2.8-Mutluluğa Adımlar

54 30 28
                                    

Gözde Öney~Kavga

İyi okumalarr.

"Mutluluğu gerçekten çok uzakta aramamak  gerekiyormuş. Benim mutluluğum sensin."

Sıçrayarak uyandım, yanımda birinin uyuduğunu farkedince kendimi yataktan aşağı attım. "Leyal." diye mırıldandı Baran uykulu bir sesle. "İyi misin?"

"İyiyim." desem de nefes nefeseydim. Gördüğüm kabus ile bütünleşen anılarım bir anlığına beni korkutmuştu. Eğer kendimi yataktan atmasaydım Baran'ı boğmaya kalabilirdim, yapmadığım şey değildi.

Nefeslerim düzene girdiğinde kalktım, balkona çıktım. Mermerin üzerine bıraktığım sigara kutusundan bir sigara çıkardım, uzaktan görünen ışıklara odaklanarak derin nefesler eşliğinde içtim. Ardından içeri girdim, sessiz adımlarla yatağa oturdum. Yavaşça uzandığım sırada Baran uyandı. "İyi misin Leyal?" Başımı salladım. "İyiyim, sorun yok."

"Kabus mu gördün?" Başımı salladım.

Yine...

"Yine." diye mırıldandı. Aralık ela gözlerini kısa bir an duvardaki saate çevirdi. "Genelde bu saatlerde görüyorsun." Saate baktım. Gece 04:38'di. "Nereden biliyorsun?" diye sordum gittikçe soğuyan bir sesle. Baran'la alakası yoktu, benimle ilgili bir şey söylediğinde istemsizce soğuyordum.

Ona karşı değil, kendime karşı soğuktum.

"Bende bilemiyorum ki." dedi. Yanına uzandım. "Birkaç defa, sadece birkaç defa aynı ortamda uyuduk ve genelde bu saatlerde sayıklıyorsun."

"Sayıklıyor muyum?" diye sordum şaşkınlıkla. Başımın üzerindeki çenesi saçlarıma sürtündü. "Anneni." diye fısıldadı. "Sadece iki kere sayıkladın, diğer türlü gözlerini aralıyor, etrafına bakıyor ve yeniden uyuyorsun ama sayıkladığında anneni sayıkladın."

"Ne dedim mesela?" diye sordum. Saçlarımda gezinen parmakları durdu. "Ne dedim?" diyerek sorumu yineledim. "Canım acıyor anne." diye fısıldadı. Sesini zar zor duyuyordum, buna beynimdeki uğultu da eklenmişti. "Bana yardım eder misin, canım acıyor."

"Gittin ama bir kere gel anne." dediğinde dayanamadım. "Tamam." dedim. "Devamını biliyorum, tamam."

"Bu adamlar bana çok kötü davranıyor, canım çok acıyor. Yanına al beni anne."

"11 yaşındayken sanırım." dedim. "Sayıkladığım cümleleri ilk söylediğimde." Başımı iki yana salladığımda parmakları yeniden saçlarımdaki hareketine devam etti. "Uyuyalım." dedi.

"Ben uyuşturucu bile kullanmıştım biliyor musun?  Bu kafamdakilerden kurtulabilmek için." Saçlarımı öptüğünde istemsizce kollarının arasından çıktım. Donup kaldım, bir süre öylece boşluğa baktım, ardından yeniden yanına uzandım.

Telefonun ısrarcı çalışlarıyla uyandım. "Ne var Selim?" dedim bıkkın bir sesle. "Leyal Hanım kuzeninin ve ikiziniz burada, örgüte girmek istiyorlar." Sinirli bir nefes verirken yatakta doğruldum. "Al o zaman. Kapat bir odaya, geliyorum."

"Peki Leyal Hanım." Telefonu kapattım, kıyafetleri aldım ve odadan çıktım. Gözüm Vera'nın odasına kaydı. "Sen istedin." diye mırıldandım kendi kendime. "Benden uzak kalmayı sen kabul ettin." İlerledim, hızlı bir duş aldım. Kurulanıp banyoda üzerimi değiştirdim.

Banyodan çıktım, Baran da uyanmıştı. "Bakayım gün aymış mı, aymış. Günaydın." Gülümsedi. "Günaydın."

"Gidiyorum."

"Bende. Örgüte gitmem lazım, göreve gideceğiz." Başımı salladım.

Evden çıktım, motora bindim ve hiç düşünmeden hızla uzaklaştım. Hızın fazla yükseldiğini farkedince biraz yavaşladım. "Sinirini motordan çıkarmaya hiç gerek yok." diye mırıldandım kendi kendime.

Son Durak +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin