Kahvaltı için aşşağı indiğimizde Ayşen peşimden ayrılmıyordu.
"Ya sabır! Ne var Ayşen dolanıp durma peşimde"
"Yenge kızgınmısın diye bakıyorum sadece" dedi
"Kızgınım Ayşen defol git kendine tabak al yemek koy" Açık büfeden kendimize tabak alıp tek tek istediğimiz kadar yemek koyduk. Kalabalık olduğumuz için nereye oturacağımızı bilemedik.
"Azad şurdan bi masa çek yengem Behram sende sandalye getir masaları birleştirelim sığamayız buraya yoksa" dedim
"Yenge kaç sandalye getireyim?" Dedi Behram
Elimdeki tabağı masaya bırakıp ellerimi belime koydum.
"Ulan ben sizin annenizmiyim kaç kişiyiz Behram kafanda hesaplasana!" Diye sesimi yükselttim
"Tamam yenge ne bağırıyorsun"
"Hasbinallah ya"
Cengiz hala gelmemişti. Ayı bir kocam olduğu için önüne ne gelirse aldığından emindim.
Kızlar ellerinde tabaklarla yüzüme bakıyordu.
"Bana bakın yer cüceleri Cengizin yanında saçma sapan flörtleşme tavırlarına girmeyin yolarım hepinizi."
"Tamam yenge" dedi Hazal
"Geç Hazal sen karşıya Raperin sende yanına otur Eslem de senin yanına oturacak kızlar olarak tek tek dizilin karşıma" dedim. Hepsi dediğimi yaparak karşıya oturdu.
Behram Eslemin yanına geçecekti ki ters bakışımla hemen karşıma oturdu. Cengiz gelmişti. Tam da tahmin ettiğim gibi ne bulursa almıştı. Yanıma oturarak kahvaltımızı etmeye başladık.
"Biz Dilşahla gezmeye gideceğiz sizde napıyosanız yapın" dedi Cengiz
"Abi bizde gezelim mi?" Dedi Raperin
"Gidin nereyi geziyorsanız gezin banane"
"İyi o zaman bizde hep birlikte gezelim kızlar" dedi Hazal.
"Abi siz niye yengemle tek gidiyorsunuz?" Dedi Eslem
"Karımla baş başa gezmek istiyorum bi sakıncası mı var Eslem?" Dedi Cengiz
"Yok abi sordum sadece"
"İyi. Kahvaltınızı yapın güzelce 5 te burda olsun herkes hazırlanmaya başlamış olun geldiğimizde"
Hepsi kafa sallayarak onayladı.
"Yenge sen ne giyeceksin?" Dedi Ayşen
"Kırmızı elbisem var uzun onu giyerim" dedim
Başını salladı.
"Açık saçık giyinen olursa kırarım kafanızı" dedi bi anda Boran
"Tamam giyinmeyiz" dedi Raperin. Kahvaltımızı yapıp direk otelden çıkmıştık. Arabaya bindiğimizde bunalmıştım. İstanbul gerçekten çok sıcaktı.
"Nereye gidiyoruz Cengiz?" Dedim kemerimi takarken.
"Galata'ya gidelim mi?" Dedi arabayı sürerken. Heyecanla yüzüne baktım
"Gidelim çok merak ediyorum orayı". Başını sallayarak gülümsedi. Bende arkama yaslanarak yolu izlemeye başladım. İstanbul gerçekten çok kalabalıktı. Trafik iğne atsan yere düşmeyecek şekilde tıklım tıklımdı.
Uzun uğraşlar sonucu sonunda gelmiştik.
"Arabayı otoparka verelim orada park edemeyiz" dedi.
"Tamam" dedim. Arabayı park edip indik. Yürümeye başladığımızda etrafta çekim yapan mankenler, turistler vardı. Cengiz elimi yakalayarak parmaklarının arasına sıkıştırdı. Gülümseyerek yokuş çıkıyorduk. Galata kulesini gördüğümüzde iyice heyecan basmıştı. Yokuşu bitirip Galata'nın önünde durduk.
"Fotoğraf çekinelim mi?" Dedi Cengiz
"Çekinelim" dedim. Telefonunu çıkararak aşşağı eğdi bende elimi omzuna koyup yanağımı yanağına yasladım. Gülümseyerek birsürü fotoğraf çekinmiştik.
"Galata'ya çıkalım mı?" Dedi
Heyecanla konuşarak "Ay çıkalım çok merak ediyorum" dedim
Bilet sırasına girdiğimizde şansımıza kimse yoktu.
2 bilet alarak parasını ödeyerek yukarı çıkmaya başladık.
"Burası çok dar ama çok güzel" dedim
Elimi bırakmadan önden merdivenleri çıkıyordu.
"Ay yoruldum biraz duralım" dedim
"Yorulmanın sırası değil hadi Dilşah"
Oflayarak çıkmaya devam ettik. En sona ulaştığımızda içeriden çıkarak izlemeye başladık.
"Tüm İstanbul ayaklarımızın altında ve bu çok güzel " dedim. Gülümseyerek.
"Evet" dedi
"Cengiz teşekkür ederim gerçekten beni böyle mutlu ettiğin için" dedim. Yüzüme şefkatle bakarak elimi yanağıma koydu. Saçlarım rüzgardan uçuşurken tam bi filim sahnesinde gibi hissettim.
"Sen bi kere gül diye yüzündeki o tebessüm solmasın diye herşeyi yaparım" dedi
Yüzüne büyük bir sevgiyle baktım. Bi anda flaş patladı ve anlık refleksle sıçradım.
Muhtemelen evli olduğunu düşündüğüm çift bize doğru kamerayı tutmuştu.
"Kusura bakmayın sizi korkuttuk ama çok tatlı görünüyordunuz fotoğrafınızı çekmek istedim" dedi genç bir kadın. Muhtemelen 20 li yaşların başındaydı.
"Bakabilirmiyiz" dedim kadına doğru
"Tabiki Buyrun" diyerek telefonu bana uzattı. O kadar güzel çıkmıştık ki benim saçlarım ve eteğim uçuşurken Cengizin eli yanağımda birbirimize gülümsüyorduk.
"İsterseniz numaranızı alayım ben fotoğrafı atalım " dedi genç kadın. Yüzüne boş boş baktım.
"Yanlış anlamayın lütfen eşimin telefonundan eşinize atayım ben" dedi. Gülümseyerek başımı salladım.
"Orhan telefon numarasını yaz" dedi eşine.
Kısa süre içinde fotoğrafları atmıştı.
"Çok tatlısınız mutluluğunuz daim olsun" dedi adam.
"Teşekkür ederiz" dedim gülümseyerek.
"Hadi Orhan gidelim artık" dedi kadın.
Eşi başını sallayarak onayladı.
"Kendinize iyi bakın" dedi kadın. Gülümseyerek önüme döndüm.
"Burdan sonra nereye gideceğiz Cengiz?"
"Sen nereye istersen oraya gidelim" dedi.
"İstanbul'da sahil kenarında balık yemek meşhurmuş gidelim mi?" Dedim
"Ne balığı Dilşah gel kız kulesine gidelim" dedi
"Ya Cengiz nolur lütfen" dedim alt dudağımı sarkıtarak
"Bana öyle dudağını büzme. Tamam yürü gidelim" dedi. 32 diş gülerek peşine takıldım.
Kadıköy sahiline gelmiştik. Denizle iç içe olmak gerçekten çok güzeldi.
"Yarım ekmek yaptırdım sana kuş kadar yiyorsun zaten" dedi
"Tamam olsun ver" dedim.
Tam sahilin yanına küçük sandalye ve masa kurmuşlardı. O kadar huzurlu hissetmiştim ki hiç bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum.
Yemeklerimizi bitirdikten sonra kız kulesine doğru gitmeye başlamıştık. Arabayı otoparktan zor bela almıştık çünkü Cengiz güvenlikle kavga etmişti. Sebebide arabayı nereye park ettiğimizi bulamadığımız için güvenliğe salça olmuştu. Neyse ki konu uzamadan bulmuştuk.
Arabayı park ettiğinde heyecanla inip karşıya geçtim.
"Bilet sırasına girmemiz lazım" dedi
"Tamam girelim" dedim
Kuyruk bayağı uzundu bu sıra nasıl biterdi bilmiyorum ama ben bunalmıştım.
"Ay Cengiz afakanlar bastı bana bi su alsana" dedim
"Bekle burda alıyım ben" dedi
Başımı sallayarak onayladım. Zaten bembeyaz tenim vardı şu an domates gibi kızardıgıma emindim.
Cengiz çok geçmeden elinde suyla gelmişti. Kana kana içtim.
"İstanbul gerçekten çöm kalabalık insanlar burada nasıl yaşıyorlar acaba?" Dedim
"Eee herkesin kendi şehiri buradakiler de alışmıştır artık" dedi.
Elimle yüzümü yelliyordum ki denizde yüzen çocukları gördüm.
"Cengiz şuna bak çocuklar nasıl yüzüyorlar"
"Çok tatlı değiller mi ama" dedi
Gülerek çocuklara bakmaya devam ettim.
"Hem bizimde belki böyle tatlı çocuklarımız olur Dilşah?" Dedi duygulu duygulu. Evlendiğimiz gündem bu yana ilk defa çocuk konusu açılmıştı.
"Allah nasip ederse bi gün bende isterim bi bebeğimin olmasını" dedim.
"Bebeklerimiz olsun inşallah. İkiz olsalar ne güzel olur" dedi
"İkisine birden de sen bakacan ya sanki" dedim sert bi dille.
"Ne var canım birlikte bakarız" dedi
"Tabi canım bakarız" dedim. Biz konuşurken sıra bize gelmişti. Hemen 2 bilet alarak vapura doğru ilerledik. Elimi sıkı sıkı tutuyordu. Hemen boş bir yer bulup oturduk. Kız kulesi tam karşımızdaydı çok güzel görünüyordu.
"Gel bi fotoğraf daha çekinelim" dedi. Hemen yanına sokularak kameraya baktım ve gülümsedim. Gerçekten güzel olduğumu hissediyordum çünkü çok güzel çıkmıştım her fotoğrafta. Kız kulesine geldiğimizde heyecanla indim. Tekrardan elimi tuttuğunda yürümeye başladık.
"Ay Cengiz resmen denizle iç içe çok sevdim" dedim
"Yukarıdaki manzara daha güzeldir gel çıkalım" dedi. Gülümseyerek ilerlemeye başladık. Etrafda hiç bir şey yoktu sadece taşlarlarla döşenmiş küçük odalardan oluşuyordu. En yukarı çıktığımızda manzarayı görmek adına denize baktım. Gözlerimi kapatıp denizden gelen o nemin kokusunu içime çektim. Gerçekten çok rahatlatıcıydı. Cengiz bi anda belimden sarılarak beni kendine çekti. Bende kafamı omzuna yaslayarak manzarayı izledim. Kız kulesinde yaklaşık 10 dakika kadar kalmıştık karşıya geçmek için geri vapura binmiştik. Yanına oturduğumda 2 tane genç kız dik dik Cengizi gözetliyordu. Karşıdan iğneleyici bakışlar atmama rağmen hiç de umurlarında değil gibi davranıyorlardı. Cengize sokularak başımı omzuna koydum. Buna rağmen hala bakıyorlardı acayip derecede sinirim bozulduğu için doğrulup
"Tanıdık geldi heralde bakıyorsunuz da" dedim
İkisinide bakışları bana döndüğünde Cengiz de bi bana bi kızlara bakıyordu. Tahminen 20 li yaşların başında olduğunu düşündüğüm kız öne atlayarak "Yo canım istedi baktım" dedi.
"İyi sen izlemeye devam edebilirsin ben kocamın omzunda biraz dinlenmek istiyorum" deyip kafamı geri koydum. Cengiz 32 diş suratıma bakıp gülüyordu.
"Bu 2 oldu beni kıskandığın ama" dedi
"Ne kıskanması be dik dik sana bakıyorlardı" dedim.
"Hmm yakışıklıyım, kaslıyım bakarlar tabi"
"Cengiz benim ayarlarımla oynama" deyip omzuna vurdum. Sanki kıskanmam hoşuna gidiyormuş gibi gülmeye devam etti.
Otele geldiğimizde saat 5 e geliyordu. Hemen odalara çekilip hazırlanmaya başladık. Cengiz üstünü giyinmeye başlamıştı bile. Hemen elbisemi giyinip bende makyaj yapmaya başlamıştım. Makyajımı tamamladığımda çok ağır yapmamıştım. Gözümün üstüne siyah farla geçiş vermiştim. Beyaz ışıltılı far sürüp gözlerime rimel ekleyip makyajı tamamlamıştım. Cengiz de üstüne siyah takım elbise giyip içine beyaz gömlek gitmişti. Saçlarının bi kısmını yana tarayıp öyle bırakmıştı. Bu halini görüp de iç çekmemek elde değildi. Bi anda elinde kırmızı bi kutuyla gelmişti.
"Cengiz bu ne?" Dedim merakla
"Aç bak"
İçini açtığımda taşlı bir set vardı.
"Cengiz bu çok güzel. Ben zaten takmak için getirmiştim takı ama bu yani çok çok güzel" dedim yarım yamalak konuşarak
"Tak hadi" dedi. Elime taşlı küpeleri alarak takmaya başladım kolyeyi eline alarak arkama geçti ve taktı. Boynuma öpücük bırakarak
"Çok güzelsin" dedi. Gülümseyerek yüzüne baktım.
"Hadi inelim saat 7 oldu"
"Son olarak rujumu süreyim" dedim.
Kırmızı dudak kalemıyle zaten dolgun olan dudaklarımı çerçeveleyip ortasına alt tonu olmayan bi kırmızı ruj geçtim. Dudaklarım sanki dolgu yaptırmış gibi ortaya çıkmıştı.
"Akşam o dudaklarını balon yapana kadar şişirecegim Dilşah" dedi tutkuyla.
"Şimdi de yapardım da neyse hadi inelim" dedi
Odadan çıktığımızda direk Ayşen gilin odasına doğru ilerlerdim. Cengiz de Hazal gilin oldugu odaya giderek onları çağırıyordu.Kapıyı Rozerin açtığında direk burnuma hafif çiçekli parfüm kokusu gelmişti. Gerçekten çok hoş kokuyordu.
"Yenge çok güzel olmuşsun" dedi yüzüme tebessümle bakarak. Kırmızı uzun elbisemin altına ince kırmızı bağlamalı topuklu ayakkabı giymiştim. Saçlarımı taç şeklinde örgü yaparak kulak hizasındaki perçemlerimi salık bırakmıştım. Rozerin de siyah elbisenin altına siyah topuklu giyerek güzelliğine güzellik katmıştı. Elbisesi dizin biraz üstünde biten hafif göğüs dekolteliydi.
"Sende çok güzel olmuşsun çiçek kızım" dedim
İçeri doğru ilerlerken Ayşende siyah uzun askılı parıltılı bi elbise giymişti. Sol bacağındaki yırtmaç çok hoş duruyordu.
"Bu gün siyah siyah mı takılalım dediniz" dedim gülerek Ayşen'e
"Yenge kötü mü olmuş Rozerin sabahtan beri saçını topla diyo bence böyle daha güzel" dedi. Saçlarına küçük çok da abartılı olmayan dalgalar vermişti oldukça zarif ve göz alıcı duruyordu. Kahvenin en açık tonu sanki Ayşen için varmış gibi saçları parlıyordu.
"Çok güzel olmuşsun yengem bakma sen buna hadi çıkalım artık" dedim
Hep birlikte çantaları alarak ilerledik. Koridorda buluştuğumuzda erkeklerin hepsi aynı giyinmişti. Borandan gözümü alamamıştım çünkü oldukça çekici duruyordu. Sarıya dönük kumral saçlarını öylesine bırakmış ayağına beyaz sporlar takım elbiseyle çok uyumlu olmuştu.
"Ne yalan söyleyim en güzeliniz Eslem olmuş" dedim gülerek.
"Aşk olsun yenge biz kötü mü olmuşuz" dedi Raperin
"Hayır be alınma hemen hepiniz çok güzelsiniz Eslem bi tatlı geldi gözüme"
Mavi uzun elbisenin içinde gerçekten çok can yakıcı duruyordu. Sarı saçlarını oda maşa yapmış yüzünde hafif bir makyaj vardı.
"Teşekkür ederim yenge sen daha güzelsin" dedi.
Öpücük yollayarak Cengiz'e baktım ters ters Rozerine bakıyordu.
"Bu üstündeki ne Rozerin beni çileden mi çıkarmaya çalışıyorsun sen?" Dedi bi anda
"Ne var abi çokta açık değil bence" dedi
Cengiz parmağını sallayarak "Bana bakın ilk ve sondu bu kadar açık giyinmenize asla müsade etmem bir daha" dedi
"Tamam abi kızma ya" dedi Rozerin şirin bi tavırla.
"Yürüyün hadi geç kalıcaz" dedi. Önden giderek Hazal'ın koluna girmiştim.
"Kız zilli sende çok güzel olmuşsun" dedim. Bilerek Hazal'ın koşuna girmiştim çünkü kırmızı giyinen sadece bizdik. Uzun kollu dizinin biraz üstünde biten göğüslerine yapışmış bi elbise giymişti. Saçları dümdüz tam bi genç kadın gibi duruyordu.
"Teşekkür ederim yengecim sen daha güzelsin. Cengiz abim çok şanslı" dedi.
Gülerek "yalaka" dedim. Asansöre geldiğimizde kalabalık olduğumuz için 2 li asansöre binip ayrı ayrı inmiştik. Giriş alanlına geldiğimizde hafif klasik müzik kulağıma vuruyordu. Hemen Cengizin yanına gidip koluna girdim. Davetliler yavaş yavaş gelmeye başlamışlardı. Görevlinin önüne gelerek Cengiz ismini verdi ve içeri girdik. Herkes masalarda sohbet içindeydi. Bi anda tüm gözler üzerimize gelince utanmıştım. Ama belli etmeyerek önüne baktım. Tam karşımdaki sarışın kadın dikkatimi çekmişti bu normal bi bakış değildi. Gözü hepimizin üstünde tek tek dolanıp en son bana ve Cengize bakıp önüne döndü. Arkamdan Cihan'ın Rozerini azarladığını duydum.
"Sen beni delirtmek için benim inadıma giyindin demi böyle" dedi sinirle
"Hee seni delirtmek en büyük hobilerim arasında Cihan" dedi Rozerin de
"Bunun hesabını akşam vereceksin sen şu an Cengiz abim bişey anlamasın diye susuyorum" dedi. Tabi sevgili oldukları ortaya çıkar diye fısıltıyla konuşuyolardı. En son bi masanın önünde durduğumuzda herkes farklı yerlere dağılmıştı. Kafamı tekrar kaldırdığımda yine o sarışın kadınla göz göze geldim. Dikkatle beni inceliyordu. Umursamayarak önüme döndüm o sırada dans şarkısı çalmaya başlamıştı. Cengiz kulağıma eğilip elini bana uzatarak
"Bu dansı bana eşlik edermisiniz güzel bayan" dedi.
Gülerek yüzüne baktığımda "Bilmiyorum düşünmem lazım" dedim
"Hadi ama bu güzellik beni kırmamalı"
"İyi peki dans edeyim bari sizinle" dedim. Yüzünde hınzır bi gülümseme oluştu. Topuklu ayakkabılarla bile boyum boynuna denk geliyordu. Kafamı oraya koyarak dans etmeye başladık. Rahatlamış kendimi arınmış gibi hissediyordum onun da elleri belimi okşuyordu. Kafamı çevirdiğimde Cihan Rozerinle birlikte dans pistine geliyordu. Ayşen'le Azad çoktan dans ediyorlardı. Kafamı çevirdiğimde Eslemle Boran bayağı samimi bi şekilde dans ediyorlardı. Kuzen oldukları için dans etmeleri göze batmazdı ama bu kadar samimiyette işkillenebilirdi. Boranla göz göze geldiğimizde hemen kaş göz yaptım. İkisininde bakışları bana döndüğünde aralarına mesafe koydular. Raperin ve Behramdan bahsetmiyordum bile. Gözlerini birbirlerine kitlemiş öylece dans ediyorlardı. Gülerek önüme döndüm ve şarkının ritmine kaptırdım kendimi. En sevdiğim müziklerden biriydi dans ederken şarkının sözlerini Cengiz'e bakarak söylemeye başladım.
"ŞİMDİ SENDEN VAZ MI GEÇMELİ?
MASAL OLUP YOLA DEVAM MI ETMELİ?
BEN KALPTEN SORUMLU, AŞKA SORUNLUYDUM
ANLADIM, HER ŞEY SENSİN
ŞİMDİ SENDEN VAZ MI GEÇMELİ?
MASAL OLUP YOLA DEVAM MI ETMELİ?
BEN KALPTEN SORUMLU, AŞKA SORUNLUYDUM
ANLADIM, HERŞEY SENSİN
ANLADIM, HER ŞEY SENSİN
diyerek devam ederken bi anda şarkının ritmi hızlanıp Cengiz de beni etrafımda döndürdü.
Gülerek ellerimi omzuna koyduğumda boynumdan öptü. Müzik bitiğinde hepimiz masada tekrar yerimizi almıştık. Eslem gülerek Borana bakıyordu. Ayşen Cihanın koluna girmiş kardeşine büyük bi sevgiyle bakıyordu.
"Çok yakışıklı olmuş benim kardeşim" diyerek yanağından öptü.
"Sende çok güzelsin" diyerek oda sarıldı. Onların bu hali içimi sıcacık yapmıştı. Bi zamanlar bizde Baran abimle böyleydik diyerek iç geçirdim. Rozerin kıskanmak yerine tebessümle onlara bakıyordu. Bu tablo daha da çok hoşuma gitmişti. Rozerinin tebessümünü gören Eslem de ablasının koluna girip başını omzuna koydu. Rozerin eğilerek saçlarından öptü. Gülümseyerek onları izliyordum. Diğerleri de bu kardeşlik sevgisini kıskanmış olacak ki Raperin Boran'ın yanına geçerek Hazalı da yanına aldı.
"Şu an kıskandım ama" dedim hepsine bakarak.
"Kıskanma yengem seninde kocan var" dedi Raperin. Cengiz de ellerini arkamdan belime sararak yanağımdan öptü. Önümüze kokteyller gelirken kendime alkolsüzünden aldım. Cengiz kimseye alkollü içecek içirmeyeceği için herkes bunun bilincinde içeceklerini aldı. Elimdeki kokteyli masaya bırakarak kafamı kaldırdım. Bu gün bize değişik gözlerle bakan sarışın kadın buraya geliyordu. Üsütüne beyaz oldukça yoğun göğüs dekolteli bi elbise giyip saçlarını düzleştirmişti. Duruşundan bi iş kadını olduğu oldukça belli oluyordu. Masaya geldiğinde herkesin yüzü bembeyaz olmuştu. Olanlara anlam veremediğim için Cengiz'e baktım ama boş gözlerle kadına bakıyordu. Bana doğru dönerek elini uzattı
"Merhaba Ben Taşlıca holding ortağı Asena Karaçay Cengizin eski nişanlısı...."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORLA AŞK
RomanceÖncelikle bu kitap +18 smut şiddet ve küfür içeren ilk yazdıgım kurgudur TÖRE-BERDEL konulu güzel bir kurgu yaptığımı düşünüyorum umarım begenırsınız bölümleri fazlasıyla uzun tuttuysam özür dilerim yazılacak çok şey var kafamda❤️