KayaEn sonunda odadan çıkacak cesareti kendimde bulduğumda derin bir nefes alıp kapıyı açtım ve salona girdim.
Erim ve sezer kanepede sarmaş dolaş bir şekilde oturuyorlardı. Kömür de onların hemen yanında tüylerini yalıyordu. Onun dışında salon boştu.
Erimin gözleri benimkiyle kesişti dudakları alaylı bir şekilde kıvrılırken kaşlarımı çatarak mutfağa girdim.
Mutfakta tek başına bulaşık yıkayan Bilgeyi görmemle acaba arkamı dönüp kaçsam mı diye düşünürken bilge arkasını dönüp bana baktı. İlk normal bir şekilde baktı ama sonra tripli bir şekilde arkasını döndü. Dudaklarımı birbirine bastırarak yanına ilerledim.
"Hey.."
Cevap vermedi ve elindeki köpükleri duruladı çeşmede. Onu izledim.
"Sesimiz size duyuldu mu?" Diye fısıldadım.
Sinirle bana döndü. "Evet hatta komşular deprem oldu sandı hep beraber aşağı indik." Diye dalga geçti alayla. Sonra ise ifadesi ciddileşti. "Biz duyduk sadece."
Utansam da bilgeyi dürttüm, tiki olduğu için hafifçe irkildi.
"Yine verdim diye mi triplisin bana? Sen sanki her gece Ege'yle-"
Sözüm kesti. "O başka!" Yandaki havluyla elini kurularken sırtını tezgaha yasladı. "Ege Taylan gibi ona verilen her saniyede fikir değiştirmiyor. Çocuk beni gördüğü andan beri beni seviyor ve hiçbir zaman başkasına gitmedi."
"Taylan da gitmedi.." diye savundum. "Selin sevgilisi falan değil."
"He aynen." Diye mırıldandı.
"Ya bilge ciddiyim! Hem Taylan neden selini bırakıp buraya gelsin o zaman?"
Durdu. Düşünür gibi gözlerime baktı bir kaç saniye.
"Eh.. sonuçta yanına geldi.." gözlerindeki sinir yumuşadı anlık olarak ama sonra hemen tekrar sinirlendi. "Olsun! Sen yine de hemen güvenme." Diye söylendi.
Kıkırdadım ve uzanıp yanağını öptüm sıkıca. Yüzümü ittirdi hala sinirli olduğu için.
"Merak etme en sevdiğim arkadaşım.." dedim.
"Aaa Alperen mi geldi." Diye alayla etrafa baktı.
Kahkaha attım. "Salak! Sensin benim en sevdiğim arkadaşım."
Gözlerini devirdi. "Hı tabiii. Git banyoyu temizle. Ben temizlerdim de şimdi Taylanın doğmamış çocuklarına dokunmayayım diye temizlemedim."
Dudağımı dişledim. "Taylan halletmiş zaten."
Şaşırmış gibi suratıma baktı. "Vay be.. adam oluyor galiba." Durdu. "Yine de güvenme.. gerçi adamla ne zaman yalnız kalsanız ya götünü veriyorsun ya da göz yaşlarını."
Elimde olmadan güldüm ve arkamı dönüp içeri ilerledim.
Evet sevişmiştik, pişman olduğum bir şeyde değildi çok iyiydi çünkü. Gerçi bir daha duş jeli kullanacağımı sanmıyordum hala acıyordu çünkü. Neyse şimdi bu kısmı atlatmıştık ama şimdi sıra daha önemli kısımdaydı.
Birimizin itiraf etmesi gereken hisleri, diğerimizin de çözmesi gereken problemleri vardı. Daha çok geçmişle alakalı problemler.
Taylanın oturup bana her şeyi anlatana kadar beklersem yüzyıllar sürerdi. Bu yüzden bir şekilde hislerinden emin olması ve karşıma dikilmesi gerekirdi. Bana karşı olan hislerini kendine bile itiraf edemeyen biriydi Taylan. O yüzden işim biraz zordu ama cidden Taylanı yanımda istiyordum. Onun da istediğini biliyor olmak bu dünyada ihtiyacım olan tek şeydi.
Dediğim gibi çözmemiz gereken şeyler vardı.
Taylan
Elimdeki yoğurt kutusunu Ege'nin önündeki market arabasına bıraktım.
Bilge ikimizi de ne alakaysa şimdiden akşam yemeği için bir şeyler almaya göndermişti. Ben pek Kayanın yanından ayrılmak istemesem de Ege beni zorla markete götürmüştü.
"Ne zaman dönüyorsun Bursa'ya?"
Sorduğu soruyla gözlerimin daldığı yerden dikkatimi ona çevirdim.
"Dönmüyorum."
Arabanın tutma yerine kolunu yaslayıp bana doğru baktı.
"Emin misin?"
"Evet."
"Neden?"
Ciddi misin der gibi ona baktım.
"Bilge seni ağzımı araman için mi yolladı."
"Evet.. bir şeyler öğrenmezsem kırk saat trip yerim hadi uğraştırma."
Güldüm. "Çok mu uğraştırıyor seni bilge acaba?" Dedim merakla. Bilge bazen pardon çoğu zaman çekilmesi çok zor biriydi, Egeye acıyordum.
"O benim hayatımdaki en değerli şey.. eh gülü seven.."
"Dikenine katlanır." Diye mırıldandım. Başını salladı gözlerime bakarak.
"Bilge sordurttu ama cidden bende merak ediyorum." Sorduğu soruyu kastettiğini anladım.
"Kendi kendime büyük bir çıkmazdayım aslında. Oturup hislerimi kabullenmekle arkamı döndüğüm gibi kendimi havaalanına atmak arasındayım diyelim."
Güldü ve bu sırada yandaki sebzelerden poşetlere koymaya başladı.
"Neden sadece her şeyi kabullenemiyorsun?"
"Ege ben eşcinsel değilim."
Emin misin der gibi suratıma baktı.
"Ciddiyim. Kaya.. Kaya çok başka. Çözemediğim konu da o zaten. Neden ondan hoşlanıyorum hatta seviyorum belki ama diğer erkekler bir gram bile ilgimi çekmiyor. İki sene önce yanıma gelip bir gün bir erkekle öpüşeceğimi falan söyleseler gider tuvalete kusardım."
Sebzeleri market arabasına koyup tekrar aynı şekilde arabaya yaslandı.
"Bak.." bir nefes verdi ve etrafa bakındı. "Konu kimlerden hoşlanıp hoşlanamayacağın olmamalı. Konu şu an hoşlandığın kişi olmalı. Bilgeden önce çok fazla erkekle takıldım, her biriyle takılırken bile bir başkası aklıma girmedi. Bu karakterdir. Şu an kayaya bir şeyler hissettiğin için gözün bir başkasını görmüyor. Eğer Kaya konu olmasaydı eminim herhangi bir erkek sana çekici gelirdi. Anladın mı?"
Sözleri kaşlarımı çatmama neden olurken o doğruldu ve yandaki birkaç paket cipsi arabaya atıp ilerledi. Peşinden yürüdüm aklımda hala sözleri varken.
Kafam çok karışıktı yine.
—
Yeni bir hikaye yayınladım bi göz atarsanız sevinirim! 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gurur. /bxb/ (Nefret'in yan kitabı.)
Genç KurguOkumak için Nefret kitabındaki Taylan ve Kaya sahnelerini okumanızı öneririm. (Not; diğer kitabı okumadan başlayabilirsiniz ama diğer karakterlerden spoiler yemeniz mümkün.) - Yetişkin içerik ✔ Küfür, Cinsellik ve kişiyi olumsuz etkileyecek davranış...