gayet iyi ilerliyorsun şu an. Ama omzunu çok zorlamayalım. Bugünlük bu kadar yeter."
Onu başımla onayladım. Henüz öğle vaktiydi ve yapacak bir şeyim yoktu. Neyse ki Aybars bana teklifte bulundu.
"Dilersen bugün de beraber gezebiliriz."
Hiç itiraz etmeden onun teklifini kabul ettim.
"Çok iyi olur. Ben de ne yapacağımı kara kara düşünmeye başlamıştım."
Aybars gülümsedi.
"Atları hazırlayayım ben. Sen de üstüne başına çeki düzen ver."
"Tamam,gelirim hemen."
Aybars ahıra doğru ilerlerken ben de yukarıya, odama çıktım. Hava sıcak olduğu için üzerimdekileri çıkarıp kırmızı,ince, çiçek işlemeli kıyafetimi giydim.
Çok hızlı bir şekilde hazırlanıp, kılıcımı da alarak aşağı indim. Aybars atlarımızı çıkarmıştı.
Bana Kapgan'ın vermiş olduğu beyaz atın yularını da Aybars tutuyordu. Ben gelince atımı bana emanet ederek kendi atının üzerine atladı.
Ben de bana giderek alışan atımın yüzünü biraz okşayıp ondan sonra üzerine bindim. Aybars kapıyı açmıştı. Atımıza atladığımız gibi harekete geçtik. Bana teklifte bulunan kişi Aybars olduğu için önümden ilerleyen Aybars'ı takip etmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin Kitabının Efsanesi (Eski Versiyon)
Ficción históricaKaderin Kitabının Efsanesi kitabının ilk yayınlandığı düzensiz hâlidir.