DİLŞAH KARAHAN
Sabah uyandığımda her yerim ağrıyodu. Çok fazla uyumuştum kendime gelebilmek için hemen banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.
Üstüme düz beyaz bir tişört altıma kırmızı çiçek desenli eteğimi giyip başıma beyaz tülbentimi geçirip makyaj yapmadan odadan çıktım.
Makyaj yapacak halimde yoktu zaten. Herkes yine kahvaltısını etmiş bir köşeye dağılmıştı.
Merdivenlerden inip mutfağa girdiğimde Ceren yengem kucağında Zilşanla oturuyordu.Hemen onlara doğru gidip Zilşanı kucağıma aldım.Oda sanki huzura ermiş gibi iç geçırıp kafasını boynuma gömdü. Bu hali o kadar güzel di ki içime sokasım gelmişti.Başının üstüne bir öpücük kondurdum ve sandalye çekip oturdum.
"Ev niye sakin Yenge?"
"Herkes evde değil çünkü"
"Kim nereye gitti ki?"
"Baban,Babaanen ,Annen ve Baran Kılıçarslan konağına gittiler". Neden diye soracaktım ama tahmin edebiliyordum. Düğün gününü konuşacaklardı. Kucağımda Zilşanın huzurlu nefeslerini duyunca gözümden yaş geldi. Zilşanın yokluğuna dayanamazdım.
"Dilşa seni çok seviyorum "
"Bende seni çok seviyorum yenge"
"Bırak ağlamayı artık kendını harap ettin Düğünün olacak"
"Düğün değil cenaze" dedim ve içeri Rojda ve evin bütün kadınları girdi.
"Ben söylemek istiyorum" Dedi Rojda anneme dönerek
"Tamam kızım" dedi annem. Sorar gözlerle onlara bakarken
"Gel Dilşah odaya çıkalım" dedi başımı sallayarak onay verdim. Zilşanı annesine vererek ilerleyerek mutfaktan çıktık. Yukarı çıkıp odaya geldiğimizde kapıyı açıp içeri girdik. Yatağa oturdum ve soran gözlerle Rojdaya bakıyodum
En sonunda "Dilşah bu gün gelin oluyorsun"dedi
Anlık bi şok etkisiyle ağzımdan "Ne" diye inilti döküldü. Gözlerim doldu ağlamak istemiyordum.
"Hemen mi?" Dedim
"Evet"dedi ve gözünden onunda damla damla yaşlar akıyordu
"Gelinliğin getirildi" dedi
"Dilşah hazırlanman lazım" dediğinde hıçkıra hıçkıra ikimizde ağlıyorduk
"İstemiyorum" dedim ağlayarak
"Dilşah yapma kurban olayım kalk hadi " dedi
Ayağa kalkarken ters ve kin dolu bakışımla
"Dilerim ki Allahtan iki yakanız bir araya gelmesin Rojda" dedim. Yıkılmış bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. Elini çekip koşarak odadan çıktı. Şilan yengemle Zeynebin kapıda bana baktıklarını gördüm
Zeynep ağlayarak" Hadi güzelim" dedi
O sırada annem geldi. Ağlamaktan gözleri şişmiş ve üstü başı dağılmış haldeydi. Hızla yanıma gelip boynuma sarıldı. Karşılık verdim
"Yanımda olmayacak olsan da hep seninleyim Dilşah" dedi ikimizde ağlıyorduk
"Beni aradığında hep nabzına dokun" dedi bileğimi tutarak "Çünkü ben hep burda olacağım"
"Annem seni çok seviyorum ve hiç bırakmak istemiyorum" dedim
"Bende"dedi yüksek sesle. Geri çekilerek
"Hazırlan yavrum"dedi başımı sallayarak kaderime boyun eğdim. Gelinliğimi getirdiklerinde bakmak incelemek bile istemedim.
Roşen ve Saye yanıma gelerek elimden tutup makyaj masasına oturturdular.İkisinin de gözü yaşlıydı.
"Dilşah"dedi Roşen eline aldığı fondöteni sıkarak cevap vermedim gözlerine baktım sadece
"Hatırlıyormusun avluda birbirimizin hep saçlarını örer, annenin makyaj malzemelerini gizlice alıp makyaj yapardık" dedi ağlayarak
"Hatta bi gün"dedi Saye "Yine gizlice ruju alıp birbirimize allık yapmaya çalışmıştık Babaanem görüp yukardan çay kaşığını fırlatmıştı" yaşlı gözlerle ona bakıyordum. Oda ağlıyordu yüzüme fondöteni dağıttıktan sonra makyaja yavaş yavaş başlamıştı. Durgun gözlerle etrafa bakıp düşüncelerle boğuluyordum. Acaba nası bir adam? Beni sevecek mi?Nasıl davranacak? O hakkımda ne düşünüyor diye sorularla boğuşuyodum
CENGİZ KILIÇARSLAN
Düğünün bu gün olduğunun haberını aldığımda karşı çıkmadım çünkü mecbur evlenecektim. Ya bu gün ya yarın. Babaanem üzerime zorla bi takım elbise giydirmişti kendime özenmeden avluya indim herkes özenle giyinmiş evin kadınları altınlarını takıp makyajlarını yapmışlardı.
"Hadi oğul gidiyoruz" başımı sallayarak hızlı adımlarla evden çıktım. Arabama bindiğimde kimseyi yanıma almadan son gazla Karahanların evine doğru ilerliyorduk.Arkadan konvoy yapmış kornalar çalıyorlardı. Hemen elime telefonumu alıp Behramı aradım
"10 saniye veriyorum sana Behram o korna seslerinin susması için"
"Abi napalım gelin almaya gidiyoruz"
"Siktirme belanı Behram susacak o korna sesleri"
Deyip yüzüne kapattım telefonu. Yaklaşık yarım saat içinde Karahanların konağının önündeydik. Arabadan inip konağa girmeden beklemeye başladım.
"Oğlum girsene içeri" dedi amcam
"Gidin alın gelin amca beni uğraştırmayın"
"Oğlum olur mu öyle şey"dedi
"Amca beni o konağa bir Allahın kulu sokamaz gidin alın gelin dedim size" başını sallayarak beni onayladı ve hepsi birlikte içeri girmeye başladılar. Bende beklemeye başladım
DİLŞAH KARAHAN
"Hazırmısın yavrum" dedi annem
Başımı sallayarak onayladım. Ağlamaktan makyajım dağılmıştı. Ceren yengem toparlamıştı. Gelinliğimi giymiş duvağımı takmıştım. Evin bütün kadınları benim odamdaydı.
Babamla Berzan abim içeri girdiler
"Baba kuşağı ben bağlamak istiyorum"
Annem "Oğlum olur mu öyle baban varken" dedi imalı bi tavırla babam abimin omzuna vurarak "tamam oğlum bağla" dedi. Kuşağı Şilan yengemden alıp bana doğru geldi. Belimden geçirerek 3 kere doladı ve bağladı. Yaşlı gözlerle abime bakarken Zilşan ağlamaya başlamıştı. Ona bakıp benimde gözümden bi damla yaş geldi
"Dilşah benim canım ,göz bebeğim. Küçük kızım, evladımın güzeller güzeli halası sen benim canımsın, nefesimsin ,iykimsin Dilşah. Bu konakta simsiyah saçlarını salarak koştuğunu,yemyeşil gözlerinle bana gülümseyerek baktığını bilirim, şimdi o gözler yaşlı, ama Dilşah sen sahipsiz değilsin, O adam senin bu güzeller güzeli gözünden bir damla yaş akıtırsa , Benim dokunurken korktugum saçlarının tek teline zarar verirse Yakarım o konağı, Evladımın üstüne yemin and içerim ki Cengizi yok ederim" dedi ve bana kuvvetle sarıldı. Gözlerimden yaşlar akarken Zilşan bana gelmek için ağlıyordu, Annem Yezda ,Zeynep ve Ceren yengemin ağlama sesleri birbirine karışıyordu.
"Sessizce abi "dedim
Oda sessizce "Efendim Yüreğim" dedi
"Düştüm abi bileğim acıyo öpsene geçsin"dedim hıçkırarak. Onunda gözünden yaş geldıgını gördüm ama gizlemeye çalıştı. Sağ elimi tutarak bileğimi tuttu ve öptü. Öptü öptü öptü bırakmak istemedi sarıldı bende ona sarıldım. Bırakmayacağını anladığında bana bakmadan
"Git Dilşah!" Dedi baskın bi tonla
"Git bırakamıyorum sen git dedi"
"Çok seviyorum seni abi" dedim ve ilerlemeye başladım. Babamın tam karşısında durduğumda beni kendine çekti ve kulağıma "Sen benim kızımsın o baş asla eğilmeyecek Dilşah Karahan"dedi. "Senin kızınım baba bu baş hiç eğilmeyecek"dedim benden ayrılarak elmacık kemıklerıme öpücükler kondurdu. Ve aşşagı doğru inmeye başladık. Babamın koluna girmiş sanki ecelime doğru yürüyordum. Avluya geldiğimizde Kılıçarslan kadınları zılgıt çalmaya başladı. Babamın kolundan çıkarak herkese döndüm tek tek dizilmiş gözleri yaşlıydı herkesin.Babaaneme doğru ilerledim ve elini öptüm.Onunda gözünde hüzün yakaladım bi an ama belli etmemek için çabalıyordu
"Duayên min bi te re ne berxê min ê delal." Dedi Babaanem Türkçe bilmiyordu. O yüzden Kürtçe olarak dualarım seninle güzel kuzum dedi.
Jiyan abimi es geçip herkese tek tek sarıldım Baran abim sarılınca bir an kendımı bırakmak istedim ama tuttum. Anneme sarıldığımda annem de hiç bırakmak istemiyor gibi sarmaladı beni.En son bırakacak gibi değildi bende bırakmak istemiyordum ama mecburdum. En sona Zilşanı bıraktım çünkü ondan ayrılmak daha zordu. Oda ağlayarak bana gelmek istiyordu. Kucağıma aldığım an boynuma kafasını gömüp iç geçirerek ağlaması durmuştu. Öptüm, kokladım ,bağrıma bastım ağlıyordum ve Zilşanı bırakmak istemiyordum. Cennet kokusunu son kez içime çektim hiç unutmak istemiyordum onun bu güzel kokusunu.Tekrardan yanağından öptüm ayrılamayacağımı anladığında Ceren yengem sesli sesli ağlayarak yanıma geldi ve Zilşanı çekerek aldı benden.
"Dilşah git dayanamıyorum nolursun git" dedi ağlayarak. Zilşanı benden aldığı için ağlıyordu Zilşan. Hissetmiş gibi ilk defa canından can koparılmış gibi ağlıyordu."Dilşam kurban olduğum git nolur. Zilşan seni gördükçe ağlıyo ,senin bu halini gördükçe benim içim gidiyo Dilşah git yalvarıyorum git" dedi. Boynum bükük arkamı döndüğümde Zeynep koşarak gelip tekrardan sarıldı ve kulağıma fısıldayarak "Dilşah bu telefonu sakla bizi ara olur mu bavulun içine gizlice Yezdayla şarj makinesi de koyduk" diyerek iki arada bir derede telefonu elime tutuşturdu kimse görmeden hemen gelinliğin kol kısmından içeri soktum ve Zeynep'ten ayrıldım. Zilşan ağlıyodu Ceren yengem hıçkırıklara boğuşmuştu koşarak yukarı çıktı arkamı döndüm ve Rojdaya baktım hüzünle bana bakıyordu bana gelmekte tereddüt ettiğini yüzünde görebiliyordum. Ben yanına gidip sarıldım kulağıma "Dilşah benim yerime abime doya doya bak tamam mı?"dedi başımı sallayarak onayladım ve arkamı dönüp gidiyordum . Azad bavulumu almış bana doğru geliyordu elimden tutarak "Gel jinap" dedi kulağıma eğilip"Seni koruyacağıma ve asla Cengiz'e ezdirmeyeceğime annemin üzerine yemin ediyorum Dilşah" dedi şaşkınlıkla ona bakarken tebessüm etti. Yürürken son kez arkama baktığımda Yezda yere çökmüş başını dizine yaslayıp ağlıyordu. Anneme bakamadım ama gözüm Jiyan abime çarptı. Ağladığını gördüğümde şaşırdım ama belli etmedim dudaklarımdan bi anlık seni seviyorum döküldü bunu anlamış gibi bende seni çok seviyorum dedi fısıldar gibi. Başımı çevirdiğimde karşımda Cengizi gördüm. Yüzüme bile bakmıyordu ve ben bu konaktan sanki ecelime doğru gidiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORLA AŞK
RomanceÖncelikle bu kitap +18 smut şiddet ve küfür içeren ilk yazdıgım kurgudur TÖRE-BERDEL konulu güzel bir kurgu yaptığımı düşünüyorum umarım begenırsınız bölümleri fazlasıyla uzun tuttuysam özür dilerim yazılacak çok şey var kafamda❤️