27-Ateş ve Barut

8.3K 275 68
                                    




Selaam. ♡

Bölümde +18 sahneler mevcuttur.

Evet artık bazı şeylere giriş yaptığımız bir bölüm oldu artık gelsin aksiyonlar, heyecanlı bölümler, arzular daha neler neleeer...

İyi okumalar. ♡


Kader miydi insanın hayatını belirleyen yoksa seçimleri miydi?

Bir insan kendi kaderini kendi belirleyebilir miydi yoksa yazılanları olduğu gibi yaşaması mı gerekirdi?

Ne demişti Sabahattin Ali;

"İki insanın birbiriyle karşılaşması kadere, tanıştıktan sonra yan yana kalmaları ise onların gayretine bağlıdır."

Peki ya benim yaşadığım bunlardan hangisiydi?

"Koş!" diye kükredi tanıdık bir ses.

"Koş, doktor sakın durma!"

Ciğerlerimdeki hava bitene kadar koştum. Bacaklarım koşmaktan ağrımaya ve sızlamaya başladı. Bedenim yorgunluktan adeta isyan bayraklarını çekiyordu. Nefesim kesilmeye başladığında gördüğüm arabayla biraz olsun durup rahatlama imkanımız oldu. Biraz daha ilerlersek arabaya yetişebilecek ve buradan çekip gidebilecektik.

Aras, hemen yanımda durup soluklandı. Burnundan akan kanı elinin tersiyle sildi ve ağzına dolan kanı yere tükürdü. Sanki biraz önce şiddetli yumrukları yiyen o değilmiş gibi dinç ve rahat görünüyordu.

Soluklanmak için durakladığımızda kolumdan tuttuğu gibi kendine çekti ve sırtımı hemen ardımdaki duvara yaslayıp dudaklarını sertçe dudaklarıma bastırdı. Yoğun adrenalin patlamasından dolayı mı beni öpüyordu yoksa gerçekten istediği için mi bilmiyordum.

Ama ben her ikisinin etkisiyle onun öpüşlerine karşılık veriyordum.

Dudaklarını dudaklarımdan çekip alnını alnıma yasladı. Gözlerini kapattı ve az önce çok fazla koştuğu için sonunda nefes alışverişlerini dizginlemeyi başardı.

"Bu yaptığın," dedi ve burnunu burnuma sürttüğünde ben de gözlerimi kapatmış bir halde onun tenini hissetmeye çalıştım, "...bu yaptığın benim için ne kadar değerli biliyor musun?"

''Benim için ne yaptığının farkında mısın doktor,'' dedi ve biraz gerileyip iki eliyle başımdan tutup nazikçe saçlarımı okşadı, ''...sen düşündüğümden çok daha cesursun. Bu saatten sonra hiçbir güç beni senden uzak tutamaz.''

Elleriyle tuttuğu başımı kendine çektiği gibi bir kez daha dudaklarımı öpmeye başladı. Bu defa ilkinden çok daha hırçın ve öfkeliydi. Dişlerini dudağıma sertçe geçirdiğinde canım yandı. Bunun farkında olsa gerek dudaklarını benimkilerden ayırıp gözlerime baktı. Ondan hiç beklemediğim bir şekilde omzumdan tutup çektiğinde bu defa kendimi onun kolları arasında buldum.

Şefkatli bir şekilde bana sarılıyor olması aklıma bin bir düşünce getirse de saçlarımın arasına kondurduğu minik buse kendimi güvende hissettirdi.

''Bana ne yaptığını bilmiyorum,'' dedi ve kollarını daha sıkı sardığında kemiklerimin sızladığını hissettim, ''...ama artık seni bir an olsun yanımdan ayırmamam gerekiyor.''

Psikiyatristin SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin