♤"...Sana hiç teşekkür etmiş miydim?"
Bilge'nin bakışları bana döndü.
"Ne için hocam?"
"Şartlar ne olursa olsun karşımda değil yanımda olduğun için."
"Hocam..." Bilge mahcup bir şekilde bana baktı. "Bu yola girmeyi isteyen bendim, sizi hep örnek aldım hâla da alıyorum. Ayrıca teşekkür etmesi gereken benim, madd manevi hep yanımda oldunuz. Her şey için size müteşekkirim."
"Yine de teşekkür ederim, herkes karşımdayken sen yanımdaydın güzelim."
"Yapmayın hocam," dedi Bilge ve yanıma gelip sımsıkı sarıldı bana, "...ağlatacaksınız beni!"
Ben de ona aynı şekilde karşılık verip sımsıkı sarıldım. O benim aynı anneden olmayan kız kardeşimdi, o benim canım ve saf kız kardeşimdi. İyi ki ama iyi ki onunla yolumuz kesişmişti.
"Heyecanlı mısın," dedim merakla, "...yurt dışına gideceğimiz için."
"Hem heyecanlı hem de mutluyum ama hiç korkmuyorum çünkü ailemle olacağım."
Ona minnettar bir şekilde gülümsedim.
"Aras ilk teklif ettiğinde siz olmadan gidemeyeceğimi söyledim, özellikle de sen Bilge benim için çok başkasın biliyorsun değil mi?"
"Siz de benim için öylesiniz hocam."
"Deli kız," dedim gülümseyip kolumu omzuna attım.
"Ya diğerleri, onlar ne düşünüyor?"
Diğerleri de en az Bilge kadar heyecanlıydılar. Aras ile Bülent seneleri aşkın birlikte ilerleyen dostlukları vardı, Anka desem zaten yurt dışında yaşayan bir kızdı onun için hiç zor olmayacaktı.
Gitmek için son iki adımımız kalmıştı, biri babamdı.
İkincisiyse gitmeden gerçekleştireceğimiz vurgundu ve bunu gerçekleştirebilirsek mükemmel hayat sürecek maddi gücümüz olacaktı.
Babam iyiydi, klinikten çıkmıştı ve kendi evindeydi. Bugün onun yanına gidecek ve aramızda her ne sorun varsa çözecektim. Artık onu daha iyi anlıyordum, ayrıca hayattaki tek gerçek akrabamı elimle itmek istemiyordum.
"Şans dile," dedim Bilge'ye.
"Bol şans hocaların en güzeli!"
Ona gülümsedim ve evden ayrılıp babamın evinin yolunu tuttum. Yol boyu heyecanlı da olsam kendimi dizginlemeyi artık başarabiliyordum. Evine vardığımda arabamı park edip derin bir nefes aldım ve zili çaldım. Birkaç dakika sonra kapı açıldığında beni gülümseyerek karşıladı.
"Hoş geldin, kızım."
"Hoş buldum."
Gülümsedim ve içeri geçip koltuklardan birine oturdum.
Önce bir sessizlik oldu aramızda sonraysa ikimizi de güldürecek bir şey yaşandı.
"Özür dilerim,"
"Özür dilerim,"
İkimizin de aynı anda özür dilemesi gülmemize neden oldu.
"Ne için," dedim merakla.
"Bunca sene seni yalnız bıraktığım ve babalık yapamadığım için, sen ne için özür diliyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikiyatristin Savaşı
Teen FictionBütün hayatını akademik kariyerine adamış tecrübeli ve profesyonel bir psikiyatrist, Lizge Koral. Ömrünü demir parmaklar ardında çürütmeye yeminli, korkusuz ve ruhundaki nefretin esiri olan Aras Ertekin. Birbirinden bağımsız, paramparça iki ruh. Onl...