Selamun Aleyküm fırfırlarım.
Nasılsınız iyisinizdir inşallah
Vallahi babalar sözünü tutar yazarlar bölümü atar yetiştirdim.
BÖLÜMLER HAFTASONU olacak şekilde gelecek. Mümkün olursa haftasonlari iki bölüm olmazsa bir bölüm şeklinde. Bu kısmı görmeyip bölüm biter bitmez soran fırfırlar burayı okusanız göreceksiniz ne zaman bölüm aaaaa.
Neyseciğime uzatmadannnn
İyi okumalarrrrrrrr
----------
Yol boyunca ikimizde de beklenmedik bir sessizlik vardı. Direkt hazırlanıp çıkmıştık. Tek kelime dahi etmeden. Ona olan güvenimi sorgulamıyordum. Güveniyordum. Yapmadım dediyse yapmamıştır ama ikimizinde arasında garip bir soğukluk vardı.
Konuşmak istiyordum ama dilim bir şey demeye varmıyordu. Kalbim çok değişik hissediyordu. Çok ama çok değişik.
Hastane otoparkında durduğunda yavaşça indim. İlerlemek için onunda inmesini beklemiştim. İndi ama bir süre adım atmadan durdu. Hızla arabanın etrafında dönüp yanına gittim.
"Baran iyi misin?" Gözleriyle onaylasada çok inandırıcı değildi. Ona destek olmak istercesine koluna girdim. Kapıya doğru bakıp gördüğüm ilk hemşireye bağırarak "bir sandalye alabilir miyiz?!"
"Yürürüm"
"Başın mı dönüyor ne oldu?"
"Biraz döndü. İyiyim. Yürürüm"koluna girdiğim elimi tutup ilerlemeye başladığında onunla beraber ilerledim ama gözüm sürekli üzerindeydi. Rengi çekilmiş gözleri bayık bakıyordu. İstemsiz bir endişeye bürünmüştüm. Çoğu zaman evdeyken de rengi kaçıyordu ama daha önce hiç bu kadar bitkin görmemiştim.
"Baran iyi değilsin"
"İyiyim"
"Yalan söylüyorsun? Dur biraz otur şöyle"onu lobideki koltuğa oturtup önüne çöktüm. Ellerimi yüzüne yerleştirirken bana bakmamak için ayrı bir çaba harcıyordu.
"Baran sen neler olduğunu biliyorsun değil mi?" Morlukların üzerine dokundum. "Neyin var?"gözlerini yumup derin bir nefes aldıktan sonra geri açtı. Nefes almak mı oturmak mı bilmiyorum ama hafiten bir kan gelmişti yüzüne.
"Önümde çökme kalk"
"Baran. Bilmek istiyorum" kolumdan tutup kaldırdıktan sonra yanına oturttu. İçimi kocaman bir endişe kaplamıştı. Bir şey saklıyordu bundan emindim.
"Az sonra öğreneceksin zaten" ayarlandığında ona baktım. Dengesini toparlamış duruşundan ödün vermiyordu.
"Hadi gel"uzattığı elini tutup kalktım. "Senden öğrensem?"
Bana dönüp yüzümü avuçladı. "Keşke en başından söyleseydim. Şimdi söylemek öyle zor geliyor ki"
"Korkutuyorsun"kalbim deli gibi çarpmaya başlamıştı ama heyecandan değil korkudandı. Ona bir şey olma korkusunun canımı bu kadar çok yakacağını tahmin etmezdim.
"Kanser"dedi sanki söyleyip kurtulmak istercesine. Duyduğum kelime beni olduğum yere mıhlarken Baran'a ciddi olup olmadığı konusunda baktım. Böyle bir şeyin şakasını yapmazdı ama şaka olmasını istiyordum.
"Ne kanser?"dedim zar zor. "İlik."bu kalbime bir mızrak gibi saplanırken orasının acıdığını hissettim.
"Ne zamandan beri?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH-U REVAN (berdel)
Подростковая литература"Hep kaderimin akını diledim Allahtan. Namazlardan sonra oturur uzun uzun dua ederdim. "Allah'ım benim için en hayırlısı kimse onu yaz kaderime" Kaderimin beni hep normal yollarla bulacağını düşünürdüm. Ta ki gün gelip töreme ait berdelle yüzleşen...