1.7-Aylin

54 47 8
                                    

Yıldız Usmanova~Seni Severdim

İyi okumalarr.

"Anne hani kardeşler birbirlerinin canını yakmazdı? Oysa benim canımı en çok o yakıyor."

Bir dövüş olduğunu söyleyen Mert ile kulübe gelmiştim. Tüm sorunlarım biraz bekleyebilirdi, kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı.

İnsanlar kim olduğumu bilse, kafamı dağıtmak için adam öldürdüğümü bilse polisle aramda pek hoş diyaloglar geçmezdi.

"Gece, bir sorunumuz var ama." Omuz silktim, elime bandajları geçirdim. "Gece." dedi sert bir sesle. Tam dövüşün olduğu salona geçeceğim sırada bileğimi yakaladı. Yüzüne yumruk atmaya yeltendiğimde yumruğumu yakaladı.

"Bir dur be kadın!" dedi sinirle. Başımı salladım. "Söyle. Sinirden yoksa kendimi parçalayacağım, söyle."

"Rakibin, Aylin Karan. İki-"

"Ne?" Sert bir sesle sözünü kestim. "Aylin Karan? Nasıl?"

"Dövüşe çıkma." dediğinde başımı iki yana salladım. "Çıkacağım. Fakat ona benim kim olduğumu söyle, ona göre. Kendisi karar verir."

"Leyal emin misin?" Başımı salladım sadece. Başını iki yana sallarken beraber çembere girdik.

Karşımdaki kadını izledim. Saçlarımız, gözlerimiz aynıydı, sadece yüz hatları biraz daha babamı andırıyordu. O da beni inceliyor, suratıma şaşkınlıkla bakıyordu.

Mert yanına ilerledi, kulağına bir şeyler söyledi. Dudakları şaşkınlıkla aralanırken yeniden bana baktı. Mert bir şey daha söylediğinde başını salladı.

Mert yanıma geldi. "Çekilmeyecek." dedi. "İki deli ikiz, ne bok yediğiniz belli değil." dedi sinirle. "Bir kardeş katili olmanız eksik çünkü."

"Kendisi kaybeder."

"Bu kadar boş olma Leyal." dedi sakin kalmaya çalışarak. "O senin ikizin sonuçta."

"Mert." dedim git der gibi. Başını iki yana sallarken mikrofonu eline aldı, dudaklarına yaklaştırdı. "Beyler ve bayanlar, kanlı çembere hoşgeldiniz!" Bağırışlar bir an bile durmazken etrafımıza bakmıyor, birbirimizi inceliyorduk. "Bu gece, bir ilk ve bir efsanenin yarışı! Gecenin efsanesi Dira ve efsanenin efsanesi Gece!"

Dakikalar içinde başlayan dövüşte Aylin'in, yani Dira'nın kaybedeceği belliydi. Mert'le gözgöze geldiğimizde ikimiz de işin içinde bir iş olduğunu birbirimize anlatmıştık.

Durdum, normalde atağa geçmesi gerekirken o da durdu. Kısa bir süre yeniden Mert'e baktım ve üzerine saldırdım.

Sırtüstü yere yatırdım, saçlarını elime doladığımda kulağına eğildim. "Dua et bana lazımsın." diye fısıldadım. Kan süzülen dudaklarında alaycı bir gülümseme oluştu. "Alamayacağım annem için canını almaya geldim, Gece."

Zil çaldı fakat umursamadan kafasını yere çarptım. Yeniden geçirdiğim anda Mert beni çekti. "Dur lan dur!"

Odaya döndüğüm anda yumruğumu aynaya geçirdim. Paramparça olan aynanın parçalarından kendime bakarken Mert sordu. "Ne oldu?"

"Alamayacağı annesi için canımı almaya gelmiş piç!" diye bağırdım sinirle. Ellerimi yüzümün iki yanına bastırdım. "Babasının şerefsiz kızı o gün yırttı, sonra kaçtı gitti şimdi gelmiş benden hesap soruyor orospu çocuğu! Dira lakabını almış bir de! Hastalıklı manyak!"

"Canını mı alacakmış?" dedi alay eder gibi. "Karanlık'ın canını?" diye devam etti. "Muhtemelen Karanlık'ın ben olduğumu bilmiyor." Telefonumu çıkardım ve hemen Selim'in numarasını tuşladım. "Selim, kafese geliyorsun ve Aylin Karan'ı alıyorsun. Mahzene kapatın ve dokunmayın, dokunanı sikerim!"

Son Durak +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin