Different Choices

5

"Boxposio!"
Genç çocuk fırlatılan büyüden ustalıkla sıyrılırken ağırlığını sol ayağına verdi.

"Absorbe Protegus.."
Asasını şık hareketlerle çevresinde çevirirken üzerine gelen kırmızı ışını yutan kalkanı etrafını sardı. Korumadan çıkıp saldırıya geçmek adına vücudunu dikleştirdi.

"Deprimo"
Kalabalık sahanın yakınındaki duvar karşısındakinin üzerine düşerken adamdan cılız bir çığlık yükseldi. Genç çocuk bundan memnun olmamış bir şekilde asasını tekrar salladı.

"Cendravero"
Enkazdan kurtulmaya çalışan adam üzerine gelenlerle acı dolu bir feryat kopardı.

"Merhamet,Prens! Yalvarırım!"
Adamın dört bir yanını saran alevlerle etrafta olanları izleyen genç ölüm-yiyenler korkmadan edemediler. Içlerinden birkaçı  oldukça rahattı onlar da bunu onlarca yıla uzanan aile sadakatlerine borçluydu.

"Daha iyisini yapabilirdin,Barton"
Adama doğru birkaç adım atarken genç çocuk eğildi. Kolunu adamın sol koluna uzatırken adam kolunu kendine doğru çekti.

"Yalvarırım,sizinle olmak istiyorum! Bir şans daha efendim! Size karşı koymak imkansız ama yine de kendimi bir daha gösterememe izin verin!"

Genç çocuğun yüzünde görebildiği tek şey zümrüt yeşili gözlerken gözlerin kısılması ile kolunu uzattı. Gözlerinden akan yaşlar muggle doğumlu büyücünün isteğindeki azmini kanıtlar dereceydi. Bununla beraber çocuk gözlerini yumdu. Zihni beklediği komutu alınca sol kolu kavradı.

"Morsmordre"
Asasını kurukafa dövmesinin üzerinde dolaştırırken kaybolan işaretle kafasını kaldırdı. Adama bakınırken söz aldı.

"Hataya yer yok. Almak istiyorsan önce hak etmelisin. Lesterange'i takip et."
Adam başını onaylarcasına sallarken zorlukla ayaklandı. Ayaklanmadan önce genç çocuğun karşısında diz çökmeyi ihmal etmedi. Genç çocuk adamın gidişiyle arkasına döndü.

"Malfoy sen devam et."
Karşısındakiler bu ay diğer aylara nazaran daha iyiydiler ama genç çocuk kendini yormadan onları izlemeyi tercih etti. Platin sarısı saçlarıyla Draco Malfoy aldığı emirle yeni ölüm-yiyen adayı beklemeye koyuldu. Bunu yapmaktan nefret ederdi çünkü doğru düzgün asa tutamayanlar bile ölüm yiyen olmayı diliyorlardı. Ve onlarla uğraşmak gençlere düşüyordu.

''Ne kadar da heveslisin"
Draco sırıtan adama dönerken konuşmak için dudaklarını araladı.

"Sen benden daha hevesli görünüyorsun"
Dedi ve ekledi.
"Gidip vahtiz oğlunla uğraşabilirsin biliyorsun değil mi dayı?"

Sirius gri gözlerini sırtı dönük bir şekilde yukarıya adımlayan oğlana dikildi. Kapılar ardından kapanırken Sirius kaşlarını havalandirdi.

"Şu an pek havasında değil. Üstelik seninle uğraşmak daha keyifli..ve güvenli "
Draco adama karşı sırıtırken adamın haklılığına karşı söz aldı.

"Sakinleştirmeyi dene. Biraz önce faydasız yirmiyi aşkın kişiyi işareten etti. Öfkesi bu sefer epey büyük."

Draconun önünde selam veren adam elindeki asayı neredeyse düşürecekken Sirius söz aldı.
"Haklı olduğuna eminim. Ve sakinleştiricisi de yola çıkmış durumda."

Draconun mavilikleri yukarıya açılan kapılara dikilirken aralarında teyzesinden sonra bulunan tek kadın ölüm-yiyeni gördü. Genç kıza karşı açılan kapılarla dayısına döndü.

"Biraz yardımına ihtiyacım var"

"Biraz?"
Sirius önündeki topluluğa rağmen asasını kavrarken Draco iç geçirdi. Dayısı karşısına dikilene sert bir büyü yollarken söz aldı.