Foxy-Baba
Baba, bak bu masalım güzel mi?
Bir yanlışım olduğunda gözlerinle süzerdin...İyi okumalarr.
"Babasının kızısın. Babasının aslan kızını, babasından başka kimse yıkamaz."
Gözlerimi aynı hastane odasında açtım, bu sefer babam odadaydı. "Leyal'im nasılsın?" Çok umurundaydı ya.
"Ölü." diyerek yanıtladım onu. Ona karşı bir tavır takınmama şaşırmıştı fakat şaşıracak bir şey yoktu. "Kızdın mı bana?" diye mırıldandığında sahte kahkahalarımı önüne serdim. Yaralarım sızlarken kahkahalarım şiddetlendi, sonra bir anda sustum. Kahkahalarıma gizlediğim öfkem bana dönüştü. "Kızmadım ya niye kızayım! Ben canımla uğraşırken bile benden uzakta değildin zaten, annemin acısını çekiyor gibi yapıp ölü kadını bile aldatmadın zaten! Bu mu lan senin sadakatin!"
"Hiçbir şey bildiğin gibi değil." derken gerildiği çok belli oluyordu. Başımı salladım. "Kim olduğunu bilmiyorum ama annem başka birini seviyormuş, sen onu sevdiğini söyleyerek zorla evlenmişsin, sonra diğer teyzemle aldatmışsın, annem katil olduğunu öğrenince evi terketmiş ve sen onu zorla geri getirmişsin, aldatıldığını öğrenince beni de alarak sözde lunaparka gideceğimizi söyleyerek evden çıkmış, düşmanların yüzünden benim annem işkence çekmiş ve öldürülmüş."
"Sen... Bütün bunları nereden biliyorsun sen?!" Gülümsedim. "Çünkü sırlar karanlıkta saklanır ve ben, karanlığın ta kendisiyim." Bir şey söylemek için araladığı dudaklarını birbirine bastırdı, alnındaki damat belirginleşirken daha geniş gülümsedim. "Seni Son Durak'ta..."
"Hayır." diyerek sözünü kestim sertçe. "Devam edeceğim ve sen de karışmayacaksın."
"Zaten bilgi getiremedin-"
"Kendin ajan olarak girseydin o zaman! dedim sertçe. "Ben orada ajan olarak değil, süikastçi olarak duruyorum şu anda. Karar benim değil mi amına koyayım!" Derin sessizlikte zor bir nefes aldım. "En azından bana insanmışım gibi davranıyorlar. En azından beni görüyorlar..." Ellerimi kaldırdım. "En azından 12 yaşımdayken parmaklarımı izlerinin silinmesi için aside basmadılar." Parmak izlerim yoktu, ilk görevde neredeyse parmak izi bırakmak üzere olduğum için parmaklarımı aside bastırmıştı.
"Ben seni asla görmezlikten gelmedim Leyal, hep benim için ön planda sen vard-"
Yatakta doğruldum, gözlerimi gözlerine diktim. "Gözlerime bak." dedim sertçe. Gözleri yerde geziniyordu. "Gözlerime bak!" Yavaşça gözleri gözlerime değdi. "Görüyorsun değil mi gözlerimi. Benm gözlerim senin gözlerine benzemez, korkunun yansımasını bile bulamazsın. Ben korkmuyorum çünkü. Ölümden, senden, seni kaybetmekten. Sen acırsın belki ama ben acımam." Derin ve hırıltılı bir nefes aldığında gülümsedim. "Kızınım diye güvenme, damarıma basarsan son gördüğün gözler benim gözlerim olur."
"Sen, babanı tehtid mi ediyorsun Leyal?"
"Sen Leyal'i kontrol edebileceğini mi sanıyorsun baba?" Birkaç saniyenin ardından devam ettim. "Ben buyum." dedim hafifçe uzanırken. "Seri katil, süikastçi, Karanlık." Göz kırptım. "Leyal senin kızın olabilir belki ama ben kimseden emir almam. Karanlık' ı kimse yönetemez." Bir şey söylemek için ağzını açtığında bağırdım. "Çık dışarı!" Polisler içeri girdi, dışarı çıkardılar. Yatağa uzandığım sırada Vera içeri girdi.
"Niye babanı dışarı attırdın Leyal, bir şey mi oldu?" Her şeyi anlattım. Kimi zaman kahkahalarla, kimi zaman şaşkınlıkla dinledi beni. "Gözü çok dönerse seni öldürtmeye kalkabilir Leyal." Omuz silktim. "Denemekle kalır, ben de onu öldürürüm."
"Yapmazsın, yapamazsın, kıyamazsın ki."
"Yaparım." diye direttiğimde başını salladı. "O zaman görüşelim." Bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki kapının önünden Dora'nın sesi duyuldu. "Abi bak arkadaşıyım diyorum, nasıl olduğunu görüp gideceğim." Israrlarından bıkan polis memuru kapıyı açtı, Dora bilmiş sırıtışıyla içeri girdi.
"Naber?" Baş salladım. "İyi sen?"
"Aynı."
"O gün bir şey olmadı, değil mi?" Başını iki yana salladı. "Lara yaralıydı ama-"
"Ne oldu, önemli bir şey mi?" Başını iki yana salladı. "Sıyrık sadece."
"Bir şey soracağım. Benim başıma silah dayandığında birisi o iti vurdu. Kimdi o?"
"Baran'dı ama muhtemelen senin vurulduğunu bilmiyordu."
Bal gibi de biliyordu.
O anda kardeşinin kolundaki sıyrık daha ağır basmıştı.Yarım saat sonra odadan çıktılar. Yatağa uzandım. Baran'ın davranışını kafamdan atamıyordum. Babam bile yapmıştı ama Baran'ın yapması nedense bana çok koymuştu.
(2 hafta sonra...)
Evime çıkmıştım, sonunda rahat bir nefes almıştım. Cesetler temizlenmişti, silahlar ve mermiler kaldırılmıştı. Spor salonundan üst kata doğru çıkarken kapı çaldı. Babam yüzü kan içinde içeri girdi. "Ley...Leyal. Son Durak'tan ay...rılıyorsun." Başımı iki yana salladım. "Son Durak'tan ayrılıyorsun çünkü benim örgütümün, ÖLÜM'ün başına geç-" Aniden cam patladı ve ateşlenen kurşun, babamın beynini delip geçti. Çekmeceye koyduğum silahı aldım ve yavaşça camdan dışarı baktım. Biriyle göz göze geldiğim anda silahı ateşledim.
Cesede ilerledim, silahı, çakıyı ve yanındaki yedek mermiyi alıp eve döndüm. Bu sırada Vera ve Lara hariç SD ekibi gelmişti. Şaşkınlıkla bir bana, bir babamın cesedine bakıyorlardı. "Siktir, burada bir ceset daha var!" dedi Dora şaşkınlıkla. Omuz silktim. "Bir şey yok. Kısa bir cenaze sadece."
Cenaze işleri birkaç gün içinde hallolmuştu, zaten onu seven kimse olmadığı için sadece biz vardık. SD ekibi ise bizim için kaldıklarını söylemişlerdi.
O öldükten sonra ufak bir acı bile duymamıştım. Canım yanmıyordu, canım neredeyse hiç yanmıyordu.
Ben, şehrin en büyük örgütünün başına geçiyordum.
Tekrardan merhabalarr.
Nasılsınızzzz?
Leyal örgüt lideri oluyor. Ne düşünüyorsunuz?
Baran'ın davranışını nasıl yorumlarsınız?
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Görüşürüzzz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Durak +18
Teen FictionNot: İçerdiği cinayetler ve şiddet sebebiyle yetişkin içeriği taşımaktadır. Annesinin katilini bulmaya hayatını vermiş bir kadın... Ortadan kaybolan babasını bulmak için örgüt kuran adam... Kimdi katil? Can alanlar mı katildi can yakanlar mı? Kim...