Bölüm 28.

3.3K 272 70
                                    

Ay bu bölüm bir bitmedi yaa

Neyse tahmin eden okurlardan birisi öyle bir noktaya değindi ki, söyleyen kişi konusunda resmen 12'den vurdu. Ama bu kişinin kim olduğunu size söylemeyeceğim hehehe

Onu da tahmin edip, kendiniz bulun canım 😁

Neyse iyi okumalar sizee<333

×××××

Nefes'ten.

Bu öpücüğü beklemiyordum. Fakat yine de kendimi toparlayıp, ona karşılık vermiştim. Ellerimi onun ensesine koyarak ensesine olan küçük saçlarını okşadım.

Nefessiz kalıp geri çekildiğimizde çok uzaklaşmayıp, alnımı onun alnına yasladım. Benim gibi onun da yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Tekrar onu öpmek için parmak uçlarına çıkarken o kıkırdamaya başlayıp kafasını boynuma gömdü.

Buna şaşırsam da, ben de gülüp kafasının arkasını okşamaya devam ettim. Birkaç saniye sonra kafasını kaldırıp, elimden tutarak, "Hadi dışarı çıkalım." dedi.

Şaşkınlıkla ona bakarken, "Ne diyorsun ula, dışarıda dolu gibi yağmur yağıyor." dedim.

Fakat beni umursamadan kapıya ilerledi. Üzerine ceket bile almadan kapıyı açıp dışarı çıktı. Neyse ki benim elimi kapı önünde bırakmıştı. Merdivenleri inerken şoka düşmüş bir şekilde onu izlemeye devam ederken, "Dikkat et, kayıp düşeceksin." dedim.

Fakat o beni umursamadan, kafasını sallayarak, "Bir şey olmaz." dedi.

Kapı pervazına yaslanıp, yüzümde gülümsemeyle onu izlemeye devam ederken kafamı iki yana salladım. Islanmaya başlarken kafasını kaldırıp yıldızlara baktı. Yüzündeki koca gülümsemesi buradan bile görünürken küçük bir çocuk gibi
yağan yağmurla oynuyordu.

Etrafında dönerken durdu bana baktı. Oldukça yüksek bir sesle, "Sen niye gelmiyorsun?" diye sordu.

Kafamı sallarken, "Yok, ben böyle iyiyim." dedim.

İkimizde ıslanırsak hasta olduğumuzda bize kim bakacaktı? O yüzden risk almamak gerekiyordu. O benim cevabıma omuz silkerken, "Bazı insanlar yağmurda ıslanır, bazılarıysa izlermiş. Demek sen ikincisisin." diye cevap verdi bana.

Terasın altında bir adım daha atarken, "Senin de ilki olduğunu net şekilde görebiliyorum." dedim gülerek.

O da otuz iki dişini de bana gösterdikten sonra ellerini iki yana açarak ıslanmaya ve etrafında dönmeye devam etti.

Melodik bir ritim üzerinde dans eder gibi hareket ediyordu. Gözleri kapalı, kısık şekilde duyduğum mırıltılar çıkarıyordu. Dudaklarımda hoş bir gülümseme, kollarımı kavuşturmuş bir şekilde ona bakıyordum.

Caddelerde rüzgar, aklımda aşk var.
Gece yarısında eski yağmurlar, şarkı söylüyor sessiz usulca, özlediğim şimdi çok uzaklarda.

Bir anda yüksek sesle söylemeye başladığında kaşlarım yukarı kalktı. Ama şarkıya fazla devam etmedi, muhtemelen sarhoş olduğu için pek de hatırlamıyordu.

Daha fazla ıslanırsa hasta olacağı için, "Gel artık, hasta olacaksın." dedim elimi 'gel' diye sallayarak.

Durup, bana baktı ve dudaklarını büzerek, "Hasta olursam bana bakmaz mısın?" diye sordu.

Onun bu çocuksu haline gülüp, "Elbette bakarım, ama yine de hasta olma, gel hadi." dedim.

Dudaklarını bir birine bastırıp, kafa salladı ve bana doğru gelmeye başladı. Merdiven önünde durarak onu karşıladım. Merdivenleri hızla çıkıp, ıslak olmasını umursamadan bana sıkıca sarıldı.

Bizim köyün hocası | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin