27: Mide Bulandırıcı

590 38 9
                                    



Kaya

Kendi kendime oflayarak yattığım yerden tavana baktım. Canım aşırı sıkılıyordu çünkü Taylan beni evde yalnız bırakıp gitmişti.

Evet birlikte geçirmemiz gereken zamanlarda ne bok yiyordu bilmiyordum ama işi olduğunu söyleyip gitmişti. Üstelik telefonum da yoktu.

O beni yalnız bıraktığından beri yattığım yataktan anca kalkabildim ve üzerimdeki pijamalarla aşağı indim. İlk olarak mutfağa girdim, Taylan kahvaltı hazırladığını söylemişti ama canım o yokken yemek istemiyordu. Masadaki salatalıktan bir tane ağzıma atıp geldiğimden beri çıkmadığım arka bahçeye ilerledim.

Ev ormanın içinde olduğu için acaba ayı falan çıkar mı diye düşünsem de sonradan kendi kendime gülüp bahçeye çıktım. Çimenlere basarak havuzun başına ilerledim. Etraf çok güzeldi hava birazcık soğuk olsa da akşam yemeğini burada yemeliydik bence. Çimenlere bağdaş kurarak oturdum ve önümde duran suya baktım bir süre.

Taylana çaktırmasam da Selin aklımdan çıkmıyordu. Ya cidden psikopattı ya da Taylan umut vermişti kıza. Bunu çözmem gerekiyordu. Aynı zamanda Alperen mevzusu vardı. Eğer o söylemediyse Selin nereden biliyordu? Öğreneceği kimse yoktu ve dün gece bunu nasıl bildiğini düşünürken aklıma birkaç şey gelmişti ve bu kanımı dondurmuştu. Evet biraz paranoyakça bir düşünceydi ama küvet mevzusunu bilmesi için cidden bizi izliyor olması gerekirdi... değil mi?

Beynimde bir sürü teori oluşurken tırnaklarımı kemirdim bir süre stresten. Taylanla konuştuğumda bana Alperen'in yapmadığını söylemişti evet inanmış mıydım hayır ama şu an daha mantıklı gelmişti, Alperen Selini sevmiyordu.

"Ne yapıyorsun soğukta? Hasta olacaksın tekrardan."

Taylan'ın sesiyle irkilip başımı kaldırdım ve tepemde dikilen siyah saçlı adama baktım.

"Ödüm patladı.." diye mırıldandım.

Taylan kolumdan tuttu ve yavaşça ayağa kalkmama yardımcı oldu. Uzanıp boynuna sarıldım direkt olarak sarılışıma karşılık verdi ve belimi kavradı. Bir iç çekerek başımı omzuna yasladım.

"Nereye gittin?"

Belimi okşarken boynuma bir öpücük kondurdu.

"Öğrenirsin birazdan."

Anlamadan boynuna sarılmaya devam ederken gözlerim bahçenin girişine takıldı. Bilge ve Ege'yi görünce gözlerimi kırpıştırarak geri çekildim ve Taylan'ın suratına baktım.

"Evimize yabancıları getirmişsin."

"Aynen babamın evi değil sanki burası." Diye gülerek Bilge yanımıza geldi. Ellerim hala Taylan'ın kolundayken ona tripli bir bakış attım.

"Sus ben konuşmuyorum senle."

Gözleri Taylana kaydı anlık olarak sonra garip bir ifadeyle bana baktı.

"Zaten göreceklerinden sonra pek konuşacak halin kalır mı bilemiyorum ama.."

Ciddi olduğunu görünce ellerimi Taylandan çekip endişeyle suratına baktım. Ne oluyordu?

"Ne? Ne göreceğim?" Bir Taylana bir bilgeye bakarken Taylan belimi tuttu yavaşça.

"Hadi içeri girelim önce.."

Ortama direkt olarak garip bir gerginlik girerken sesimi çıkarmadan içeri girdim onlarla beraber. Ege koltuğa oturdu ve önündeki karton kutuyu sehpanın ortasına doğru ittirdi. Karşıdaki koltuğa oturduğumda Taylan da yanıma oturdu, bilge de Egenin yanına geçti.

Gurur. /bxb/ (Nefret'in yan kitabı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin