Alacaklaklarımı alıp eve gelmeden önce evin yakınlarında indim biraz sahilde oturmak istiyordum. Sahilde oturmayı denize girmeyi çok severdim.
Eskiden yurttan çıkardık ve o zaman ki bizden büyük olan ablalarımızın peşine takılırdık birkaç kez abilerimizin de peşine takılmıştık ama bir kafeye gidip oturmuşlardı o zaman küçük olduğumuz için çalışamıyorduk o kafelere yetecek yeterli paramız yoktu kafeye giremeden yurda geri dönmüştük.
İnanamıyorum hala yurt dışında bir evde kalabildiğime yurt insanların gözünde kimsesiz çocukların kaldığı belkide tehlikeli bir yer olarak şekillenmiş olabilirdi ama aslında biz masumduk biz mi isterdik aile ortamı olmadan yaşamak... tabiki hiçbirimiz istemezdik. Ne annemi biliyorum ne de babamı eski soy adımı yurt vermişti ismim bir kağıtta yazıyormuş belki de bir kimliğim vardı ama bunu yurda vermemişler...Biraz sahilde oturup denizi izlemek, kumsalda yürümek, denizin kokusunu içime çekmek çok güzel hissettirmişti.
Artık eve gitsem iyi olurdu yemek saatine 15 dakika falan kalmıştı sanırım.Elime poşetleri aldıktan sonra eve yol aldım.
Eve gelmiş ve kapıyı çalmıştım ama kapıyı açan olmamıştı bana da henüz kimse evin anahtarını vermemişti. Şimdi kapının önüne oturmuş eve nasıl girebilirim diye düşünüyordum. Belki açık bir pencere vardır ya da belki mutfak kapısı açıktır diye düşündüm. Eşyalarımı kapının önüne bıraktıktan sonra evin etrafını turlamaya başladım.
Eve girebileceğim hiçbir giriş yoktu ta ki odamın penceresini aralık görene kadar. Odam ikinci kattaydı,odamın penceresine denk gelen bir ağaç vardı bahçede ama dallarına çok güvenemiyordum düşme korkusu vücudumu sarmıştı. Aynı zaman da deponun orada bulduğum bir tane merdiven vardı ikinci kata ermiyordu ama pencerenin demirlerinde bassam geçerdim sanırım ama ya beni hırsız sanarlarsa o zaman kendimi nasıl açıklardım.O yüzden merdiven fikrini kafamdan çıkardım eşyalarımı alıp ağaca çıktım şimdilik ağacın sağlam bir dalındaydım
bir sorun yoktu pencereyi kopardığım dal parçasıyla biraz daha açıp içine çantamı ve poşetleri attım şimdi sıra kendimdeydi. Dallara dikkat ederek penceye yaklaştım içeriye girmeme bir adım kala dal çatırdamıştı. Kendimi nasıl pencerenin kenarında ki demiri tutarken buldum anlamadım. Zorlansam da odama sonununda girmiştim içimden bir oh çekerek yatağıma oturup aldıklarımı yerleştirmeye başladım.Yaklaşık 1 saat önce
-oğlum biriniz Geceye haber verin aile dostumuzda olacağımızı gelmek isterse konumu söylersiniz gelir gelmek istemezse de dolapta yemek var onu ısıtıp yesin, anahtarın komşuda olduğunu da söyleyin
Arda hemen lafa girmişti
-ben Geceye haber veririm anne anahtarın komşuda olduğunu da söylerim
O sırada hazırlanırken kimse fark etmemişti Ardanın Geceye söyleyeceğini annesinin söylediğini Arda dışında kimse duymamıştı. Mert'in o an aklında ablası bile yoktu sadece bayağıdır görüşmediği arkadaşı Sarpla buluşmak vardı aklında...
Arda'nın aklına o an bir hainlik girdi, Geceye haber vermeyecekti veya anahtarın komşuda olduğunu söylemeyecekti dışarıda kalsındı bunu önemsemedi bile...
Şimdiki zaman
Aldıklarımı yerleştirdikten sonra aşağıya indim belki bir not vesaire bırakmışlardır diye ama ne not vardı ne de bir mesaj. Kimseyi aramak istemiyordu belki bir işleri vardır gelirlerdi diye...
Biraz oturduktan sonra acıktığım için mutfağa geldim dolapta dünden kalan yemek vardı hemen onu ısıtıp yemeye başladım. Yemeğimi yedikten sonra evi dolaşmak istedim ama belki kızarlar diye sonra bundan vazgeçtim odama gidip biraz uyusam iyi olurdu ama içim hiç rahat etmiyordu evde kimse olmadığı için evin içinde benim nefes sesim dışında hiç ses yoktu bunu daha fazla önemsememeye çalışarak penceremi kapatıp yorganıma sarılıp uyudum...Gece_sönmez
Gece_sönmezGece_sönmez
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayazda bir gece🌙
Teen Fictionküçük yaşta kendi ayakları üzerinde durmasını öğrenmek zorunda olan bir kızın bu yolda yeni bir aile kurması... Şans vermenizi öneririm☆