♤
"Sayın yolcularımız, uçağımız henüz terminale yanaşmamıştır, kemerlerinizi çözmeyiniz, yerlerinizden kalkmayınız ve dolapları açmayınız..."
Kafamı hemen arkamdaki koltuğa dayadım ve gözlerimi kapattım. Derin bir nefes aldım ve uçakta çığlık çığlığa ağlayan bebeğin başımı ağrıtmasına daha fazla izin vermemeye çalıştım. Lakin küçük bebek o kadar şiddetli ağlıyordu ki susmak bilmedi.
"Pardon, bakar mısınız?" diye seslendim hemen önümde bebeğini susturmaya çalışan genç anneye.
"Buyrun?"
"Kalkıştan bu yana bebeğiniz ağlamaktan bir hal oldu, basınç dolayısıyla bebekler bizler gibi valsalva manevrasıyla kulaklarındaki basıncı dışarı atamazlar. Bebeği emzirirseniz sakinleşecektir."
"Hiç sormayın hanımefendi!" dedi genç kadın çatık kaşlarıyla. "Emzirmek iyi mi gelir dersiniz?"
"En azından şimdilik onu sakinleştirmeye yeterli olacaktır."
"Kusura bakmayın, bebek işte."
"Sorun değil." deyip gülümsedim. "Siz dediğimi yapın."
Yeniden arkama yaslanıp genç annenin çocuğunu emzirmesini bekledim. Birkaç dakika sonra kadın uygun bir pozisyonda emzirmeye başladığında küçük bebeğin sesi kesildi. En az benim kadar uçaktaki diğer yolcular da memnun olmuştu.
"Pardon?" dedi genç anne bir kez daha bana dönerek. "Siz şey değil misiniz..."
Genç anne duraksadı, "...şu meşhur psikiyatrist doktor! Televizyonlara çıkmıştınız hatta!"
"Lizge Koral." deyip gülümsedim.
"Hıh işte evet! Sizinle böyle tanışmak biraz garip olsa da memnun oldum ben de Buse."
"Memnun oldum Buse Hanım."
Konuyu kapatmak ve tanımadığım bu genç kadınla sohbet etmek istemiyordum. Kafamda o kadar düşünce dolaşıyordu ki şu an sağlıklı bir sohbet edemeyecek durumdaydım.
"Siz Eskişehir'de nereye gidiyorsunuz doktor hanım?"
Derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalıştım. Bugün bu uçakta olmamın hem mantıklı hem de mantıksız bir sebebi vardı fakat genç kadına bunu söyleyemezdim.
"İş için."
"Tabii, siz doktorlar hep böyle yoğun olur musunuz?"
"Kısmen."
"Benim de bir doktorum vardı ama şimdi evlenip gitti..."
Genç kadın bitmek bilmeyen bir konuşmaya başladığında bir an önce uçağın yere inmesini diledim aksi halde yolculuk boyu karşımdaki kadını dinlemek zorunda kalabilirdim.
Sonunda uçak terminale geldiğinde koltuktan kalkıp genç kadının bana yetişmemesini ümit ederek hızlı adımlarda uçağın çıkış kapısına doğru yürüdüm. Bugün Eskişehir'e geldiğimi yalnızca Bilge biliyordu. Geçenlerde yaptığımız ufak toplantı sonrası Bülent, Korhan Uzunel isimli bana saldıran şahsın Eskişehir'e kaçtığını söyleyince ilk işim buraya gelmekti.
Bazı gerçekler vardı benden saklanan, bugün bu gerçekler için İstanbul'dan kalkıp gelmiştim. Meraklı bir kişiliğim yoktu fakat uğruna kimliğimden vazgeçtiğim bir adamın özünü bilmek zorundaymış gibi hissediyordum. Bilge'yi burada olduğumu bilmemeleri adına özellikle tembihledim. Şayet Aras Ertekin bugün buraya ne sebeple geldiğimi öğrenirse hiç iyi şeyler olmayacağı kesindi. O inatçı bir adamdı, doğruları söyleme gibi bir huyu yoktu. Ondan bu gerçekleri öğrenemeyeceğimin bilincinde olduğum için kalkıp buraya kadar gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikiyatristin Savaşı
Fiksi RemajaBütün hayatını akademik kariyerine adamış tecrübeli ve profesyonel bir psikiyatrist, Lizge Koral. Ömrünü demir parmaklar ardında çürütmeye yeminli, korkusuz ve ruhundaki nefretin esiri olan Aras Ertekin. Birbirinden bağımsız, paramparça iki ruh. Onl...