"Karar!" Hakimin sözleriyle küçük mahkeme salonundaki herkes ayağa kalktı. Yaşlıca adam boşanma kararını sesli bir şekilde okurken Dusan yüzündeki mutluluğa engel olamıyordu. Artık sayısını tutamadığı kadar mahkeme sonucunda boşanmıştı. Omuzlarındaki ağırlık kalktığında kuş olup uçacağını sanmıştı hatta. Hakim sözlerini bitirdiğinde gülümseyerek Vladimir'e döndü.
"Tebrikler ortak." dedi elini ona uzatırken. Vladimir elini sıkıp omzunu ovaladı ve kulağına eğilip sessizce konuştu.
"Beni bir daha böyle sansasyonel davaların içine sokma." Dusan bu şakaya seslice gülmemek için dudaklarını ısırdı.
Çok mutluydu.
Vladimir karşı tarafı işaret ettiğinde birlikte oraya doğru ilerlediler. Vladimir, Dragana'nın avukatının elini sıkarken Dusan da Dragana'ya uzattı elini. Dragana bir süre tereddüt etse de suratında memnun bir ifade oluşmadan kısaca elini sıkıp geri çekti.
"Çocukları ne zaman alacaksın?" dedi ters bir şekilde.
"Hakimin dediği gibi, tatillerde."
"İyi, bir dahaki tatilde görüşürüz öyleyse." Vladimir'e de yapmacık bir gülümseme verip avukatıyla çıktı salondan.
"Triplere bakar mısın? Sanki birazdan çocukları görmeye gelmeyeceğim." Arkasından ironiyle konuştu. Vladimir ise umursamadan arkadaşıyla mahkeme salonundan dışarı yürüdü.
"Ne kadar buradasın?"
"Akşam 8'de uçağım var, 4'e kadar çocuklarla zaman geçirip sonra Belgrad'a gideceğim."
"Birkaç kadeh için zamanın vardır o zaman." Dusan kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Normalde böyle bir fırsatı asla kaçırmayacağımı biliyorsun ama yarın maç var."
"Şu Dragana'nın kafayı taktığı kızı merak etmiştim." Bir saniye duraksayıp devam etti. "Ya da senin mi demeliyim?" Dusan gözlerini devirdi.
"Aşk hayatımı merak etmeyen bir kişi var mı acaba? Annemi, çocuklarımı, takım arkadaşlarımı, hatta takım arkadaşlarımın ailelerini bile anlıyorum. Ama avukatımın da merak edeceğini beklemiyordum." Dragana herkese anlatmıştı ve herkes doğal olarak merak ediyordu neler olduğunu. Dusan ise bu sorulara kaçamak cevaplar vermekle yetiniyordu.
"Ben de senin takım arkadaşın sayılmaz mıyım?" Vladimir ve Dusan'ın arkadaşlıkları da eskiye dayanıyordu. Sınıf arkadaşı olmalarının yanı sıra bir süre birlikte futbol bile oynamışlardı. Ama Vladimir zekasını futbolda değil hukuk fakültesinde kullanmayı tercih etmişti.
"Tabii ki sayılırsın Vladimir. Ama henüz zamanı değil. Bir dahaki sefere buraya geldiğimde yanımda göreceksiniz zaten." Vladimir kaşlarını kaldırdı buna karşılık.
"Eminsin bakıyorum."
"Kararlıyım diyelim." Bu karardan Sevil'i görmeden geçirdiği 32 günde emin olmuştu. Sevil'e ihtiyacı vardı ve her an yanında görmek istiyordu. 32 gün önce Samandıra'da vedalaştıktan beri onu sadece beş dakikalığına görebilmiş, onun dışında da verdiği sözü tutarak boşanma sonuçlanana kadar hiç konuşmamıştı. Mert Hakan'ın cinsiyetçi bir tutumla söylediği "Abi hiçbir kız o kadar beklemez." cümlesini umursamamıştı çünkü Sevil'in onu bekleyeceğine dair hiçbir şüphesi yoktu.
"Fotoğrafınızı gördüm." dedi Vladimir. "Dragana'nın avukatı mahkemeye delil olarak sunacak kadar aptal birisi. Nasıl bu davayı bu kadar uzatabildi şaşırıyorum." Vladimir sinirle soludu. "Neyse, mutlu görünüyordun. Umarım gerçekten öylesindir."
"Öyleyim." dedi Dusan gülümseyerek. Gerçekten her şeyiyle çok mutluydu Sevil hayatında olduğu için.
"İyi o zaman, tanışmayı iple çekiyorum." Bu sırada Vladimir'in arabasına gelmişlerdi. "İstersen bırakayım seni eve?"