40: Kaçmak

472 42 2
                                    





Kaya

Ceketimi çıkarıp arka koltuğa bıraktım ve oturduğum yerde biraz kıpırdanarak dışarı baktım.

Taylan markete gitmişti ve Perihan teyzenin partisinden eve anca dönüyorduk. Saat gecenin biri falandı şu anda.

Daha gelmediğini görünce arkama yaslanıp gözlerimi kapattım düşünmek için. Millete partiyi zehir etmemek için susmuştum ama Taylana mesajı göstermem gerekiyordu. Yalan söylemek istemiyordum artık çünkü bi kez daha söylersem daha kötü sonuçlar ortaya çıkabilirdi.

Taylan partide Vedat amcayla boşuna konuşmamıştı, bana yansıtmıyor bir şey söylemiyordu ama sarp meselesi yüzünden konuştuklarını biliyordum. Hatta benden daha çok endişelenen biri varsa o da sevgilimdi.

Bir de içimde garip bir huzursuzluk vardı. Genelde yalnız kalınca daha çok hissediyordum büyük ihtimalle korkudan falandı ama düşünmeden duramıyordum bunu. Sarp o kadar ileri gitmezdi.. sevdiklerime zarar vermezdi değil mi? Psikopatın tekiydi falan ama o kadar da değildi. Umarım.

Kapının aniden açılmasıyla irkildim.

Taylan elindeki poşetleri arkaya atıp kapısını kapattı ve gözlerime baktı. Bakışları yüzümde gezindiğinde hafifçe gülümsedim. Bana bir şey demeden arabayı çalıştırdı ve yola çıkardı.

Ağzını açmadığı için merakla ona bakmaya devam ederken saniyeler sonra arabayı sağa çekti, el frenini kaldırdı ve bana doğru dönüp sağ kolunu direksiyonun üzerine koydu.

"Anlat şimdi."

Gözlerimi kırpıştırdım. "Neyi?"

"Kaya.. seni tanıyorum. Bir şey canını sıktı yine. Ne oldu söyle?" Kararsızca ekledi. "Umarım şu partide bana kızlarını ayarlayan teyzeler yüzünden değildir."

Hafifçe kıkırdadım. "O konuya sonra geleceğim.." bir iç çektim ve oturduğum yerde doğrulup bağdaş kurarak oturdum. Meraklı gözleri beni izlerken başımı ona çevirdim.

"Telefonumdaki son mesaja bak." Yandaki kılıfının üzerinde yeşil avokadolar olan telefonu ona uzattım. "Hadi."

Bir iki saniye suratıma baktı ama telefonu elimden alıp şifreyi girdi. Ben onu izlerken dediğimi yapıp Sarpın attığı mesaja girdi.

Kaşları çatılırken dişlerini sıktığını gerilen çenesinden anladım. Okuduktan sonra gözlerini hemen bana çevirdi.

"Numarayı yine nereden buldu bu orospu çocuğu?"

Omuz silktim. "Bilmem.. yine paranoyak gibi biri söyledi falan diye şüphelenmeyeceğim. Sıkıldım artık."

Cidden bıkkınlıkla çıktı sesim. Taylan önce gözlerime baktı sonra da telefonu kenara bırakıp uzandı ve dudaklarıma ondan asla beklemediğim kadar hafif, tüy gibi bir öpücük bırakıp çekildi.

"Kimse sana zarar veremez." Diye mırıldandı ve çenemi okşadı yavaşça. "İzin vermem."

Elimi koluna koyup yavaşça parmağımla okşadım. "Biliyorum ama.. kendini nasıl koruyacaksın?" Kaşlarını çatarken ben geri çekildim ve kollarımı göğsümde birleştirip suratına baktım. "Bu ciddi bir şey Taylan.. ya sana ya da sevdiğim birine bir şey olursa?"

"O piç bana bir şey yapamaz." Dedi direkt ve uzanıp elimi tuttu sıkıca. "Aklından çıkar bunları tamam mı?"

"Bilemeyiz." Dedim ilk söylediği şeye ithafen. "Çok bunaldım."

Elimi okşadı bir süre. Sonra da geri çekilip arabayı tekrar çalıştırdı. "Uzaklaşalım? Gidelim buradan."

Kaşlarımı çattım. "Öylece gidemeyiz.."

Gurur. /bxb/ (Nefret'in yan kitabı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin