12: Cinsel Çekim

672 44 5
                                    



Kaya

Yaslandığım arabaya biraz daha bedenimi bastırıp başımı kaldırdım ve yaklaşık iki saattir izlediğim balkona çevirdim bakışlarımı.

İyice sapık gibi olduğumun farkındaydım ama evde canım sıkılıyordu. Hiç bu kadar yalnız kalmamıştım uzun zamandır. Ayrıca Taylanın yanında olmak istiyordum hemde çok fazla. Bir yıldır görüşmediğimiz için mi bilmiyordum ama vücudum her onu gördüğümde ihtiyaçla kasılıyordu, cinsel çekim gittikçe artıyordu ve bu benim gardımı düşürmeme sebep oluyordu. Yine de gördüğüm gibi kucağına atlayacak halim yoktu..

Elimdeki kahveden bir yudum aldım ve  hava buz gibi olsa da birazcık içimi ısıtmasına izin verdim. Bugün Pazardı işe gitmediğini biliyordum ama balkona hiç çıkmamıştı perdeleri de açmamıştı. Deli gibi gidip kontrol etme isteği verdi içimde.

En sonunda dayanamadım ve hızla apartmana girip Taylanın olduğu kata çıktım. Kendi kendime yine sinirlensem de düşünmemeye çalışarak kapıyı çaldım.

Ses yoktu. Ayakkabıları kapının önündeydi yani evde olduğu kesindi ama kapıyı açmadı on kere çalsam da.

İçime bir gerginlik duygusu girerken acaba uyuyor mu diye düşündüm. Ama saat öğleden sonra üçtü ve bu saatte uyuyor olabilir miydi? Belki akşamdan kalmaydı, yine içmişti?

Beynimde bir sürü soru belirirken endişeyle birkaç kez daha çaldım kapıyı, zile bile bastım ama tık yoktu.

Ofladım endişeyle ve telefonumu çıkarıp ezbere bildiğim numarasını tuşladım.

Telefon çaldı.. içeriden Taylanın telefonun sesi geldi. Ama yine de telefon susmadı ya da kapı açılmadı.

Artık durduramadığım endişe hissi gittikçe büyürken ne yapmam gerektiğini düşündüm. Aklıma önce polisi falan aramak geldi ama sonra hızla telefonumu çıkarıp hiç benlik olmayan bir şey yaptım.

Selinin instagramına girdim ve numarası olmadığı için oradan aradım onu. Açmayınca mesaj attım acil diye. Birkaç saniye sonra o beni geri aradı. Şu an Taylan benim için her şeyden önemli olduğu için Selinin tavırları umurumda bile değildi.

"Ne istiyorsun?" Dedi sert bir sesle.

"Taylanla en son ne zaman konuştun?"

"Sana ne?"

Sinirle cevap verdim. "Seninle oturup tartışmamın sırası değil şu an! Acil diyorum."

Bir ses geldi sanırım oturduğu yerden kalkıyordu. "Taylana bir şey mi oldu?" Diye sordu endişeyle. İçimdeki sinir nedensiz bir şekilde büyüdü.

"Bilmiyorum açmıyor kapısını ama evde olduğunu biliyorum."

Durdu birkaç saniye sanki bir şeyleri ölçüyor gibiydi. En sonunda konuştu. "Yandaki saksının içinde yedek anahtar var. Bana haber et sonra!"

Cevap vermeden telefonu suratına kapattım ve hemen dediği çiçeğe ilerleyip toprağı elimle deştim. Cidden de vardı. Hızla anahtarı oradan çıkarıp kapıya gittim ve stresle açtım kapıyı.

"Taylan!"

İçeriye seslendim ses gelmeyince odasına daldım. Burada da yoktu ama etraf çok dağınıktı. Kaşlarımı çatıp salona girdim bu sefer.

İlk başta gözüme koltukta altında sadece şortla yatan beden takıldı. Sonra etraftaki bir sürü içki şişesi karşıladı beni. Kapının önündeyken beynimde kurduğum o kadar kötü senaryoya karşı bu çok daha az kötü olduğu için rahatlamış bir nefes aldım ilk önce. Sonra ise sinir vücudumu sardı tekrardan.

"Taylan." Dedim sertçe ve yanına gelip sırtına dokundum. Temasımla başta tepki vermese de sonra mırıldanır gibi birkaç ses çıkardı. Sinirle elimi bedeninden çekip onu yüz üstü çevirdim. Dağınık saçları, kaslı bedeni ve yakışıklı yüzü anlık olarak içimde bir şeyleri uyandırsa da sinirim daha ağır bastı. Yanağına vurdum hafifçe. Kaşlarını çatıp elimi iteledi.

"Uyan!"

Güçlü elleriyle kendini benden çekip yana doğru döndü. "Rahat bırak beni."

"Seni yeteri kadar rahat bıraktım zaten!" Diye söylendim sinirle ve etraftaki dağınıklığa baktım. Sayamadığım kadar fazla içki şişesi ve atıştırmalık poşetleriyle doluydu etraf. Oflayarak mutfağa girdim ve dün aldığını gördüğüm çöp poşetlerinden birini kaptım. Salona döndüğümde hala uyuduğunu görmemle kaşlarımı çattım.

"Taylan yemin ederim bahçe hortumuyla ıslatırım seni! Kalk!"

"Bağırma başımın dibinde çocuk." Diye söylendi gözlerini açmadan sırt üstü dönerek.

Elimdeki poşete çöpleri doldururken aklıma gelen şeyle poşeti kenara bıraktım. Onu kendine nasıl getireceğimi iyi bilirdim ben.

Hızla yanına geldim ve bacaklarından birini tutup kenara uzattım. Birkaç anlamadığım kelime söylese de ona aldırmadım. Bacağı bile tek elimle kaldıramayacağım kadar ağırdı. Buna karşı yine kaşlarımı çatsam da sonra aniden kucağına tam olarak tarif etmem gerekirse aletinin üstüne oturdum.

Ani gelen hareketimle hızla irkildi ve gözlerini açtı.

"Siktir! Kaya.. napıyorsun lan?" Dedi şaşkınca. Bu haline kahkaha atmak istesem de oturduğum yerden kötü kötü ona baktım.

"O kadar şey yaptım uyanmadın buna uyandın ya Taylan ne sapık adamsın."

"Konuşana bak.. sikimin üzerinde otururken bunu söylüyorsun." Dedi alayla.

Gözlerimi devirdim. "Uyandığına göre kaldır kıçını da duşa gir kendine gel." Diye söylendim ama tam kalkacağım sırada belimden tutup oturduğum yere sabitledi beni. Gözlerimi ona çevirmemle altımdaki şeyin büyüdüğünü fark etmem bir oldu.

"Kaya hem kendin oturuyorsun hem de kalkıp gidiyorsun." Dedi derin bir sesle.

Şaşkınca aralık duran ağzımı kapattım hızla ve elimde olmadan şeyinin üzerinde biraz hareket ettim, gittikçe büyürken hafif bir ah sesi çıkardı. Yutkundum. Kendimde kalkıp gidecek gücü aradım bir süre ama ben istesem bile belime sıkıca sardığı kolları ikinci kez düşünmeme neden oldu.

"Taylan bırak." Dedim fısıldar gibi.

"Bırakacağım zaten." Dedi ama belimdeki eli bel çukurumda gezindi yavaş yavaş. Tüm bedenimle uyarıldığımı hissettim. Altımdaki şişlik baskısını arttırdı ve elimde olmadan bir inleme sundum ona.

Durdu. Gözlerime baktı ve ben ondan bir atak beklerken yavaşça beni kucağından indirip ayağa kalktı.

Gözlerim direkt olarak gri şortundan kabak gibi belli olan aletine kaydı. Kocaman bir şekilde belli oluyordu, yine yutkundum. Gözlerime baktı.

"Duşa giriyorum ben." Dedi ve sessizce odadan çıktı.

Nefes nefese öylece oturdum birkaç saniye. Sonra ise kendi aletimin varlığını hatırladığım daha doğrusu acısını hissettiğim için kaşlarımı çatarak ayağa kalktım ve küçük tuvalete gittim.

Karışık duygular içerisinde işimi halledip hızla oradan çıktım ve salona geri döndüm. Hala duşta olmalıydı ki burada değildi. Sessize bıraktığım poşeti yerden aldım ve etrafı topladım. Gerçekten amına koymuştu etrafın. Bu kadar içmesi de sinirlenmeme neden oldu. Acilen bu konuda bir şey yapmalıydı çok zararlıydı bu. Tamamen bende içiyordum ama bu bokunu çıkarmaktı resmen.

Etrafı temizledikten sonra mutfağa girdim ve atıştırmalık poşetlerini çöpe atıp gerçek yemek yapmaya giriştim.


Yakında İstanbul'a geri döneceğiz 🥳🥳🥳

Gurur. /bxb/ (Nefret'in yan kitabı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin