Bölümü yazdım heheheh
Üniversitede yazmaya alışkın olduğumdan hafta sonu evde yazmak bir garip geldi 😔
Neyse neyse size iyi okumalar öptüm<333
Ayrıca tahminleri de aşağı bırakmayı unutmayınn
Ayy sormayı unuttum, bizim gençlerden en sevdiğiniz baş karakter hangisiii
×××××
O gün olanlardan sonra Nefes'le ilişkim daha da bir ileri seviye atlamış gibiydi. Artık daha fazla yakındık ve aynı ortamda olduğumuz zaman farklı bir atmosfer oluşuyordu. Aramızda bu garip atmosfere artık bir isim vermek istiyordum.
Ona duygularımı söylersem ne der pek emin değildim. Şu anlık bunu kestiremiyordum ama büyük ihtimalle kabul eder gibi geliyordu bana. O yüzden doğru bir anda ona bunu söylemek istiyordum. Fakat bu gerginlikten kurtulmak neredeyse imkansızdı.
Şimdiyse okuldan geldikten sonra onu görmek için onlara gidiyordum. İçeriden gülme sesleri geldiğinden Nayide ve Seferlerin burada olduğunu anlamıştım.
Yavaş bir şekilde kapıya iki kere tıkladığımda içeri taraftan, "Ben bakarım." diyen Feride'nin sesini duymuştum.
Zaten birkaç saniye sonra da kapı onun güler yüzüyle açılmıştı. Beni gördüğünde, "A, Merhaba Mayıs, hoş geldin." dedi.
Gülümseyerek kafamı sallayıp, "Merhaba, hoş bulduk." dedim.
Kapıdan çekildiğinde içeri girdim. Kabanımın üst kısmından tutarak hafif bir güçle geri çektiğinde çıkarmasına yardım etmek için kollarımı aşağı indirdim.
Kabanımı asarken onun yanağından bir makas alıp, "Naber fıstık?" diye sordum.
Gülümsemesi genişlerken, "İyidir, senden?" diye sordu.
Kafamı sallayarak, "İyi, iyi." dedim. İçeri salona doğru ilerlerken koluma girmişti. İkimiz kol kola salona girdiğimizde oturup bir şeyler konuşan çekirdek aileyi gördüm.
Hepsi bize dönerken, "Merhaba." dedi aynı anda.
Onlara selam vererek Feride'nin kolundan çıktım ve Nefes'in yanına oturdum. O da gülümseyerek bana bakıp eliyle yanağımı okşarken, "Nasılsın?" diye sordu.
Gülümseyip, "İyiyim, sen?" diye karşılık verdim.
Elini çekerken, "Ben de iyiyim, seninle sonra küçük bir şey hakkında konuşalım mı?" dedi.
Kaşlarım çatılırken, "Ne hakkında?" diye sordum.
Bana biraz daha yaklaşıp, "Esil hakkında." dedi.
Şaşkınlıkla kaşlarım havaya kalkarken vücudumu can sıkıcı bir merak sarmıştı. Ben de onun kulağına doğru eğilerek, "Bir sorun mu var?" dedim.
Kafasını iki yana sallarken, "Ailecek yemek daveti yaptı. Birlikte gideriz diye düşündüm." diye açıkladı.
Bu aile kavramına beni de kattığı için kalbim mutluluktan maraton koşusuna çıkmıştı. Fakat onunla aynı masaya oturmak istemiyordum. Artık beni rahatsız eden duyguya ad verebiliyordum. Kıskançlık. Aşırı derece Esil'le olan iletişimlerini kıskanıyordum.
Nefes her ne kadar unuttum dese de, onunla olan anılarını seviyor. Bunu bir aşk olarak da algılayabilirdi. Fakat, onun bununla hiçbir sorunu yokmuş gibi görünüyordu.
Uzun süre sessiz kaldığımda koluma dokunarak beni ayılttı. Kendime gelip ona, "Tamam olur. Karar veririz herhangi bir güne. Gideriz birlikte." dedim.