"Senin İçin Yasak Dediler
-Yasaklar Çiğnenmek İçindir Dedim.."
Can YÜCEL
Naz...
"Beni bu okula gönderen ve mükemmel üniversite hayatın olacak diye kandıran lise hocam, size de kökten Allah bildiği gibi yapsın! Hani nerede benim üniversite hayatım? Neden herkes beni kandırdı?..." Bir an durdum ve düşündüm. Acaba ben biraz sazan mıyım?
Bence biraz değil fazlasıyla sazanım!
Ben 22 yaşına iyi gelmişim ya!
El mecbur sabahın köründe olan o mükemmel (!) derslerimden biri olan uygulama dersi için çıkmıştım yurttan. Polislerle beraber sanki şafak operasyonuna gidecekmişim gibi hareket ederken önüme ani çıkan kediyle azıcık kalan aklım artık kuş olup gitmişti.
"Ulan kedi bula bula sokakta beni mi buldun? Pardon ya bu saate ya şafakçı polisleri ya da benim gibi pisikopatlara denk gelirsin sende zaten." kedi beni umursamadan yoluna devam ederken şok olmuştum. Görmezden geldi ya o şerefsiz kedi beni!
Yazık yazık kediler de bozulmuş arkadaş!
"Ben sana daha burada bin kelimelik laf cümbüşü yapardım da şanslısın ki ilim irfan aşkım her yerimden taşıyor. Bu buz gibi havada bile ilimci olcam diye kendimi yırtıyorum... Lan otobüs!" son dakika aklıma gelen otobüsü kaçırma korkusu ile kediyi umursamayıp kapıları zorlayan Bizans gibi koşup durağa gelmiştim. Telefondan tam saate bakacaktım ki gelen otobüsümle yerimde zıplamıştım. Kaçırmadım valla otobüsü!
"Kardeşim düzgün binin şu otobüse!"
"Beleşe biniyoruz sanki!"
"Önce bir insinler insanlar!" şoförün minnak isyanı ve yolcu tartışmaları sonrası otobüse binmiştim. Cam tarafında korkuluklara tutunup cama yapışmışken bir yandan da gemici düğümü olan kulaklığımı çözmeye çalışıyordum. Oğlum cebimde nasıl bu hale girebilirsin ki sen ya? Sonunda çözdüğüm kulaklık sonrası spotify'dan ateşe düştüm açmıştım. Aşık olmayanı bile aşk acısı çektirecek şekilde söylüyorlar valla şarkıyı bunlar bacım.
Mesela ben! 22 yıllık sağlam bir sapım. Platoniklik dışında duygusal işleve giremeyen ben ve minnoş kalbim. Bu şarkılar bize fazla.
🌕🌕🌕🌕
İşte uğruna bütün lise hayatımda ders çalışmama sebep olan o üniversite. Turnikede kartımı okutup bahçeye geçerken kenarda banklarda oturmuş olan salak arkadaşım Alev'i görmüştüm. Hızlıca onun yanına gidip oturmuştum. Kendisi adı gibi oldukça havalı ve taş gibi bir kızdı. O edebiyat okurken bense yazılım mühendisliği okuyordum. İlk yılımızda aynı yurda denk gelmiş ve o zamandan beridir de arkadaşlığımız devam etti. O ikinci yılda sınıfından arkadaşlarıyla eve çıkarken her ne kadar benim gelmem için ısrar etse de eve çıkmak bana ekstra masraf olduğu için reddetmek zorunda kalmıştım.
Ah ulan hayat! Ne çok gitmek istemiştim oysa. Bak hatırladım yine üzüldüm ya.
"Günaydın aşko, iyi yetiştin valla." şey biraz kıta değiştiriyorum da ben. Kendisi tabi okulun dibinde evi. Benim gibi garibanı kim anlasın? Acaba okulu bırakıp ticarete mi girsem?
Of ona da param yok!
Güzellik salonu?
Hapse girmemem şu aralar!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kodların Ardında
ChickLit**"Kodlarda Gizli Sen "**, bilgisayarın soğuk dünyasında doğan sıcak bir aşkı anlatan bir masal. Naz, kodların dilini çözerken Mehmet'in kalbinin kodlarını çözmeye başarabilecek mi? Şiirin dokunuşunu hissedebilecek mi? Yoksa duygularını ifade etmek...