Bölüm 27.

2.9K 258 87
                                    

Mayıs'tan.

Sabah gözlerimi bir kamyon dayak yemişim gibi hissederek açtım. Ah, dur bir dakika, öyle değil miydi zaten?

Koltukta doğrulurken üzerimdeki örtüyü kenara çektim. Koltuğa baktığımda Nefes'in sırtıma sürdüğü kremin tamamen koltuğa yayıldığını gördüm. Oflayarak elimle yüzümü ovaladım. Tamam, seni sonra temizleyeceğim, ama önce bir duş almam ve ardından iş aramak için çıkmam gerekiyordu. O yüzden bunu akşama bırakıyorum.

Derin bir nefes aldım ve koltuktan kalktım. Üzerimde sadece siyah sutyenim vardı. Şömine de gece kendiliğinden söndüğü için ev yeniden kutuplara dönmüştü. Titreyerek ellerimi iki koluma sardım ve merdivenlere yöneldim.

Merdivenleri ikişer üçer çıkıp odama girdim. Duştan sonra giymek için birkaç parça kıyafet seçtim ve kendi havlumu alıp duşa yöneldim. Suyu açıp, ısınmasını beklerken aynada vücuduma baktım.

Karnımın üst bölgesinde bir morluk vardı ama büyük piyango sırtımdaydı. Yukarıdan aşağıya doğru koca bir morluk uzanıyordu. Gece bu morluğun üzerine nasıl acıtmadan yattığımı düşünüyordum.

Su ısınıp, buharı banyoyu doldurmaya başladığında kafamı iki yana sallayarak tüm kıyafetlerimi çıkarıp duşa girdim. Sıcak su vücudumdaki yaralara çarparken önce acı dolu bir sızı vücudumu sardı. Dudaklarımdan anında küçük bir inleme kaçmıştı. Fakat ardından sıcak su yaralara çarpmış, onları uyuşturmaya başlamıştı. Vücudumu hoş bir sıcaklık sararken gülümsedim ve duşumu aldım.

Bitirdikten sonra havluyu vücuduma sarıp banyodan çıktım ve soğuktan donduğum için odama koştum. Hızlı bir şekilde kıyafetlerimi giyerken sırtıma yapışan ve beni rahatsız eden saçlarımdan kurtulmak için ıslak olmasını göz ardı ederek topladım.

Giydikten sonra alt kata inerek şömineyi yaktım. Gözlerim masanın üzerinde duran suyla dolu kaba ve yerde olan beyaz bez parçasına kaydı. Dün gece o anda uymuyordum, Nefes'in dediği her şeyi de duymuştum zaten. Böyle düşünmesine sebep olduğum için kendimden nefret ediyordum ama benden uzak durmasını istiyorsam buna mecburdum.

Gerçi pek işe yaradığını da söyleyemem. Nefes oldukça inatçı birisi.

Derin bir nefes alıp, sıcak bir şeyler hazırlamak için mutfağa yöneldim. Şu anlık bunları düşünmek istemiyorum. Sadece bir iş bulmak ve en azından burada kalıp, geçimimi sağlamak istiyorum.

Ama muhtemelen çoğu iş yeri beni kabul etmeyecektir. Beni okuldan attıran birisi, burada iş bulmamam için de elinden geleni yapacaktır. Yanisi, işim bir hayli zordu.

Kahvem hazır olduğunda bardağa döküp içerken salona ilerledim. Küçük bir yastığı şömine önüne koyup, üzerine oturdum. Sırtımı şömineye çevirip, saçlarımı kurutması için açtım.

Yavaş yavaş kahvemi yudumlarken şöminenin sıcak ısısı vücudumu mayıştırıyordu. Kahvemi içip bitirdiğimde önümdeki küçük masanın üzerine koyarak ayağa kalktım. Zaten saçlarım da çoktan kurumuştu.

Hızlıca saçımı tarayıp, kabanım yerine farklı bir ceket alarak evden çıktım. Çünkü kabanım dün gecenin kurbanı olarak tamamen kir içindeydi. Eve döndüğümde onu da yıkamayı unutmamam gerekiyor. Fakat yıkarsam da, Nefes'in kokusu üzerinden gidecekti.

Of, bu durumdan daha çok nefret etmeye başladım.

Merdivenleri inerken gözlerim Nefes'in evine takıldı. Görünürde kimse yoktu. Saat çoktan 10 olmuştu. Şimdiye kalkmış olmaları gerekiyordu, Nefes fazla uykucu birisi değildi benim aksime. Bu garip gelse de umursamadan arabama doğru ilerledim. Dün gece yorucu geçmişti, hâlâ uyuyor olabilirlerdi.

Bizim köyün hocası | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin