ZAMANSIZ

2K 49 7
                                    

"Eslem salakmısın hiç mi çarşaf değiştirmedin tutsana ucunu"
"Ya yenge ben tutuyorum sen içine geçirsene"
Evet 2 saattir Eslem'le bi çarşaf değiştirememiştik.
"Çık şurdan gerizekalı ben yaparım" diyip itekledim. Şevin halanın hastaneden çıkmasına 2 gün kalmıştı biz Eslemle daha hiç bir şey yapamamıştık. Sözde gelin olacaktım sadece uyumuştum. Bu gün hastaneye gidecektik artık bebeğim tam 3 buçuk aylık olmuştu. Şevin halanın odasını hazırlayıp aşşagı inmiştim. Mutfakta yemek hazırlamaya koyulmuştum. O sırada arkamda hissettiğim sesle duraksadım. Döndüğümde Raperin , Azad , Boran, Behram ve Cengiz bana bakıyordu.
Korkuyla elimdeki kaşığı yere düşürmüştüm.
"Ya delimisiniz insan bi ses verir gelirken" dedim
"Yenge gayet de ses çıkartarak geldik sen odaklanmışsın ki duymadın" dedi Boran
"Tamam her neyse çok şükür geldiniz Raperin geç kız yemeğin başına bizde Eslemle avluyu temizleyeyim leş gibi oldu konak" dedim
"Jinap valla ben hiç yapamam sana yardım edeyim Hazal yapsın" dedi
"Tamam da Hazal nerde?"
"Odasına çıktı iner şimdi" dedi. O sırada Eslem gelmişti.
"Hah Eslem yukarıdaki en büyük banyoya çık hortum ve domestos getir avluyu yıkayacağız" dedim
"Of yenge ya"diye mızmızlanmaya başlamıştı bile
"Oflama bana Eslem oflama hadi" dedim.
"Yeter ya bıktım bıktım" diye mutfaktan çıkıyordu.
"Cengiz hastaneye ne zaman gideceğiz?"
"Saat kaç ki?" Diye sordu hemen kafamı kaldırıp duvardaki saate baktım.
"1:30 geliyo"
"E tamam 4 de randevu o sırada sende işlerini hallet 3 bucuk gibi çıkarız"
"Tamam" dedim mutfaktan çıkıp Eslemin yanına giderken oda bana doğru geliyordu.
"Tak hortumu mutfaktaki musluğa yetişir buraya hortum uzun zaten" dedi. Digerlerinin hepsi avludaki koltuğa oturmuş beni izliyordu.
"Kalk kız Raperin izleme öyle" diye azarladım
"Ne yapayım yenge söyle" dedi
"Sende git su hazırla viladayla merdivenleri sil"
"Tamam " diyerek kalktı. İlk defa lafımı ikiletmemişti. O sırada Eslem saçlarını dağınık topuz yapmış tam bir temizlik moduna girmişti. Bende hemen domestosu yere döktüm ve fırçalamaya başladım. Cengiz karşımda pis pis sırıtıyordu. Yine en sevdiğim kombinim olan kırmızı bilekte biten çiçek desenli eteğim ve beyaz tişörtüm vardı. Evde büyükler olmadığı için başörtü takmıyordum. Zaten kimse de bunu çok önemsemiyordu Azad gilin yanında rahat rahat durabiliyordum. Boran da belli etmeden bıyık altından sırıtarak Esleme bakınca ona dönüp kaş göz yaptım. Hemen boğazını temizleyip yerinden doğruldu. Cengiz sırıtarak suratıma baktı ne yaptığımı anlamıştı ama şu an pek de umurunda değil gibi durmuyordu. Umursamadan önüme döndüm eteğimin kıvrımlarından tutup yukarı kaldırınca bileklerim dahil açılmıştı. O sırada Raperin merdivenlerin başına gelmişti tek tek merdivenleri siliyordu.
"Hazal!" Diyerek yukarı doğru bağırdım ama cevap yoktu
"Hazal!" Diye tekrardan sesimi yükseltince
"Ne!" Diye cırladı
"Allah belanı vermesin senin yırtınma buraya gel hemen!" Diye bende cırladım. O sırada büyük bir gürültü koptu Hazal kapıyı kapatmamıştı odanın kapısını sökmüştü resmen o denli bir gürültü kopmuştu. Sinirle yukarıdan bana bakıyordu.
"İn aşşagıya Hazal!" Dedim sinirle. Hırsla merdivenlerden inmeye başladı.
"Artistlenme bana" dedim
"Ya yorgunum 2 gündür uyumadım biraz dinlensem ne vardı sanki" dedi ve son basamağını bastığı anda tökezledi. Düşmemek için Esleme tutundu ama etrafında onunda tutunabilecegi bir yer olmadığı için birlikte 2 basamaktan yere düştüler. Cengiz ve Azad bi anda güçlü bir kahkaha patlatmışlardı. Raperin başını çevirdiğinde şokla ikisine bakıyordu. Hazal Eslemin üzerine düşmüştü. Eslem kendini refleksle korumak için ellerini yere bastırmaya çalışmıştı ama dengesini kaybettiği için sağ kolunun üzerine düşmüştü. Raperi'nin elindeki hortumu alarak yanlarına gittim. Boş gözlerle Hazalla ikimiz birbirimize bakıyorduk. Bi anda üzülmüş gibi yaptım ama sonra karnımı tutarak gülmeye başlamıştım. Boran ve Cengiz'in gülme sesi tüm konağı inletiyordu.
"Allah cezanı versin Hazal kalk üstümden!" Diye bağırdı Eslem.
"Ah parmağımı büktüm heralde" diye doğrulmaya çalıştı Hazal.
"Bana afra tafra yaparsan böyle olur işte Hazal" dedim ve elimdeki hotumu ikisine tuttum.
"Yenge yapma benim ne suçum var!" Diyerek Eslem ellerini yüzüne kapatmıştı. O sırada Cengiz ani refleksle yanıma gelmiş elimdeki hortumu alarak bana tutmaya başlamıştı.
"Cengiz bana yapma bak ben ıslanıyorum ama" diye kaçmaya başlamıştım. Azad sadece gülme krizlerine girerek bizi seyrediyordu. Eslem ve Hazal çoktan ayağa kalmıştı. Hortumu Raperine çevirerek onu ıslatmaya başladı bu seferde.
"Cengiz abi benim suçum yok bak valla" diye oda kaçıyordu. Herkes ıslanmaktan bi yerlere dağılırken Cengiz Azad ve Borana dönerek sinsice bir bakış attı.
"Abi sakın!" Diye ayağa kalkmıştı ki Boran koşarak üstüne gitti ve hortumu sırtından tutmaya başladı. O anda bir şey oldu beni şoka sokacak bir şey; Başımdan aşşagıya bir kova su dökülmüştü. Olduğum yerde donup kalınca herkes bi anda duraksamış bi bana bir de arkama bakıyordu. Etrafa bakınca herkes göz önündeydi ve bir tek Hazal yoktu. Yumruklarımı sıkarak hırsla burnumdan bir nefes verdim.
"Hazal seni bu sefer geberticegim!" Diye resmen çığlık attım ama bu sefer herkes bana dönmüş gülüyordu. Yavaş hararetlerle arkamı döndüğümde Hazal sadece 32 diş gülüyordu. Baştan aşşagı sırılsıklam olmuştum ve saçlarındaki sular vicuduma damlıyordu. Evet Hazal yerleri silmek için hazırlanan deterjanlı suyu bana dökmüştü. Bi anda koşarak Cengiz'e gittim ve elindeki hortumu kaptığım gibi Hazala doğrulttum. Benden kaçıyordu ama hortumdan su akarken bi anda sırtına geçirdim. İnleyerek tekrar yerinden sendelendi ve düştü. Bu sefer kahkaha atarak ben gülüyordum.
"Ama ya haksızlık bu sırılsıklam oldum ve sırtım yanıyo yenge!" Diyerek bağırdı. Yaptığımız şey sadece gülmekti.
Saat 3 buçuğa geliyordu. Odaya çıkış Cengiz'le güzelce duş almış hazırlanmıştık. Konaktan çıkarken yukarı doğru baktım ve bağırdım.
"Hazal krem sür sırtına çok bi etki etmez ama olsun" diye gülerek önüme döndüm ve arabaya doğru ilerledim. Hastaneye geldiğimizde saat tam 4 e geliyordu. Oturup sıramızın gelmesini bekliyorduk.kontrolden önce 5 tüp kan almışlardı kontrol için. Tansiyonum anlık olarak düştüğü için Cengiz vişne suyu almıştı be onu yudumluyordum.
"Ayy Dilşah acaba cinsiyeti bellimidir ki?" Dedi Cengiz heyecanla.
"4 ayda belli olur şu an belli olacağını zannetmiyorum" dedim.
"İnşallah şimdi öğreniriz içim içime sığmıyor" dedi.
"Olmaz Cengiz umutlanma"
"Olur belki ya niye hevesimi kırıyorsun? "
"Senin hevesini niye kırayım Cengiz belli olmaz" dedim inatla.
"Olur olur inşallah kızım olur Rabbimin izniyle" dedi. Sırıtarak yüzüne baktım.
"Kız mı istiyorsun?" Dedim gülümseyerek. İçi içine sığmıyormuş gibi başını salladı.
"Oğlum olacak benim" dedim ve elimi karnıma bastırdım. Kaşlarını çatarak bana baktı.
"Hayır! Kızımız olacak" dedi sinirle.
"Göreceğiz bakalım" dedim nazlı bir tavırla.
"Dilşah Karahan" diye görevli seslenmişti. Sıramız geldiği için ayağa kalktım. Cengizin anlık olarak gerçekten sinirlendiğini fark ettim ve bunun nedenini tahmin ediyordum. Kılıçarslan soyadını Karahan'ın yanına eklemiştim ve 2 soyad kullanıyordum. Beni Çağıran kadında muhtemelen diğerini söyleme gereğini duymadığı için buna sinirlenmişti. Kulağıma eğilerek fısıldadı.
"O soyad değişecek Dilşah" dedi. Ters bir bakış atarak yüzüne baktım.
"Hayır!" Dedim
"Ne demek hayır Dilşah? Evlendik biz evlisin sen Kılıçarslan oldun artık"
"Olabilir Cengiz"
"Ne demek olabilir?" Sıkıntıyla nefes vererek içeri girmeden yüzüne baktım.
"Tamam seninle bir anlaşma yapalım. Ben erkek diyorum sen kız diyorsun. Eğer ki erkek çıkarsa soyadımı değiştirmeyeceğim. Ama eğer ki kız çıkarsa sadece Dilşah Kılıçarslan olacak soyadım kabul mü?" Dedi.
"Tamam kabul" dedi ve başını eğdi. İçeri girdiğimizde Bayan bir doktor vardı.
"Kontrol için gelmiştiniz değil mi?" Diye sordu.
"Evet" diyerek onayladım. 30 lu yaşların sonunda gibi görünüyordu kadın. Esmer tenli kahve gözlü ve sarı saçlı bir kadındı. Normalde olsa çok itici gelirdi ama yüzüne tam oturmuştu bu uyum. Kendime benzetmiştim kadını. Benim gibi simsiyah saç yemyeşil göz herkese yakışmazdı ama bana yakıştığı gibi ona da yakışmıştı.
"Buyrun sizi şöyle alayım" diyerek elini uzatarak sedyeye gösterdi. Uzanarak karnımı açtım. Soğuk jel tenime deydiğinde ürpermiştim. Dikkatle karşısındaki monitöre bakıyordu. Gözlerini kıstığında bize doğru döndü ve önce bana sonra da Cengiz'e baktı.
"2 tane kese görüyorum" dedi. Cengiz'le aynı anda "Ne!" Dedik. Şaşkınlıkla birbirimize bakarken ne tepki vereceğimi bilememiştim.
"Gerçekten mi?" Dedim
"Evet ama.." dediği anda Cengiz lafını bölerek
"Cinsiyetleri belli oluyor mu?" Dedi heyecanla.
"Şu an belli değil ama keselerden biri tam rahmin üzerinde yani her an dış gebelik yaşayabilirsiniz Buda demek oluyor ki bebeklerin ikisinide almak durumunda kalabiliriz çünkü 2 kese çok yakın" dedi. Gülüşüm bi anda solmuştu ve gözlerim dolarak doktora baktım.
"Ve her an bebeklerden birisi dış gebelik yaşatabilir" dedi

ZORLA AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin