14: Terk Etmek

661 45 6
                                    



Kaya

Ağırlaşmış göz kapaklarımı kendimi zorlayarak açmaya çalıştım. Keskin bir baş ağrısı resmen kafamın her yerinden hissedilirken kaşlarımı çatarak birkaç saniye nerede olduğumu anlamaya çalıştım.

Sonra anılarım geri geldi ve dün gece olanlar aklımda belirdi.

Taylanın yanına gelmiştim şimdi ise onun salonunda, kırmızı koltukta yatıyordum. Üzerimdeki pille bacaklarımın altına doğru inmişti ve hissettiğim sert baş ağrısının yanı sıra karnımın acıktığını da hissettim.

Saat kaçtı?

Hızla telefonu alıp saate baktım. Öğleden sonra üç olmuştu ve 21 tane cevapsız aramam vardı. Direkt olarak arama geçmişine girdim. 10 kere Ege 10 kere Bilge ve geri kalan 1 arama da Alperen'dendi.

Ofladım ve kaşlarımı çatmaya devam ederek etrafa bakındım. Mutfağın olduğu kapının ardından sesler geliyordu.

Ayağa kalktım hızla ama başımın acısıyla durdum hemen. Çatlıyordu resmen.

Yavaş yavaş mutfağa girdim.

Taylan oradaydı. Bir şeyler hazırlıyordu sanırım. Üzerinde şort vardı sadece.

"Hey.." diye mırıldandım. "Beni niye uyandırmadın erkenden yola çıkmam gerekiyordu."

Arkasını dönüp bana baktı. "Günaydın."

"Öğlen olmuş benim gitmem lazım." Ofladım ve içeri gideceğim sırada yanıma gelip kolumu tuttu. Bedenimi ona çevirmek zorunda kaldım.

"Bu halde mi gideceksin?"

"Ne var halimde?" Diye mırıldandım.

"Önce yemek falan ye.." diye geveledi.

Kaşlarımı çattım tekrardan. "Ben uyandığım anda bir şeyler yiyemiyorum kusarım.. hem başım ağrıyor ağrı kesici içeceğim sadece."

"Olmaz. Başın ağrıyorlar gidemezsin yarın git." Dedi hemen.

Neden böyle davranıyordu ki? Anlamadan yüzüne baktım. Gözlerinden garip duygular okunuyordu.

"Taylan saçmalama baş ağrısı sadece.." gitmek için arkamı döndüğüm anda tekrar tuttu beni.

"Olmaz. Yarın git." Diye ısrar etti.

"Taylan ev için bir hafta anlaştım sadece kalacak yerim yok.."

"Burada kal."

Gözlerine baktım. "Selinin kafasına estiği zaman gelip gittiği evde kalmam ben." Dedim net bir şekilde.

"Tamam.. otel buluruz."

"Taylan! İyi misin sen? Niye ısrar ediyorsun?" Dedim en sonunda patlayarak.

Ofladı ve kolumu bırakıp geri çekildi ne diyeceğini bilemez bir şekilde yüzüme baktı. Uzun bir süre yanıt gelmeyince tekrar konuştum.

"Niye böyle yapıyorsun?"

"Çünkü gitmeni istemiyorum!" Diye bağırdı.

Duyduğum itiraf ile önce birkaç saniye suratına baktım. Sonra ise anlamsızca bakışlarımı ondan çektim.

"Neden?" Diye mırıldandım.

"İstemiyorum işte.." diye cevap verdi. Sesinde garip bir çaresizlik vardı sanki.

"Neden!" Dedim hızla. Bağırmamla dikkatini tekrar bana çevirdi.

"Bu kadar mı çok gitmek istiyorsun?"

İnanamayarak ona baktım. "Taylan ilk beni terk edip giden sendin. Benim buraya gelmem bile büyük bir adımdı. Sen saniyede bir fikrini değiştiriyorsun diye sana göre davranmayacağım. Gideceğim diyorsam giderim, bir saat iki saat geç de olsa ben sözümü tutarım!"

Hızla içeri geri dönüp ceketimi aldım ve evden çıktım. Ceketimi bile giymeden kaldığım eve yürüdüm. Hemen aşağıda olduğu için beş dakikada varmıştım. Eve girdiğimde hızla çantamı yerden alıp etrafı son bir kez kontrol ettim ve hızlı adımlarla arabanın yanına gittim.

Bagajı açıp çantayı içine attım ve geri kapatıp sürücü koltuğuna geçtim.

Arkamda bıraktığım eve ve büyük ihtimalle hala mutfağında olan Taylana bir kez bile bakmadan arabayı çalıştırdım.

Basıp gitmeden önce son kez dayanamayıp apartmanının olduğu yere baktım.

Çiçekli balkondan bana bakan bir çift siyah göz anlık beni afallatsa da bunun beni durdurmasına izin vermeden taşlı yoldan çıktım ve hızlı bir şekilde anayola çıktım.

Pencereyi içerideki hava beni boğduğu için açarken durumun ironisine gülmeden edemedim.

Sanırım ikimiz bir kere de olsa birbirimizi terk etmiştik.

Gurur. /bxb/ (Nefret'in yan kitabı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin