Petar'ı Sırbistan'a tüm problemleri çözülmüş olarak uğurlamıştık. Hem babasıyla hem annesiyle konuşmuş ve derdini anlatmıştı. İkisi de daha sakin bir noktadalardı artık. Dragana okuldaki problemleri çözeceğini söylemişti. Dragana'yı düşününce bu çözümün bolca tehdit içerdiğini tahmin edebiliyordum.
Diğer velileri tehdit yani, yanlış anlaşılmasın. Biricik oğlunun canını sıkanların canını daha beter sıkardı Dragana.
Etik değerlerime karşı olsa da hak etmediklerini söyleyemezdim. Tanımadıkları insanlar hakkında böyle kolay atıp tutması kolaydı tabii. Hiçbiri gelip karşımızda böyle konuşamazdı, anca dedikodu yaparlardı. Bu yaptıkları Petar'ı üzdükleri yetmemiş gibi Dusan'ı da aşırı sinirlendirmişti. Kendisine denilenlerden çok bana dediklerine kızgındı. Geçen Edin ve Amra geldiğinde konusu açılmıştı ve Dusan anlatırken bile sinirlenmişti. Düzenli olarak kimse benim karımdan böyle bahsedemez krizi yaşıyordu.
Dünyanın en hanımcı insanı yarışmasına girdiniz ve rakibiniz Dusan Tadic. Aynen öyle.
Neyse ki tüm bu krizleri bir şekilde atlatmıştık. Hamileliğimin geri kalanını daha krizsiz geçirmeyi umut ediyordum.
Bugün ise o gündü. Haftalardır gün sayıyorduk ve sonunda gelmiştik. Karnımda dolanan ultrason makinesiyle cinsiyetini öğrenecektik bebeğimizin.
Cinsiyetini çok merak ediyordum. Aslında onunla ilgili her şeyi çok merak ediyordum. Elleri ayakları nasıl olacak, gözleri ne renk olacak, kaç kilo doğacak, babasına mı daha çok benzeyecek bana mı, bunların hepsi her gece tekrar tekrar düşünüyordum zaten. Şimdi en azından sorularımdan birine cevap alacaktım.
Karnımın içinde bir insan olması bana çok garip geliyordu hâlâ. Buna alışmam daha çok zaman alacaktı sanırım.
"Cinsiyet öğrenme partisi yapacak mısınız?" Gözlerimi monitörden doktora çevirdim.
"Anlamadım?" Dusan'ın şok içindeki bakışlarına gülmeden edemedim.
"Hayır yapmayacağız." dedim. Dusan daha ne olduğunu bile bilmiyordu, ben ise gereksiz buluyordum bu tarz organizasyonları. Gözde'ninki bile beni yeterince tribe sokmuştu zaten. Bir daha aynı stresi yaşamaya hiç gerek yoktu.
"Ne yapmayacağız sevgilim tam olarak?" Dusan bana baktı.
"Gözde yapmıştı ya, hatırlıyor musun?" Dusan hatırlayan bir nida çıkardığında doktora döndüm. "Ama bir zarfta verirseniz seviniriz. Özel bir anda, birlikte öğrenmek istiyoruz."
"Tamam, siz bilirsiniz. Kalkabilirsiniz bu arada. Bebeğimiz çok sağlıklı, gelişimi çok doğru. Cinsiyetini de size bir rapora yazdırayım." Sedyenin kenarındaki peçetelerle karnıma bulaşmış jeli temizlerken Dusan montumu giymeme yardım etmek için bekliyordu. Bu sırada doktorun uzattığı zarfı aldı.
"Teşekkür ederiz." dedim. Karnım her geçen gün daha çok belli oluyordu. Düğmeli pantolon giymeyi bırakmıştım artık. Lastikli eşofmanlar vazgeçilmezim olmuştu. İnsanın içinde başka bir canlının büyümesi çok garip bir tecrübeydi gerçekten.
Dusan dikkatli bir şekilde inmeme yardım edip montumu giydirdi. Doktora yeniden teşekkür ettikten sonra çıktık muayenehaneden.
"Cinsiyet şeyinden istemediğine eminsin değil mi? Bir iki gün daha bekleyebiliriz istersen."
"Hayır istemiyorum. Gerek yok zaten."
"İçinde kalmasın sadece." Dusan isteme muhabbetinden dolayı olsa gerek hassastı bu organizasyonlar konusunda. Ama hiç istemiyordum gerçekten.
"Seninle birlikte öğrenmek en güzeli olur benim için." Koluna girip ona yaslandım. "Sence cinsiyeti ne?" Bu soruma güldü.
"Çok yanlış kişiye soruyorsun bunu. Benim tahminlerim asla tutmaz."