0.4-Görev

151 91 28
                                    

Eveet, yeni bölüm. Lütfen küfürlerimizi içimizde tutalım. İyi okumalarr.

"Sözlerim canını yakarsa konuşmaktan utanıyorum. Senin yüzün kızarmıyor mu?"

"Sen." dedim dişlerimin arasından. Kalabalık olduğu için bağıramıyor, vuramıyordum. "Sen beni tehtid edemezsin. Sırıttı. "Annenin katilini bulmak kolyenin diğer yarısına bağlı, değil mi?" İşaret parmağımı yüzüne doğru salladım. "Seni bitireceğim. Seni ben bitireceğim, Baran Soykan." Arkamı döndüm ve uzaklaştım.

Eve vardım, mutfağa girip elime geçen malzemelerle bir sandviç hazırladım ve masaya oturdum. Telefondan gelen bildirimle oflayarak elime aldım, Dora mesaj atmıştı.

Dora Kural: Hala tamamlamamız gereken bir görev var.

Siz: Geliyorum.

Hazırladığım sandviçi yiyip üzerimi değiştirmeden evden çıktım. Arabaları es geçip motoruma bindim ve Son Durak binasına doğru yola koyuldum. Binanın önünde durdum, derin bir nefes aldım ve kaskı kafamdan çıkardım. Sol elimle saçlarımı düzelttim ve motordan indim.

Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. Kapıyı açan Lara'ydı. "Hangi yüzle buradası-" yanından içeri girdim, toplantı odasındaki sandalyeler den birine oturdum ve sigara paketimi açtım. "Haddini bil." dedim sigarayı yakarken. Derin bir nefes aldığım sırada Dora odaya girdi. "Leyal ben-" gözlerimi masanın üzerine bıraktığım telefona çevirdim, telefonu elime aldığımda konuşmayacağımı anladı. Bu sırada Atlas ve Baran içeri girdi. "Görev ne?" dedim. Baran kağıtları masanın üzerine bıraktı, sandalyeye oturdu. "Organ mafyası." diyerek araya girdi Atlas. "Özellikle çocukların organları. Sözde 'konuşmak' için gidiyoruz fakat niyetleri belli." Başımı salladım.

"Ara sokaklardan dolaşacağız, şehrin merkezindeki 20 katlı binalardan birinde olacak. Acil bir durum olmaması için uğraşacağız fakat acil bir durum olursa ve birimiz dışarıya çıkarsa yeniden içeri girmek için çatıdan cam temizlemecilerin kullandığı asansörü kullanacak. Ve-" bir Lara'ya, bir bana baktı. "İlk silah patladığı anda ikiniz dışarı çıkıyorsunuz, kurtuluyorsunuz." Başımı iki yana salladım. "Burada kuralları ben koyarım, Leyal Karan." Ellerimi masaya koydum. "Hiçbir yerde kurallara uymam ben, Baran Soykan." Lara itiraz etmesi yasakmış gibi susmuştu, belki orada kalmaktan korkuyordu.

"Ben ne dersem öyle olacak." dedi. "Ben ne istersem o olur." diye karşılık verdim. Derin bir nefes aldı. "Neyse orada kalsan da bir işe yaramayacaksın zaten. Sadece Atlas ve ben silah kullanacağız, Lara ve Dora çakı kullanacak." Kaşlarımı çatarak ona baktım. Silahsız gitmeyeceğimi biliyor olmalıydı, sonuçta bir seri katildim ben. "Silahsız gideceksin, üzerindekileri de çıkar." Başımı iki yana salladım. "Asla silahsız gitmem."

"Yakalanırsın." dedi Atlas. Güldüm, ben mi yakalanacaktım? "Ben mi?" Üzerimdeki silah ve çakıları çıkarmaya başladım. Sırtımda sütyenim ve derimin arasında bir silah, belimde bir silah, çantamda yedek mermiler, bacağımda, ayakkabımın içinde, saçımdaki tokaya tutturduğum çakılar ve çantamdan çıkan eter ile bez. 3'ü şaşkınlıkla bana bakarken Baran "Kolunun içindeki çakıyı da çıkar." dedi. Gülümsedim. "Ah, onu unutmuşum." dedim yapay bir şekilde. Onu da masanın üzerine bıraktım.

"2 silah, pardon çantamda da bir tane varmış." Çantamdakini de masanın üzerine bıraktım. "3 silah, 6 yedek mermi, 3 çakı, eter. Kim yakalanırmış?" Dora şaşkınlıkla ayağa kalktı. "Sakın! Dora, sakın. Kullanmak istemem." Dudaklarını bükerek geri oturdu.

"İlla ki silah sokacağım içeriye." Omuz silktim. "Ne derseniz diyin, isterseniz örgütten atın, Kan'a yaptığım gibi burayı da yakarım, o zaman ödeşiriz."

Son Durak +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin