Masumluk

3.2K 69 10
                                    

Bu ses babama aitti. Olduğum yerde kalmıştım. Cengiz önümden geçerek arabaya geri döndü ve torpidodan silahını çıkardı. Peşinden koşup kolunu tuttum.
"Cengiz dur ne yapıyorsun" dedim. Beni hırsla itekleyerek bi anda konağın kapısından içeri girdi. Bende peşinden koşarak girdim. Neredeyse herkes buradaydı. Zilşan deli gibi ağlıyor Ceren yengem asla susturamıyordu. Berzan ve Baran abimde silahlarını çıkarmışlardı. Bunu gören herkes silahlarına kuşanıp birbirine doğrultmuştu.
Zilşana doğru hamle yaptığımda Cengiz bağırarak beni durdurdu.
"Dilşah yukarı!"
"Cengiz hayır!" Dedim.
"Dilşah İyimisin?" Dedi babam bana doğru.
"İyiyim baba lütfen gidin burdan" dedim.
Cihan öne atılarak oda silahını çıkarmıştı.
"Dilşah iyi olduğundan emin olmadan gitmeyiz buradan" dedi. Şilan yengem Cihan'ın yanına geçerek Zeynep ve Roşen de koşarak babamın yanına gitmişlerdi. Göz pınarlarıma yaşlar dolduğunda kendimi güçsüz hissediyordum.
"Karahan aşireti evimden defolup gidin, Hemen!" Dedi Cengiz.
"Dilşah buraya gel iyi olduğundan emin olduktan sonra gideriz" dedi Baran abim. Jiyan abim yoktu. Muhtemelen gelirse kan dökülür dur düşündükleri için onu getirmemişlerdi.
"Dilşah yukarı!" Diye emir verdi Cengiz. Zilşan beni gördüğü için çırpınıyor ve kucağıma gelmek istiyordu.
Ceren yengem Cengize doğru bağırarak bütün gözleri üstüne çekti.
"Cengiz biz buraya Zilşan için geldik. Dilşah gittiği günden beri ne uyuyor ne ağlaması diniyo. Bırak bi kere kucağına alsın" dedi. Artık ağlamaya başlamıştım kendimi tutamıyordum.
"Karım soyadı Karahan olan kimseyle göz teması bile kuramaz !" Dedi.
Annem herkesden daha çok ağlıyordu.
"Oğul bırak sarılsın bi kere yeğenine" dedi Firnaz babaane. Umutla ona baktım.
"Dilşah yukarı çık dedim sana" diye resmen kükredi.
Yine bi umut Azata baktım ama elinde silahıyla hareketsiz Berzan abime tutuyordu.
"Cengiz yapma bi kere sarılayım sonra söz çıkarım çok ağlıyo lütfen" dedim.
Cengiz bi anda silahı 2 el ateş ederek havaya sıktı. Ceren yengem Zilşanın üzerine siper olup arkasını dönmüştü. Herkes korku dolu bi şekilde bağırıyordu. Zilşan silah sesinden korkmuş iyice çığlık atmaya başlamıştı. Rozerin daha fazla dayanamıyormuş gibi öne atıldı.
"Cengiz abi yeter! Sen ne zamandan beri bu kadar gaddar oldun. Sana inanamıyorum sen benim bildiğim Cengiz abim değilsin. Bi kere ya sadece bir kere sarılsın çok mu görüyorsun senin bu yaptığım Allah'tan revamı." Diye haykırdı resmen.
Zilşana doğru hamle yaptığımda
"Dilşah! Bir adım daha atarsan bu gün kan dökülür. Benden veya Karahanlardan. Boran Dilşah eğer ki bir hamle yaparsa direk babasına sıkıyorsun o silahı.
"Senin yüreğin yeter mi? Biraz vicdanın olsa şuradaki bebeğe acırsın" dedi Zeynep. Başımı eğerek ona baktım. Göz göze geldiğimizde ağlamamak için kendini zor tuttuğunu gördüm.
"Ben şimdi burada kardeşime sarılacağım ve sende seyredeceksin. Olur da o mermi tabancadan çıkarsa bende Azatı vururum" dedi Baran abim.
"Dilşah eğer ki bir adım daha atarsan kan dökülür odana çık!" Diye bağırdı. Hazal ve Raperin yanıma gelerek kolumdan tuttular.
"Yenge hadi lütfen yukarı çık kan dökülmesin yalvarıyorum sana" dedi Hazal.
"Senden utanıyorum!" Diye haykırdı Raperin Cengize doğru.
"Özür dilerim " dedim Ceren yengeme bakarak. Gözlerimdeki yaşlar durmuyordu. Zilşana acı içinde tebessümle baktım.
"Dilşah yapma gel buraya bişey yapamaz korkma!" Dedi babam.
Barkınla göz göze geldiğimizde bi an çocukluğumuza döndüm anılar gözümün önünde canlandı

11.04.2006
"Ya Barkın benim oyuncaklarıma oynama" dedim sitemle.
"Dilşah benim arabam senin bebeklerini koruyo ama"
"Benim korunmaya ihtiyacım yok Barkın bırak bebeklerimi ben onlarıda korurum"
"Sen kızsın kendini koruyamazsın!" Dedi bana bağırarak.
"Korurum işte sanane. Hem ben kızım diye niye beni güçsüz görüyorsun bende büyüdüm artık"
"Benim gorilim ikimizide korur Dilşah bırak bebekleri" dedi. Elimden almaya çalışıyordu. Zorla çekince bez bebeğimin başı gövdesinden ayrılarak içindeki pamuklar dökülmüştü.
"Hani koruyacaktın bak bebeğime zarar verdin sana güvenmiyorum artık." Ağlamaya başlamıştım çünkü oyuncaklarımı paylaşmaktan nefret ederdim ama şimdi Barkın zarar vermişti.
"Tamam ağlama ben bunu annene veririm diker eskisi gibi olur" dedi sarılarak.
"Sana güvenmiyorum bebeğimi kopardın. Artık beni koruma istemiyorum" dedim
"Sen istemesende ben seni koruyacağım"
"Neden?" Diye sordum. Ağlamayım diye beni güldürmeye çalışıyordu
"Çünkü sen benim kuzenimsin ve ne olursa olsun seni çok seviyorum" dedi.
"Hem benim göbek adımı biliyomusun sen?"
"Hayır" dedim gözyaşlarımı silerken
"Necmi" dedi.
"Ne kadar güzelmiş ismin. O zaman Necmi beni dünyadaki bütün kötülüklerden koruyacağına söz verirsen sana inanırım"
"Söz kuzenim seni bu dünyadaki bütün kötülüklerden koruyacağım"
Günümüz
"Sözünü tutmadın hani nerde benim bebeğim?". Dedim ağlayarak. Ne demek istediğimi başta anlamamıştı ama sonradan gözlerindeki hüzünü görünce oda o günü hatırlamıştı. Eliyle kalbini göstererek
"Burada saklı o bebek her zaman kalbimde koruyorum" dedi. Acı bi tebessüm belirdi dudaklarımda.
"Yenge lütfen çık yukarı nolur" dedi. Behram bana doğru. Başımı sallayarak tek tek herkese baktım. En son Cengize baktığımda gözünü asla babamdan ayırmıyor silahını hırsla tutuyordu. Arkamı dönerek merdivenlere doğru yürüdüm.
"Dilşah yapma dinleme bu adamın sözünü gel" dedi Berzan abim. Daha fazla arkamı dönüp onlara bakarsam yenik düşecektim ve kan akmasını göze alamazdım. Koşarak yukarı çıktım ve kapıyı kapattım. Pencerenin önüne geçtiğimde babamın gözünü kin bürümüştü. Bağırarak havaya şarjörün hepsini sıkarak boşalttı.
"Bu burada bitmedi Cengiz!" Dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Herkes babamın peşinden giderken bir tek Baran abim kalmıştı.
"Sen beni kardeşimin kokusuna mahrum bıraktın ama ben sana güzel bi haber vereyim Cengiz Kılıçarslan. Rojda hamile" dedi. Berçem anne ellerini dudaklarına götürdü. Şaşırmıştım ama beklenmedik bir şey değildi bu.
"Karahanlar ile ilgili olan hiç bir şey beni ilgilendirmiyor" dedi Cengiz.
"Birazcık vicdanın varsa gel gör kardeşini perişan oldu. Ben kapıma geleni kovacak kadar haysiyetsiz değilim" dedi ve silahını indirerek hırsla arkasını dönüp oda konağı terk etti. Baran abim yine büyüklüğünü göstermişti hep bu yüzden ayrı bir değer verirdim ona. Eslem Cengizin yanına doğru gitti ve ona öfkeyle baktı.
"Gözünü kin bürümüş bir bebeğe bile acımayacak kadar merhametsizsin yazıklar olsun sana!" Diyerek bağırdı ve oda mutfağa geçerek avluyu terk etti. Berçem anne şoktaydı. Haşmet amca böyle bir şeyin olacağını bekliyormuş gibi boş bakıyordu. Cengizin amcaları olaya hiç karışmamış sadece izlemekle yetinmişlerdi. Arkamı dönerek yatağa oturdum yorganı kaldırıp içine girip sırtımı kapıya doğru döndüm. Ne düşünüp hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Ama Cengizin bu merhametsizliğine ben utanmış Baran abimle de gurur duymuştum. Adım seslerini duyduğumda göz yaşlarım daha çok akmaya başlamıştı. Yavaş hareketlerle kapıyı açıp içeri girdi ve ardından kapattı. Bi süre hareketsiz kaldığını hissetim. Daha sonra yatağa gelerek yorganı kaldırıp oda içine girdi. Burnumu çektim.
Cengiz bana doğru yaklaşarak belimden tuttu ve kendine çekip göğüsüne bastırdı. Saçlarımı öperek kulağıma eğildi
"Özür dilerim sevgilim ama gururum daha ağır geldi " dedi. Hızla yataktan kalkıp ona döndüm. Bu nasıl bir yüzsüzlüktü böyle inanamadım.
"Gururuna başlarım senin. Bu yaptığın gurur değildi tamamen gaddarlık , acımasızlıktı. Senden iğreniyorum Cengiz" dedim ellerimi savuşturarak.
"Dilşah bu yaptığımın bi açıklaması yok ama senin o abim olacak herif benim kardeşimi kaçırdı sonra da evlendi bide çocukları olacak şimdi. Benden bu anlayışı bekleyemezsin. Gözümün önünde abilerinle kucaklaşmanıza müsade edemem" dedi. Ağızım açık şaşkınlıkla bakıyordum ona.
"Ya ben abime sarılacağım demedim. Bi kere ya bir kere yeğenimi kucağıma alıp öpecektim sadece hadi bana acımadın o bebeğin ne suçu vardı? Kucağıma gelmeye çalışıyordu kendini yırtarak ağladı sen neyden bahsediyorsun ya. Cengiz lütfen dedim bir kere sarılayım bari dedim izin vermedin." Dedim dudaklarımdan acı bir inleme koptu.
"O bebegın suçu bir Karahan olmak sadece" dedi
"Cengiz karşıma geçip böyle bide haklıymışsın gibi pişkin pişkin konuşma sen ne anlatıyorsun. Günlerdir bir aksiyon bir entirika sabrediyorum susuyorum ama daha fazla dayanamıyorum. Bir kadının yapmayacağı şeyi yaptım Asena konusunu bile uzatmadım sen benden ne istiyorsun al canımı da sende kurtul bende" dedim haykırarak.
"Üzgünüm" dedi sadece.
"Pes vallahi pes gözüme gözükme Cengiz bi süre bana görünme defol git başka biryerde yat senden nefret ediyorum çünkü" dedim parmağımı sallayarak. Yataktan kalktı ve durgun bi şekilde odadan çıktı. Diyecek sözüm kalmamıştı. Ne söylersem söyleyim Cengiz'e yeterli gelmiyordu. Hemen üstüme rahat bişeyler giyerek yatağa geri uzandım. Ben neyin içine düşmüştüm ya da Rabbim beni neyle sınıyordu. Allah'ım bi çıkış yolu göster bana diyerek dua ettim ve gözlerim kapanıyordu. Kendimi uykuya bıraktım.
Uyandığımda çoktan karanlık çökmüştü. Saatin 8 olduğunu gördüm. Ayaklanarak dolabıma yöneldim. Pembe bir başörtü alıp başıma geçirdim. Üstümde kalın mavi kazak altımda da eşofman vardı. Direk odadan çıktım ve Aşşagıya indim. Başımda dayanılmaz bir derecede ağrı vardı. Mutfağa girdiğimde Firnaz babaane , Şevin hala , Berçem anne , Hazal ve Rozerin vardı.
Beni ilk farkeden Berçem anne oldu. Hemen masadan kalkarak endişeyle yanıma geldi.
"Kuzum İyimisin?" Diyerek yüzümü avucunun içine aldı.
Başımı iki yana sallamakla yetindim sadece.
"Kızım gel hele otur karşıma" dedi Firnaz babaane. Masaya doğru gidip oturdum.
"Yavrum bize sitem etme olur mu? Elimden gelse ben seni yeğeninle kucaklaştırırdım ama Cengiz dediğini yapardı" dedi.
"Yok babaane sizde haklısınız elinizden ne gelir ki?" Dedim.
"Kuzum biz düşündük ki hafta içi herkes işteyken çarşıya diye çıkalım gidelim konağa en azından 1 saatte olsa görmüş olursun aileni" dedi Şevin hala
"Olmaz! Kendinizi de benim yüzümden sıkıntıya sokmayın lütfen hala" dedim.
"Yok kızım Cengizin bu yaptığı gerçekten kabul edilebilir bir durum değildi. Hem bizde Rojdayı görmüş oluruz sarılır oda anasına" dedi.
"Ama ya Cengizin kulağına giderse"
"Gitmez yavrum" dedi Berçem anne.
Kafamı kaldırdığımda çay kaynıyordu. Suyu taşarak her tarafa dökülmüştü. Hızlıca ayağa kalkıp çaydanlığı elime aldım. Aldığım gibi elimi geri çektim çünkü o kadar ısınmıştı ki ellerim yanmıştı. Rozerin hemen yanıma geldi.
"Yenge İyimisin bişey oldu mu?"
"Yengen batsın Rozerin" dedim.
Elimi suya tuttum. Acı biraz hafiflemişti. "Ben odaya çıkıp uyumak istiyorum müsaadenizle"
"Tamam yavrum git dinlen" dedi Şevin hala
İyi geceler deyip çıktım mutfaktan. Merdivenleri çıkarken Cengiz de misafir odasından çıkıyordu. Yüzüme acıyla baktı ama asla tenezzül edip başımı çevirmedim. Yanından geçerken burnundan soludugunu duydum. Odaya girip kapıyı kapattım. Valizleri boşaltmamıştım. Hemen fermuranı açıp içinden telefonumu aldım ve mesaj yerine girerek anneme yazdım.
"Anne beni merak etmeyin iyiyim. Hafta içi gizlice gelmeyi planlıyoruz hem Rojdayıda görmüş olurlar diye onlarda gelmek istiyor" dedim ve telefonu hemen kapatarak bazanın altına sıkıştırdım. O sırada kapı açıldı. Cengizin geldiğini gördüm.
"Tişört ve eşofman alıp çıkacağım" dedi. Umursamaz bi şekilde başımı salladım ve yatağa girip uzandım. Seslerden anladığım kadarıyla üstünü değiştiriyordu. Bi süre sonra ışık kapandı ve kapı sesini duydum. Çıktığını anlamıştım. Uyuduğum için yatakta bi sağa bir sola dönüyordum. Dayanamayıp banyoya girdim ve abdest aldım. Seccadeyi yere serdim ve namaz kıldım,tesbih çekip dua ettim kendimi rahatlatmak için herşeyi yaptım.
Seccadeyi katlarken kapı çaldı.
"Gel" diye seslendim. Raperin kafasını Ayıcık gibi uzatmış çekingen tavırla bana bakıyordu. Bu hali gözüme çok tatlı gelmişti.
"Yenge gelebilirimiyim" dedi
"Gel geç otur" dedim yatağı göstererek.
Yatağın ucuna otururken bende yanına geçip oturdum.
"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Cengiz abimin bu gün yaptığı akıla mantığa sığmıyor" dedi.
"Bişey demene gerek yok bende anlam veremiyorum. Böyle bi adamla evli kalmak ne kadar doğru sence?" Dedim
"Hiç doğru değil. Mecburi bir evlilik yaptınız"
Dedi
"Raperin benim aklımı kurcalayan bişey var" dedim
"Söyle yenge"
"Kısa sürede evlendik nikahımız oldu bittiye geldi. Sonra bi anda aşk evliliğine dönüştü. Yani çok saçma buna da anlam veremiyorum." Dedim
"Ben Cengiz abimin öyle rol yapıp seviyomuş gibi davranacağını sanmıyorum. Öyle bi yapıya sahip değil Allah var güzelsin , kendine özgün bir duruşun var. Etkilenmiş olabilir" dedi
"Sence Asena'yı unutamamış olabilir mi?" Dedim
"Yok artık. Unutmuştur zannetmiyorum" dedi
"Bilmiyorum yani onu unutamadı belkide sonra benden etkilendi denemek istedi"dedim
"Cengiz abim yapmaz dicem de bu gün o halini gördükten sonra dilim söylemeye varmıyor" dedi
"Asena zaten unutamamış bakışlarından belliydi. Yolsa gelip neden ben eski nişanlısıyım desin ki?"
"Ay bana Asena deme lütfen yenge" dedi. Gözleri bir anlık durgunlaşmıştı "O bi katil. Benim bebeğimin katili" dedi.
"Nasıl atlattın Raperin nası dayandın ya da bu bebeği öğrendiğinde korkmadınız mı hiç?"
"Çok korktum. Ama Behramla bu konuları konuşmuştuk. Cesaretimizi topladığımız an gidip her şeyi anlatacaktık ama olmadı işte." Dedi. Gözleri dolmuştu ağlamamak için direniyordu.
"Belki de hayırlısı olan buymuş Raperin" dedim
"3 aylık süreçte çok sahiplenmiştim ben onu bilmiyorum belki de içgüdüsel birşeydi ya da annelik duygusu ama keşke kalsaydı benimle" dedi ve gözünden bir damla yaş aktı.
"Nasıl oldu bu? Böyle bir şeye kalkışırsan düşünmedin mi Raperin" dedim anında gözlerini bana çevirdi.
"O an düşünmek istemedim. Böyle bir şey aklımızda bile yoktu sadece Behramla o gece sohbet ediyorduk benim odamda bi anda anın cazibesine kapıldım. Oda belki düşünmek istemedi" dedi. Başımı salladım.
"Bence Behramla ilişkinizi Haşmet amcayla konuşmalısınız. Önce tabi babaanneyle" dedim
"Cesaretim yok. Ama artık büyüdüm elbet birini bulup evlendirmek isteyecekler ama şu anlık bu konuyu rafa kaldırdık. Bilmiyorum yenge ben hiç birşeyi bilemiyorum" dedi. Titrek bir nefes aldı ve sıkıntıyla bıraktı.
"Bende o kadar çok karmaşadayım ki ne yapacağımı ne tepki verecegımı kestiremiyorum. Bu konakta kafayı yiyeceğim en sonunda" dedim. Gülerek yüzüme baktı.
"Ben gideyim uykum geldi sende dinlen sabah kahvaltıya uyandırırım seni" dedi. Başımı sallayarak onayladım.
"İyi geceler" dedim
"İyi geceler jinap"
Raperin gittikten sonra bi süre pencerenin önünde dışarıyı izledim içim sıkıntıyla doluydu. Ayağa kalktım tam yatağa girecekken gürültüyle odanın kapısı açıldı. Yerimden sıçrayarak gelen kişiye baktım. Cengiz bana doğru gelerek tam önümde durdu. Eline doğru baktığımda silah tutuyordu.Bi anda bileğimden tutup silahı elime verdi ve kalbinin üstüne koydu.
"Cengiz napıyosun sen kafayı mı yedin?"
"Kafayı yedim Dilşah!" Dedi bağırarak. Korkudan ellerim titriyordu.
"Ben iğrenç bir adamım vur beni burada şimdi şu an öldür bitsin bu iş" dedi. Elimi çekecektim ki daha sıkı tutup bastırdı.
"Cengiz saçma sapan hareketler yapma yeter!"
"O zaman ben kendimi vururum" dedi ve silahı kafasına götürdü.
"Cengiz hayır" diyerek üstüne atladım anın şokuyla ikimizde dengemizi kaybedip yatağa düştük ve bi anda o ses geldi
SİLAH PATLAMIŞTI.
      
                        BARKIN KARAHAN
BU GÜN ÖYLE İÇTEN ÖYLE GÜZEL BAKTIN Kİ KOŞUP SENİ ALMAK İSTEDİM ÇEKİP ÇIKARMAK İSTEDİM AMA YAPAMADIM. AFFET KARDEŞİM SÖZ VERDİĞİM GİBİ SENİ KORUYAMADIM. SEN BENİM KUZENİM DEĞİLSİN KARDEŞİMSİN KARDEŞTEN ÖTE SENİ ÇOK SEVİYORUM. SÖZÜMÜ TUTAMADIĞIM İÇİN KENDİMİ YİYİP DURUYORUM. BENİ AFFETİĞİNİ SÖYLE Kİ VİCDANIM SUSSUN.

ZORLA AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin