Uykumun en derin halindeyken Dilşah diye bir ses duydum. Uyanmak istemiyodum ama o kadar baskın bir ses ki homurdanarak gözlerimi açtım.
Ceren yengem kucağında Zilşanla bana sesleniyodu. Bana Dilşah demesi dikkatimi çekmişti çünkü yengem bana hep Dilşa derdi. Önemli konularda adımı tam söylediği için tedirginlikle uyandım.
"Yenge ne oldu bu saate" saat 6 buçuğa geliyordu.
"Dilşah bişey diyeceğim ama sakin ol tamam mı?" içimi iyice endişe basmıştı.
"Rojdayla Jiyan abim kaçmış!" İlk başta idrak edemedim doğrumu söylüyor diye yüzünü dikkatlice inceledim, yüzünde gördüğüm tek şey bembeyaz bir surat korku dolu gözler. Zaten teni bembeyaz açık tenliydi, iyice rengi atmıştı.
"Ne diyorsun sen jinap?" Ceren yengeme hep jinap derdim çok sinirlenirdi ama şu an umrunda değilmiş gibi gözüküyordu.
"Kaçmışlar işte Dilşah" Hala içimde inanmamak için bi umut kırıntısı vardı ama onuda babamın bağırmasıyla kaybettim.
"Nereye kaçmışlar yenge?"
"Bilmiyorum. Berzan da çıldırdı her yerde arıyo telefon etmediği yer kalmadı sanki bi anda yok oldular" Berzan abim Ceren yengemin eşiydi. Abim askerlik için Kütahya ya gittiğinde orda tanışmışlardı. En başta babaanem şehirli gelin istemem dese de Ceren yengem saygıda kusur etmeyince kabul ettiler evlenerek Kütahya'dan Mardin'e geldi. En başta adetlerimizi , Konakta kalabalık yaşamamızı ,tarzımızı ve dilimizi yadırgasada zamanla alışmıştı Ceren yengemi her zaman çok sevmişimdir. Bu konaktaki en yakınım sırdaşımdı. Bir tane kızları oldu. En çok da Zilşanı severdim , zor bela hamile kalmıştı. Evin ilk torunu ilk göz ağırı olduğu için ayrı bi değer verilirdi.Zilşan kucağıma gelmek için huysuzlanmaya başlamıştı. Kucağıma alarak yatakta iyice doğruldum. Boynuna öpücük kondurarak yaşadığım şoku atlatmaya çalışıyordum.
"Dilşah annem gönderdi uyan diye kalk hazırlan aşşagı inelim" Başımı sallayarak yataktan çıkıp Zilşanı annesine verdim ve dolabıma yöneldim.
"Yenge sende git hazırlan sonra beraber ineriz"
"Şimdi yukarı çıkamam ver senden bana da bi örtü bi etek" Şaşırmıştım çünkü Ceren yengem açıktı ve başını kapatması için zorlansada kapatmamıştı ara sıra alışmak için bağlardı bir tülbent sonra çıkarırdı. Muhtemelen göze batmak istemiyordur diye üstelemedim. Bi yazma bir de etek verdim. Bende hemen beyaz iğne oyalı tülbenti başıma geçirdim. Zaten öyle herkes kapalı değildi evde. Sırf göze çok batmamak için sadece saçımızın üstüne geçirir bağlamadan bırakırdık. Pudra pembesi eteğimi giyip beyaz tişörtümün üstüne ince tüylü hırkamı geçirdim.
"Hadi inelim yenge"
"Tamam"
Merdivenlerden indiğimizde babam konakta dört dönüyordu. Herkes korku içinde babaanem ve babama bakarken annem bile sakinleştirmeye yetmiyor gibiydi. Son basamağa geldiğimizde avlunun en sonunda kuzenim ve Şilan yengemi gördüm. Şilan yengem 26 yaşındaydı ve Baran abimle evliydi. 4 kardeştik 3 tane abim vardı.
En büyük Baran abim idi. 34 yaşındaydı ve Berzan abimden sonra evlenmişti. En küçük bendim 19 yaşındaydım. Jiyan abim 30 Berzan abim ise 25 yaşındaydı. Yavaş yavaş ilerlediğimde halam ve kuzenim vardı hemen onların yanına ilerledim halam bana korku dolu bakıyordu herkes el pençe olmuş ses çıkaramıyordu.
"Zeynep ögrenmişlermi nerde olduklarını"
"Sanırım evet" endişeyle yüzüne bakarken
" Nerdelermiş?"
"Cengiz Kılıçarslan "bulmuş Berzan abimle Barkın abim gittiler yanlarına sanırım buraya geliyolar" Barkın ve Zeynep halamın çocuklarıydı yaşlarımız yakındı Zeynep'le ama Barkın 22 yaşındaydı.
"Cengiz Kılıçarslan durmaz öldürüverir ikisinide"
"Dua et Dilşah önce Berzan abim gil yetişsinler yoksa öldürürler ikisinide" iyice korkmaya başlamıştım inşallah önce Berzan abim gil gider diye içimden dualar sıralıyodum.
"Nerdelermiş peki Zeynep?"
"Zozanların büyük dedesine sığınmışlar"
Allah'ım nolur bişey olmasın diye kaç defa içimde tekrar ettim bilmiyorum. O sırada bi gürültü koptu önce Jiyan abim arkasından Rojda Cengiz Kılıçarslan Berzan abim gil ve diğer Kılıçarslan aşireti girdi. Cengiz Kılıçarslan babası ölünce aşiretin başına o geçmişti ve herkes ondan tırsardı.
"Karahan aşireti" diye kükredi bir anda. Herkes bir araya toplanırken bende halamın eşi Cevdet eniştemin yanına geçtim. O sırada aşiretler ikiye ayrılırken Jiyan abimle Rojda ortada kalmıştı.
"Kaçtın şerefimi 2 paralık ettin babamın emaneti diye gözümden sakındıgım kız kardeşim beni sırtımdan vurdu" Diye bağırdı Cengiz. Kardeşler arasında Rojda da tek kızdı yere göğe sığdırmaz saçına toz gelse en güzel şampuanlar alır göz bebegı gibi bakardı. Abimle Rojda kaçmasının sebebi muhtemelen evlılıge izin vermedıklerı içindi. Kılıçarslan ve Karahan aşireti zamanında Dedelerimiz tarafından bi olay yaşandığı için geçmişte düşman olmuşlar zaman geçtikçe geçmişte kalmış ,biraz araları düzelmiş ama limoni olmuşlardı. Rojda gil 5 kardeşlerdi
Cengiz,Rojda,Barkın,Behram ve Azad idi Rojda tek kız olduğu için her hatası yok sayılır görmezden gelinirdi. Ama bu sefer affeder mi tahmin edemiyordum Eğer ki affetmezse kan dökülecek ama affederse aklımın köşelerinde bi ihtimal vardı ama dilim varmıyordu. 4 kardeşin içinde tek kızdım ve Kılıçarslan aşiretinin en büyüğü Cengiz Kılıçarslandı. Buda demek oluyo ki affetmezse kan affederse tek çözüm
"BERDELDİ"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORLA AŞK
RomanceÖncelikle bu kitap +18 smut şiddet ve küfür içeren ilk yazdıgım kurgudur TÖRE-BERDEL konulu güzel bir kurgu yaptığımı düşünüyorum umarım begenırsınız bölümleri fazlasıyla uzun tuttuysam özür dilerim yazılacak çok şey var kafamda❤️