1.0-Görev İçin

78 62 7
                                    

Bu bölüm bazı kişiler için rahatsız edici unsurlar barındırmaktadır. Bunun bilincinde olarak okuyun.

İyi okumalarr.

Sena Şener~Teni Tenime

"Diz çökeceğim fakat sizin değil, aşkın karşısında."

Akşam üzerimde ip askılı, dizlerimin hemen üzerinde biten, siyah, dar bir elbiseyle arabanın içerisindeydim. Tek abartılı makyajımın dudaklarımdaki kan kırmızısı ruj olmasına rağmen o bile aşırı rahatsız ediyordu. "Ayrı mı gidiyoruz?" diye sordu Baran. Ters bir bakış attım ve gaza yüklendim. Tabii ki ayrı gidiyorduk.

Büyük binanın önünde durdum. Toplantı buradaydı fakat örgütün binası burası değildi. İçeri girdiğimde Uğur Alkan'ı görmeyi beklemiyordum. "Sıla Karahan, nasılsınız? İyileştiniz mi? Daha önemlisi, neden buradasınız?" Gülümsedim. "Önce adımı öğren." Büyük salona geçtim ve masanın başına oturdum. İçinden bir tane çıkardığım sigara paketini silahımla beraber masanın üzerine bıraktım.

Yaklaşık 10 dakika sonra herkes gelmişti. 6. veya 7. sigaramı yakarken Uğur Alkan konuşmaya başladı. "Beyler." gözü bana kayarken genişçe sırıttı. "Ve bayanlar. Hoşgeldiniz. Ben Ölüm'ün adamlarından biriyim fakat biliyorsunuz ki Altay Karan öldürüldü. Ve şimdi herkesin sizi tanıması için, lütfen." Herkes sırayla kim olduğunu, hangi örgütün kurucusu veya lideri olduğunu söylerken ben sakince sigaramı içiyordum.

"Baran Soykan. Son Durak Örgütü'nün kurucusu ve lideriyim." Solumda oturan Baran kendini tanıttıktan sonra tüm gözler bana döndü. Sigaramdan çektiğim nefesi bırakırken gülümsedim ve zıt olarak keskin bir sesle konuştum. "Leyal Karan." devam etmeme gerek kalmamıştı.

Masadaki Baran ve ben hariç herkes ayağa kalkarken korumalar önlerini iliklediler.

"Oturabilirsiniz beyler." gülerek konuştuğumda Baran hariç herkes gözlerini kaçırarak yerlerine oturdu, Baran ise doğrudan bana bakıyordu. Ayağa kalktım, ellerimi masaya bastırdım.

"Benim arkamdan iş çevirmeyeceksiniz." diyerek söze başladım. Silahımı aldım ve korumalardan birini vurdum. "Kimin koruması bu?"

"Kerim Bey'in." Bakışlarımı masada gezdirdim. Tedirgin olan adamın yanına ilerledim, silahımı şakağına dayadığım sırada kapı açıldı, 10 kişi içeri girdi.

"Tek bir harekette bulunursanız." Adamın kravatını sıktım. "Patronunuz ölür." dedim gülerek. Ellerindeki silahları bıraktıkları anda diğer korumalar onları odadan çıkardılar.

"Sorusu olan?" dediğimde birisi lafa girdi. "Kerim'i öldüreceksiniz." dedi tok sesiyle. "Adamlarına ne olacak?"

"Adam edebilecekseniz paylaşın aranızda ya da sıkın kafalarına. Başka?"

"Onca adamı öldürelim mi?" dedi birisi şşakınlıkla. Omuz silktim. "Ne olacak ki? Yaklaşık yüz kişi sadece."

"Ölüm'ü siz mi yöneteceksiniz?" Başımı salladım. Yaklaşık bir saat boyunca sohbet edildi, içkiler içildi. Herkes dağıldığı sırada Uğur Alkan'a yaklaştım. "Yarın, şehirdeki tüm Ölüm'ün adamlarını topla buraya." Cevap vermesine fırsat bırakmadan çıktım ve arabaya bindim.

Eve döndüğümüzde Baran'ı bekledim. Karşısına geçtim. "Diğer örgütler alacak fakat siz emir almayacaksınız. Yine de, planlara ters düşmemeye çalış." Omuz silkti, ikimiz de içeriye girdik. Aniden çalan telefonumu çıkardım. Karanlık'a ait hat takılıydı, istihbaharat ağından birisi arıyordu. Herkesten uzaklaştım ve telefonu yanıtladım. "Karanlık." diyen adamın sesini duydum. "Anlat." dedim.

Son Durak +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin