1. bölüm

17K 762 176
                                    

Karşımdaki adam harap haline rağmen hala ayağa kalkmaya devam ediyordu, hakeme baktım ve başımı salladım. İki yumruk yiyerek onu yanıma çektim, lakabımın hakkını veren bir yumrukla adamı önce kafesi çevreleyen zincirlere sonra yere serdim.

Etraftaki bahisçilerden bazısı küfrederken bazısı da sevinç çığlıkları atıyordu. Kafesin kapısını açan adama kanlı yüzümle gülümsedim, kan bana ait değildi.

Bana yarı korku yarı saygı barındıran bir bakış attı, bir şişe su verip havlumu omzuma sardı ve geri çekildi. Yumruklar harici temas sevmezdim, bana dokunmak isteyen kafeste dokunabilirdi. Tabi başarabilirse...

Patronun beni beklediğini söyleyen gence bir bakış atıp duşa ilerledim, üstümdeki kandan kurtulup temizlendim. Siyah kotum ve gri bol tişörtümle patronun yanına çıktığımda, beni sevinçle ayakta karşıladı.

Korkusundan dokunmaya, elimi bile sıkmaya cesaret edemiyordu. Beni zorlamaya çalıştığı ilk gün tüm elemanlarının sağ kollarını kırmış, onunda iki parmağına fazladan esneklik kazandırmıştım.

"Harika ve göz doldurucu bir maçtı Ex, biraz yatışmanı sağlayabilmiştir umarım." Ona ufak bir tebessüm yolladım, diken diken olan tüylerini buradan görebiliyordum.

"Adam dayanıklı çıktı, güzel ter attım. Bunun gibiler zor bulunur oldu, başka bir zaman tekrarlayabiliriz isterse." Bana sevinçle bakarken elini çekmecesine attı, elim belimdeki silaha gittiğinde titreyen elini gördüm.

İki büyük balya dolar çıkartıp masaya koyduğunda uzanmamam için önüme itti paraları. İyi para toplanmıştı, dolar zaten fırlamışken işime yarayacaktı.

"Kontrol ettin mi?" Hızla başıyla onayladı. Sırt çantama attığım yüklü miktarda parayla ayaklandım.

"İki gün yokum, sonra birini bulursan ararsın. Kuduz denen şerefsizden haber gelirse bana ulaştır, onu çiğ çiğ yemek istiyorum." Kuduz lakaplı şerefsiz beni maçta şişlemeye kalkıp kayıplara karışmıştı, onun yüzünden sol kulak mememde iri bir delik vardı.

Tıkaç tipi siyah bir küpe takıyordum ve bu beni daha da tehlikeli gösteriyordu. Mekandan çıkarken korumalar önümden hızla çekiliyorlarken minicik duran bir beden büyük bir dikkatle bana bakıyordu.

Dudakları aralık, gözleri kocaman açılmıştı ve yüzü pespembeydi. Kız da diyemezdim erkekte...

Dudaklarını yalayıp konuşacak gibi olduğunda korumanın biri onu hızla kenarı çekti. Cengiz bana bile bakamazken gence dokunması nedense beni sinirlendirmişti.

"Koçum, sağ elini sen mi kırarsın benim mi yapmamı istersin?" Cengiz derin bir nefes alıp hızla yandaki direğe güçlü bir yumruk savurdu, çıkan çatırtıyla dudaklarım kıvrıldı. Cüzdanımdan bir tomar ikiyüzlük uzatıp onun uzaklaşmasını izledim.

"Sana gelirsek, önüme geçerek bana ne söylemek istemiştin?" Genç hala aynı ifadeyle bana bakarken dudakları aralandı, pembe dili dudaklarını okşarken içimde bir yer kasıldı ve aniden sertleşmeye başladım.

"Ben size tapıyorum, sizinle olmak istiyorum." Bana doğru bir adım attığında arkadaki korumalar kıpırdandı.

"Gidin." Tek kelimemle ikimiz kalmıştık.

"Erkek misin?" Başıyla gergince onayladı, ışıltılı gri elbisesinde ve kumral teninde gezindi gözlerim. Onu isteyen vücudumun çağrısına kulak verdim.

"Tek seferlik ilişkiler benlik değil." Ona doğru bir adım attığımda gerilememişti.

"İstediğin her an gelirim, başkasıyla yatmadığın sürece." Cesurdu, hakkını vermem gerek. Minik ama cesur.

"Yetersen başkasına gerek kalmaz, güveniyor musun kendine?" Emin bir iffadeyle başıyla onayladı.

"Yeteceğimden eminim, belki fazla bile gelirim." Güldüm sadece, bir kez bile yetecek kadar dayanan olmamıştı.

"Gel bakalım." Arabama binen ilk kişi olduğunu bilmiyordu, bende ona bu denli tutulacağımı bilmiyordum.

Knockout Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin