3.2-Cennet(Final)

40 15 11
                                    

No.1-Hiç Işık Yok

Oğuzhan Koç-Ben Hala Rüyada

Contra-Kibir

Contra-Islak Kum

İyi okumalarr.

"Belki iyi şeyleri hak etmiyordum ama en azından güzel bir sonu hak ediyordum."

(Aylar sonra.)

Saatler önce ağzıma kapanan bez.

Nefesim kesiliyor.

Başım dönüyor.

Karanlığa gömülüyorum.

Gözlerimi açtığımda bir depodaydım. Ellerim bağlıydı. Bebeğimi nasıl koruyacaktım? Kızımı nasıl koruyacaktım?

Bakışlarımı karnıma indirdim. Bu sırada kapı açıldı. İçeriye giren adama baktım. Bu kimdi? "Leyal Hanım, nasılsınız bakalım?" Nefretle adama baktım. "Ne istiyorsun lan!" dedim öfkeyle. Gülerek başımı iki yana salladı. "Eğlence. Acı çekmeni istiyorum Karanlık." dedi keyifli sesiyle.

Sırtıma dağılan acıyla inledim. Kendi canım umurumda değildi, kızımın yaşamasını istiyordum.

Ya da umurumdaydı. En azından bir kere onun kokusunu duymak istiyordum.

Acı vücuduma, hücrelerime yayılıyordu. Tek acımayan yerim sol kolumdu.

Acı sanki bir sıvıydı, içimde birikiyordu. İçinde boğulmadan kurtulmam gerekiyordu fakat hiçbir şey yapamıyordum.

Çığlık atıyordum.

Bebeğime bir şey olmasın diye, sesimi çıkarıyordum. "Onlara istediklerini verirsen fazlasını yapmazlar." Anlayışına dayanıyor, çığlıklar atıyordum. Ama sadece ben acımı püskürtüyordum, başka hiçbir işe yaramıyordu.

Çığlıklarımı sadece ben duyuyordum sanki.

"Kocan her yerde seni arıyormuş." dedi gülerek. "Cesedinizi veririz sadece." Cesedinizi...

Yeniden vücuduma ağır bir acı yayıldı. Sırtıma bastırılan sıcak demir çubuklardan etrafa yanık kokusu yayılıyordu. "Sikik hesaplar peşinde bütün bildiklerim." dedim gülerek. Göğsüme acı dağılıyordu fakat onca acının ortasında ilk defa seviniyordum.

Göğsümde bir çip vardı. Sert ve tehlikeli darbelerde örgüte konum gönderecek bir çipti: Şimdi sadece onlar gelene kadar dayanmam gerekiyordu. "Sabahın karanlığında cebimden çıkan şu para." Yanıma yaklaştı, dik tutamadığım başımı kaldırdı. "Ne diyorsun lan sen?" Kana bulanmış dudaklarımı iki yana kıvırdım. "Yaklaş gözlerimde yaşam belirtisi ara." diye devam ettim. "İllegal çarelerle gel yanıma, terk edilmiş köpeklerden özgür değiliz dünyada."

"İtten betersin seni sürtük!" diye öfkeyle bağırdı, göğsüme şiddetli bir tekme attı. Nefesim yeniden kesildi, ağzıma metalik tat daha çok yayıldı. "O zaman ver şişeyi. Dünyadan hızlı döndüm, gezegenler kusar seni." Zor da olsa onu sinir etmeye devam ettim. "Elimde hiç olmayan nedenler var, çekil geri. Bak film çekilir gibi, bak pimim çekili benim."

"Kulak ver sen onların sesine." Silah sesleri yankılandı. Patlama sesi duyuldu, elektrikler kesildi. Adamlar dışarı çıkarken sadece o ve ben kalmıştık. "Karamsarlık zannettiğin lanet farkındalık neyse. Döndü ışıklarım kırmızıdan yeşile. Dinle sakın düşme dostum ışıkların peşine."

Son Durak +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin