IX

15.5K 841 112
                                        

Selamun Aleyküm millet

Hafta içi bölümü geciktirdiğim için pazar gün ki bölümü hem yoğun olmamdan hem de telafi amaçlı bugün atıyorum.

Beğenmeniz umuduyla

İyi okumlaarrrrrr

------------



"kalın bir şeylerde koysaydın. Orda hava nasıldır ki?"

"bir tık daha soğuk olabilir"dolabın kışlık bölümüne uzanıp siyah bir boğazlı kazak çıkardım. "bunu da koyayım. Ne olur ne olmaz"ben bavulu düzenleyip aralarına kazağıda eklerken Baran hemen yanımda beni izliyordu.

"orda eşyalarım var çok sıkıntı değil."

"olsun. Bir şey unutmadıysan kapatayım?"

"yok unutmadım da bırak zaten yorgunsun. Ben hallederim"bavulu kapatıp indirme işini ona bıraktığımda yatağın üzerinden alıp dört tekerin üzerine koydu.

"Baran"dedim tedirgin olduğumu bariz belli eden bir ses tonuyla. Her Baran deyişimde olduğu gibi tüm dikkatini benim üzerime yönlendirmişti. "yorgunum diyordun bir de uçak yolculuğuna çıkacaksın bu seni daha da yormaz mı?"

Gülümseyerek içimi rahatlatmaya çalışsada gözlerinden yorgun olduğu okunuyordu. "iyiyim ben alışkınım böyle ani plan değişikliklerine. Seni annenlerin yanına bırakayım. Tek kalma burada. Her ne kadar korumalar olsa da evde nefes olsun."gözlerimle onayladığımda hazırlanmam için beni odada yalnız bıraktı. Bir süre olduğum yerde duraksadım. Bu uçak yolculuğu beni çok korkutuyordu. Anlamını bilmediğim bir sıkıntı dolduruyordu içimi. Gitmesini istememek açık bir itiraf olabilirdi ama gitmesini istemiyordum.

Hızlı bir inşirah okuyup hazırlanmaya koyuldum. Zaten annemlere gideceğim için çokta özenmemiştim. Pantolon üstü gömlek bir de örtümü örttüğümde tamamdım. Lazım olabileceğini düşündüğüm birkaç eşyada alıp odadan çıktım. Baran'ın odadan çıkarken götürmediği bavuluda yanımda sürüklemiştim.

"Baran ben hazırım"

"geldim!"elindeki elmayla mutfaktan çıktığında yemek yemediğimiz aklıma geldi. "ayyy ben unuttum! Kader abla yapmış bir şeyler"saatimi kontrol edip daha vaktimiz olduğu kanısına vararak "hemen koyayım ye öyle aç aç gideceksin ah akılsız kafam!"mutfağa girecekken dirseğimin altından tutup beni durdurdu. Bu hamlesi vücutlarımız arasındaki mesafeyi de kapatmıştı.

"bir daha kendine hakaret ettiğini duymayayım"şaşkınca ona bakarken boğazımda oluşan yumru ile yutkundum. Kahverengi gözleri gözlerimin en derinine inerken yakınlığın ve temasın etkisiyle sesim neredeyse içime kaçmıştı. Boğazımda düğümlenen yumru sanki ses tellerimdi.

"yemek koyayım"

"gerek yok bu beni tutar inince yerim."

"ama kadın o kadar yapmış hem elma insanı daha da acıktırır. Hemen beş dakika ye"içimi rahatlatmak için gözleriyle onay verdi. Daha sonra yavaşça temasını kesmişti.

Hızla mutfağa girip ocaktaki yemeklere baktım. Ona seslenmek için arkama dönecekken zaten hemen arkamdaydı hatta çok yakınımda. Göz hizama gelen göğsünden gözlerimi çekip yukarı kaldırdığımda göz göze geldik.

"Çorba içer misin diye soracaktım?"

"gerek yok şu etli yemekten yerim yeter bana"fark ettiğim üzere çok yemek yemiyordu. Tek çeşit ile yetiniyordu. Spor yaptığından mı kaynaklı bilmiyorum ama fazla yiyince midesinin rahatsızlandığını fark ediyordum.

RUH-U REVAN (berdel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin