15: Depresyon

650 43 1
                                    



Kaya

Bir hafta geçmişti.

Nasıl hissediyordum orası birazcık karışıktı. Büyük ihtimalle bu olay bir yıl kadar önce yaşansaydı ilk ayrıldığımız zamanlardaki gibi kendimi odama kapatıp aylarca ölü gibi yaşayabilirdim. Ama şimdi farklıydı. En iyi günlerimi yaşamıyordum ama en kötülerini geride bıraktığıma inanıyordum.

Bedenimi tamamen çevirip bu sefer de yatağın sağ tarafına geçtim. Yorganı iyice vücuduma çekerken yorgun bir nefes aldım. Günde 13 saatten fazla uyumama rağmen yorgundum. Bilge bana depresyonda olduğumu söylese de ben bunun pek farkında değil gibiydim. Uyumayı seviyordum sanırım. Düşünmemeyi, yemek yemek zorunda kalmamayı, günlerin çok çabuk geçip gitmesini..

Değiştiriyorum, sanırım biraz da olsa depresyondaydım.

Çok kötü değildi istesem kendime gelirdim ama istemiyordum ya da bir anda kendime gelip tüm gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalmak istemiyordum.

Ben tekrar gözlerimi kapattığım sırada kapı açıldı.

"Uyuyan güzel oldun iyice.. o bile biri öpünce uyanıyordu en azından."

Bilge söylene söylene içeri girerken mırıldandım.

"Ne oldu?"

"Biz kahvaltı yaparken sen uyuyor olduğun için akşam yemeğinden önce yiyecek bir şeyler getirdim sana hadi.."

Gözlerimi açtım yavaşça ve elindeki tepsiyle yanıma geldiğini gördüm. Yüzümü buruşturdum direkt.

"Hayır."

"Yemin ederim tabakla beraber boğazına sokarım bunları deli etme beni Kaya." Diye cevap verdi ve yanıma oturdu. Kötü kötü baktım ona bir süre, ama elinden kaçamayacağımı bildiğim için oflayarak doğruldum.

"Midem bulanıyor ama.."

"Yemediğin için." Derken tepeleme doldurduğu kaşığı bana yaklaştırdı. "Ye şunu göreceğim."

"Bilge kaç yaş-" ağzıma soktuğu kaşıkla kaşlarımı çatsam da hızla yuttum. Mideme uzun zamandır bir şey girmediği için daha da bulanan midemle ona çaktırmamak için normal durmaya çalıştım. Neyse ki bana yemek yedirmekle çok meşguldü.

Birkaç kaşık daha soktu ağzıma. Ben kusmamak için kendimle büyük bir savaş verirken oldukça normal davranıyor olacaktım ki ayağa kalktı tepsiyi kucağıma koyup.

"Bitecek o."

Başımı salladım. Ağzımı açarsam kusacağıma emindim.

Son kez bana bakıp odadaki perdeleri açtı ve pencereyi de açıp odadan çıktı.

O kapıyı kapattığı anda tepsiyi kenara koyup hızla odadaki lavaboya koştum ve tuvaletin önünde eğilip yediğim ne varsa çıkarttım.

Nefes nefese orada durdum bir süre kendime gelmeye çalışarak. Karnım acıyordu resmen ama yemek yemek benim için ölüm gibi olmuştu, hayatımın hiçbir evresinde yeme bozukluğu yaşamamıştım ama şimdi her şey çok farklıydı. Normalde böyle şeylerin nedeni olurdu ama ben kendimde bir neden göremiyordum. Belki de olayın bununla alakası bile yoktu bilemiyordum ama günün her saati herhangi bir yemek yemek bana koşarak kusma isteği uyandırıyordu. Kimseyle paylaşmamıştım bunu o kadar gizli yapıyordum ki herkes normal olduğumu düşmüyordu.

Eksiden yemek yemeği çok seven biri olsam da şimdi daha önce dediğim gibi yemek yerken tek amacım hayatta kalmaktı.

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım ve sifona basıp musluğa gittim. Önce ağzımı yıkadım sonra ise dişlerimi fırçaladım hızlıca.

Lavaboda işim bitince içeriye geri döndüm. Bilgenin tepsiye koyduğu yemeğe baktım ve sırf karnımın acısı az da olsa geçsin diye bir kaşık alıp kendimi kusmamak için zorladım.

Dişlerimi fırçaladığım için tadı bok gibi gelse de bir kaşık daha alıp lavaboya geri döndüm ve tepsidekileri çöpe boşalttım.

Kendi kendime çarpılmamak için bir şeyler söylerken lavabodan çıktım ve tepsiyi masanın üzerine bırakıp bedenimi yatağa geri bıraktım.

Battaniyeyi direkt olarak vücuduma sararken tavana baktım öylece.

Anılarım beni bu sefer daha bir hafta önce sarılarak uyuduğumuz o kırmızı koltuğa götürdü. Şimdi belki ya tek başına ya da Selinle oturduğu o koltuk o geceyi hatırlamamla sıcacık etti beni. Seni seviyorum demiştim ona, pişman falan değildim yine olsam yine derdim. Sadece karşılık verseydi nasıl olurdu diye düşündüm. Nasıl hissederdim? Nasıl olurduk? Bursa'da kalmazdım tabi ki ama en azından o gelirdi..

Derin bir nefes verip yandaki yastığı aldım ve sarıldım. Yavaş yavaş uykunun kollarına kendimi teslim ederken içerideki sesler kulağıma geldi. Biraz gürültü duydum başta garip gelse de sonradan bizimkilerin normal hali olduğunu düşündüm.

Bilincim gitgide kapanırken odaya birinin girdiğini hissettim hayal meyal.

Biri yaklaştı, sanki yanıma oturdu. Saçlarımda gezindi bir el sanki.

Son hissettiğim şey mırıldanarak yanımdaki şeye daha da sarıldığımdı. Artık yanımdakinin bir yastık olduğundan şüpheliydim ama olsun.

—

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gurur. /bxb/ (Nefret'in yan kitabı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin