Bir tutam mutluluk

7.8K 128 20
                                    

CENGİZ KILIÇARSLAN
Karşımda bana doğru gelen 19 yaşında küçücük bi kız vardı ve ben nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Çok güzeldi çok çok hayalimden bile güzeldi. Simsiyah beline kadar gelen saçları ve yemyeşil gözleri beni cezbediyordu.Bir gün ona aşık olmaktan çok korkuyodum ama onun istediği bir eş asla olmayacaktım.
DİLŞAH KARAHAN
Arabaya bindiğimizde Cengizin yanına öne oturmuştum. Bizle birlikte arabaya kimse binmemişti. Arkada düğün kovboyu vardı. Kornalar çalınıp hızla ilerliyorduk. Cengiz telefonunu eline aldı ve birini aradı.
"Bana bak Azad bu arabayı sağ çeker seni de döve döve indirir silahın kabzasını beynıne vura vura dağıtırım kes şu şeyi" dedi sesini ilk defa yakından duymuştum. Oldukça gür ve baskın bi sesi vardı. Duvağımı açıp biraz nefes almak istedim. Bana doğru bir baktığını farkettim ve bi kaç saniye durup bende ona baktım. Hemen gözünü yola çevirdi. Bu sırada korna sesleri susmuştu. Cengiz gerçekten çok sözünü geçiren asi biriydi. Aşiretin reisi olunca böyle oluyo demek diye geçirdim içimden.
"Eve gidince nikah kıyılacak" dedi bi anda
"İmam nikahı dimi" dedim başını sallayarak onayladı beni"Resmi nikah da kıyılacak" dedi
"Tamam" diyerek onayladım. Başımı koltuğa yasladıgımda gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu yaklaşık yarım saatlik yolumuz olduğu için uyumak istedim biraz.
                 CENGİZ KILIÇARSLAN

Başımı ona doğru çevırdıgımde uyuya kalmıştı. O kadar güzel nefes alıyordu ki izlemekten kendımı alıkoyamamıştım. Eve vardığımızda ona doğru dönüp
"Kalk kadın" dedim dürterek sıçrayarak uyandığında
"Özür dilerim" dedi
"Bi daha olmasın o zaman" dedim başını sallayarak beni onayladı.
Aşşagıya indiğimde herkes kapının önüne dizilmişti. Dilşaha baktığımda korkuyla etrafta göz gezdiriyordu. Hızlıca içeri doğru girip onu orda tek bıraktım. Zılgıtlar eşliğinde herkes Dilşaha bakıyordu. İçimden ya sabır çektim ama ne fayda. Salona doğru ilerlediğimde Nikah memuru gelmişti. Oyalanmadan içeri herkes girdi ve masaya oturarak memura döndüm.
"Siz Cengiz Kılıçarslan hiç kimsenin baskısı altında kalmadan hür iradenizle Dilşah Karahanı eşiniz olarak kabul ediyormusunuz?" Dediğinde aklımdan bir an Rojda geçti ama hemen düşüncelerimi dağıtıp "Evet" dedim. Eslem Zılgıt çalmaya yeltendiginde sert bi bakış attım. Hemen elini agızından çekti. Sonra aynı soruyu Dilşaha sorduklarında tereddütte kaldı fakat "Evet " dedi.
İmzaları attıktan sonra nikah memuru evlilik cüzdanını verdi. Ve gelini öpebilirsiniz dedi.
"Bizde öyle adetler yoktur abi seni geçirsinler" dedim. Başını sallayarak kapıya doğru gittiğinde imam da gelmişti. Hemen yere oturup imam ilk bana sordu"Sen Erdal oğlu Cengiz Adem kızı Dilşahı eşliğe kabul ettin mi?" Dedi aynı soruyu 3 defa sordu ve Dilşaha da 3 kere sorarak ikimizde ettim kabul ettim dedik. İmam "Bende sizi Allah katında karı koca ilan ettim" dedi ve kalktı. Amcam imamı uğurlamaya gittiğinde bende bi hışımla kalkıp çıktım salondan.
                     DİLŞAH KILIÇARSLAN
Artık bi KILIÇARSLAN olmuştum. Yerde oturur vaziyetteyken gözüm duvardaki eskimiş saate takıldı. Saat 6 ya geliyordu. Ne ara bu kadar zaman geçti diye düşünürken Cengizin annesi yanıma gelerek beni kaldırdı ve koltuğa oturturdu
"Kızım bizden çekinme olur mu? Biz sana kötülük etmeyiz senin bi günahın yok biliyoruz"dedi. Utançla gözüne baktığımda beni tebessümle izliyordu. Elimi tutarak bi öpücük kondurdu. Şaşkınlıkla ona bakarken"Beni annem bil yavrum" dedi. Hüzünle gözüne bakarken "Teşekkür ederim Berçem Abla" dedim.
"Aaa kızım olur mu öyle anne de bana" dedi tekrardan başımı sallayarak
"Teşekkür ederim Berçem anne" dedim. Tebessüm etti
"Yavrum Rojda nasıl iyimi?" Dedi
"İyi ama üzülüyor" dedim
"Kötü davranmazlar demi yavrum"
Hızlıca "Hayır hayır merak etmeyin annem kırgın olsa da kötü davranmadı. Ceren yengem çok sever dert ortağı olur ona biz öyleydik"dedim yüzünde rahatlamış bir ifade vardı. Eslem yanıma gelerek
"Seni çok kez gördüm düğünlerde ama tanışma fırsatımız olmadı Ben Eslem "dedi. Ona gülümseyerek baktığımda "Merhaba "dedim.
"Ben seni çok severim yenge,dost da olurum arkadaş da merak etme" dedi gülümseyerek.
Çekinerek baktığımda başımı salladım
"Benden çekinme yenge" dedi Eslem
"Kaç yaşındasın?" Dedi sanırım beni alıştırmaya çalışıyorlardı.
"19" dedim "Bende 18 yaşındayım" dedi.
Yanıma biri yaklaşarak "Merhaba bende Rozerin"dedi"Dilşah" dedim tebessümle.Berçem anne yanımdan kalkarak "Siz tanışın kaynaşın" dedi.
"Bende 20 yaşındayım" dedi Rozerin
"Memnun oldum"dedim dışarıdan davul ,zurna ve zılgıt sesleri geliyordu. İlerleyen saatlerde korkum iyice çoğalmıştı. Saat 11 buçuğa geliyordu herkes dağılmış ben oturduğum yerde sabit kalmıştım.
Berçem anne ve Cengizin halası Gülfem abla yanıma doğru gelip "Hadi kuzum odana çık artık" dedi Gülfem abla . Kalbim güm güm atıyordu.Ayaklamdıgımda ikisi birlikte benimle gelip odaya doğru yöneldik.Cengiz ortalıklarda gözükmüyordu. Odaya geldiğimizde Berçem anne bana sarılıp"Yavrum korkma olur mu karşı gelme beyine" dedi Başımı sallayarak yatağa oturdum onlarda odadan çıktılar. Kolumdakı telefon canımı acıtmaya başlamıştı hemen çıkartarak bavulun içine koydum.Bavula dediği gibi şarj makinası koymuşlardı. Görür korkusuyla hemen koyup yatağa geri oturdum ve beklemeye başladım. Odanın içi küçüktü.Torunların içinde ilk evlenen Cengiz di ve en büyük gelin olmama rağmen küçük bir odadaydım. Sağ tarafımda küçük bir banyo ,onun yanında 2 tane dolap ,tam karşımda da makyaj masası vardı. Sol tarafımda bir koltuk ve yanında da büyük bir pencere vardı.Beklemekten sıkılmıştım ama gelsin de istemiyordum. Acaba nasıl biri diye düşünürken bi anda odanın kapısı açıldı kafamı kaldırıp baktığımda korkuyla ayağa kalktım ve bi adım geriledim. Cengiz elindeki ceketi yere atarak yanıma doğru adımladı. "Öncelikle peşin peşin uyarıyorum seni ailenden hiçkimseyle görüşüp konuşmayacaksın, yasak kim olursa olsun benim iznim olmadan görüşüp konuşulmayacak. Dilşah Kılıçarslan" dedi baskın bi tonlamayla.Birşey diyemedim dilim lal kesildi. Beni sertçe tutarak çekti "Bitsin bu saçmalık bir an önce" dedi
"Önce abdest alıp namaz kılmamız gerekmez mi?" Diye sordum korkuyla. Benı itekleyerek bıraktı ve banyoya girip abdest aldı.Seccadeyi alıp namaz kılmaya başladığında bende beklemeye başladım. İçimden tüm duaları sıralarken oda namazını bitirmişti."Boşadır duaların Dilşah Kılıçarslan"dedi korkuyla ona bakarken seccadeyi özenle katlayıp koltuğun üzerine koydu ve bana döndü. Hızla yanıma gelip dudaklarımı sertçe öpmeye başladı. Geri çekildiğinde "Ne olur çok acıtma canımı" dedim
"Daha çok acıyacak gözyaşlarını sonraya sakla" dedi ve yatağa itekledi. Sertçe başım çarptığında üzerime eğilip gelinliği yırtar gibi çıkartmaya başladı. Gözlerimden yaşlar akarken o beni soyuyordu. Tamamen çıplak kaldığımda yorganın altında olduğumuz için vücudumu tamamen göremiyordu. Pantolonunun kemerini çıkartarak tekrar üzerime eğildi ve deli gibi dudaklarımı öpmeye başladı. Bir eliyle sol göğüsümün avucunun içine alarak sıkmaya başladı. Gözyaşlarım durmaksızın akıyordu. Bir anda onu içimde hissettiğimde duraksadım ve bacaklarımdan aşşagı bir sıcak sıvı yayıldığını anladım. Bana süre tanıması gerekiyordu. Hızlı hareketlerle içimde ileri geri harket ediyordu. Kasıklarımda inanılmaz bir sancı vardı. Ama sadece dudaklarımdan acı acı iniltiler dökülüyor ve ağlıyordum. Bedenimi ona sunmuş hareketsiz dururken istediği gibi dokunup öpüyordu. Kasıklarımdaki sancı inanılmaz boyuttaydı en son dayanamayarak"Nolursun yapma artık dayanamıyorum" dedim ağlayarak. Durmadı hırsla bedenime sahip oluyordu. Artık ağrı o kadar büyük bir boyuttaydı ki dayanamadım ve omuzlarından tüm gücümle itekleyip geri çekilmesini sağladım."Sen ne yaptığını sanıyorsun" dedi "Dayanamıyorum " dedim ağlayarak "Canım çok acıyo bana süre tanıman gerekiyordu onu bile yapmadın"dedim "Özür dilerim bi an yani ben özür dilerim Dilşah" dedi gerçekten pişman olduğumu yüzündeki yüzünden anlayabiliyordum"Benim günahım ne Cengiz ne ettim ben sana?" Dedim ağlayarak. "Senin suçun o itin kardeşi olmak"dedi. Yaşlı gözlerle bakakalmıştım. Her ne kadar abim suçlu olsada böyle demesi çok koymuştu.
"Abim hakkında böyle konuşmazsın!"dedim
"Senin dilin çok uzun galiba haddini bil"dedi. Ne dediğini anlamadım"Kalk üstünü giyin " dedi ve arkasını dönerek banyoya gitti. Hemen bavulumdan elime gelen eteği ve yazmayı alarak çamaşırlarımı giyip beklemeye başladım. O sırada banyodan çıkarak yanıma doğru geldi "yürü düş önüme" dedi. "Neden?" Dediğimde "Çok konuşma dediğimi yap" dedi önden yürürken bir odanın kapısına gelmiştik. Kapıya vurarak "Anne" dedi kapıdan Berçem anne çıktı
"Gelinini al ve ona kadınlığı anlat" dedi arkasına bakmadan gitti." Ne oldu kuzum " dedi nasıl anlatılırdı bu bilmiyorum ama sustum. "Gel kızım inelim mutfağa " dedi başımı sallayıp onay verdim . Kasıklarımdakı sancı geçmişti ama ara sıra bıçak batar gıbı sancı giriyordu. Merdivenlerden inerek mutfağa geldıgımizde sandalyeyi çekip oturdum. Berçem anne de karşıma geçip oturdu." Bak kızım her evlilikte olur böyle sorunlar. Hele ki siz birbirinizi tanımadan evlendiniz sizde daha çok olur" dedi
"Ben nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum anne " dedim "Ögreneceksın yavrum ben her ne kadar anlatsam da sana sen kendin yaşayarak öğreneceksin " Yavrum ilk geceden böyle olmaz odana çık "dedi "Tamam anne " dedim ayaklandıgında başımı tutarak öptü .Şaşırdım ama belli etmedim. Berçem anne gittikten sonra biraz oturdum. O odaya gitmek istemiyordum ama mecburdum. Ayaklanarak mutfaktan çıktım ve avluya geldiğimde bi anda birisi karşıma çıkarak bana çarptı. Başımı çevırdıgımde kafalarımız tokuşmuştu " Dikkat etsene biraz" dedim. Üzerinde takım elbise vardı sanırım koruma diye düşündüm" Sen dikkat et asıl salak kadın " dedı " Sen nası konuşuyorsun benle terbiyesiz" dedim "Senın dilin bayağı uzun ama ben sana bilirim yapacağımı" dedi ve bi anda kolumdan tutarak beni çekiştirmeye başladı. Her ne kadar bırak diye bağırmaya çalışsamda agızımı kapattığı için sesim çıkmıyordu. Beni kömürlük gıbı bır alana soktuğunda içe fırlatıp kapıyı kapattı ve üstüme kilitledi. Aç kapıyı diye bağırsam da kimse beni duymadı çaresizce yere çöküp ağlamaya başladım. İtekledıgınde çok sert düştüm ve sanırım kolunu incitmiştim. Kaderîme boyun eğip uzandım yere .Burası çok pisti ve his kokuyordu. Gözlerim kapanırken Allah'a yalvarıyordum ne olur yardım et diye son hatırladığım derin nefeslerimdi. Zifiri karanlıkta kalamazdım korkuyordum ve ne yapsam da fayda etmedi. Beni konağın avlusunda bulunan bir aşşagı kattaki merdivenlerden indirdi. Bu yüzden bi Allahın kulu duymadı beni.
                CENGİZ KILIÇARSLAN
Gözlerimi açtığımda saat 7 ye geliyordu. Dilşah gece hiç gelmemişti. Ne hali varsa görsün dedim iç geçirerek. Altıma gri eşofmanımı ve üstüme siyah tişörtümü giyip aşşagı indim. Mutfakta herkes kahvaltı hazırlıyordu.
"Günaydın oğlum" dedi annem.
"Günaydın anne Nerde gelinin" dedim şaşırmış ifadeyle bana bakıyordu.
"Oğlum yanında değilmiydi"
"Hayır anne geri gelmedi" dedim.
"Bende hiç görmedim abi" dedi Eslem. Hızlıca mutfaktan çıkıp avluya doğru gittim. Kaçmış olabilme düşüncesi aklımdan çıkmıyordu. Ama o kadar korumanın içinde nasıl çıkacaktı bu evden.
"Şefik herkesi topla!"Diye kükredim adeta.
"Buyrun ağam" dedi
"Dilşah nerde!"
"Ağam bilmiyorum hiç görmedim" dedi
"Nasıl görmessin Şefik! Dilşah nerde?"
Tarık yanıma doğru gelerek"Ağam kömürlükte" dedi. Kan beynime sıçradı." Neden karım kömürlükte Tarık!" "Efendim siz Dilşahın sözü geçmeyecek deyince dün avluda karşılaştık yukarı doğru çıkarken çarpıştık. Bi an bana öyle bağrınca bende kömürlüge kapattım" "Senin ırzıyetin sikerim sen kimsin lan benim karımı kömurlüge kapatıyorsun" diyip yakasına yapışıp yüzüne bir yumruk geçirdim. Hızlı adımlarla kömurluge doğru ilerledim. "Kimse gelmesin!" Diye bağırdığımda peşimden gelmeyi bırakmışlardı. Merdivenlerden indiğimde rutubet kokusu bastırıyordu. Kapının kilidini açtığımda yerde yarı baygın uzanmış Dilşahı gördüm koşarak yanına gidip hemen eğildim
"Dilşah İyimisin. Dilşah aç gözlerini" dedim ama bi tepki vermıyordu.
"Dilşah bana bak " öksürük krizine girdi bir an kolları buz gibi olmuş,Beyaz teni iyice beyazlaşmıştı. "Dilşah hadi güzelim bana bak" aç gözünü.
Hemen ayaklarından ve belinden tutup kucağıma aldım ve yukarı doğru çıkmaya başladım. derin nefesler alıyordu. Kafasını boynuma gömüp kendini dinginleştirmeye çabalıyordu.
"Cengiz" dedi " Efendim güzelim" dedim.
Öksürmekten konuşamıyordu. "Çok korkarım biliyomusun karanlıktan" Bi an duraksadım. Saatlerce orda kalmış yarı baygın bu şekilde korkarak ne yaptığını düşündüm. İçimi yakmıştı. Avluya girdiğimde. "Şefik hemen doktor çağır!" Dedim koşar adımlarla avludan çıkarken herkes de bize bakıyordu annem yanıma gelerek "oğlum iyi mi, bişeyi var mı kurban olayım çok korktuk"
"Yok bişey anne kimse odaya gelmesin!" Dedim
Merdivenlerden çıkarak odaya girdiğimizde hemen yatağa yatırdım. "Dilşah hadi bana bak aç bi gözlerini" dedim. " Korkuyorum" diye bir inleme döküldü dudaklarından. " Ben burdayım korkma tamam mı özür dilerim ne yaşadıysan ben özür dilerim" dedim. "Çok korktum ben" dedi. " Şştt geçti, geçti bitti ben burdayım tamam mı korkma" dediğimde irkilerek hareketlendi "Senden çok korkuyorum Cengiz" dediğinde adeta yıkılmıştım. Benim karım benden korkuyordu ve bunun sorumlusuda bendim. Odadan dışarı hızlı adımlarla çıktım "Nerde bu doktor Şefik!" Diye bağırdım koşarak önüme gelerek " Ağam geliyo yolda merak etme 10 dakikaya burda olur" dedi. "Ayşen Rozerin hemen buraya gelin çabuk!" Diye tekrar bağırdığımda anında merdivenlerden çıkıp yanımda bittiler. "Efendim " dedi Rozerin.
"Doktor gelene kadar banyoya sokun üstünü değiştirin ateşi var heralde" dedim. Başlarını sallayarak beni onayladılar. Ve koşarak odaya girdiler. Hızlı adımlarla bende merdivenlerden inerken "Tarık buraya gel hemen!" Koşarak yanıma gelirken ceketini ilikliyordu. "Ağam bağışla bilemedim" dedi "Sözü geçmez derken karımı itip kalkabilirsiniz diye müsademi verdim ben sana Pezevenk!" Diyip yüzüne bir yumruk daha geçirdim. "Ağam nolur affet bilemedim ben" dedi. "Senin şerefini sikerim sen kimsin lan benim karıma dokunuyorsun bide üstüne kömürlüge kilitliyorsun İbne" diyerek tekrar bağırıp bir yumruk daha attım. Hırsım geçmiyordu altıma alıp dövmeye başladım. "Ağam etme nolur" diyordu. Üstünden kalkarak
"Hangi elinle tuttun karımı" dedim. Yüzüme öylece bakarken "Hangi elinle tuttun lan karımı " diye tekrar ettim. Sağ elini göstererek kaldırdı.
Anlık öfkeyle elini tutup bileğinden bükünce acı dolu inlemeleri konakta yayılıyordu. Azad yanıma gelerek "Abi tamam bırak" dedi. Resmen gözlerimden ateş çıkıyordu öfkeden delirmiştim.
"Abi bırak artık!" Diyerek bi anda bağırdı. Tekme atarak bıraktığımda Şefik yanıma gelerek " Ağam doktor geldi" dedi.
"Eslem çık bak üstünü giydirmişlermi" dedim Eslem koşar adımlarla yukarı çıkarken. Beklemeye başladık.
"Giydirmişler abi gelin" dedi yukarıdan bağırırken. Hemen yukarı doğru koşup çıktığımda. Saçı hafif nemliydi ve oldukça saf kokan şampuan kokusu vardı odanın içinde.
"Doğrultun Hanımefendiyi" dedi doktor Eslem le Ayşen doğrulturken. "Canım acıyo" dedi. Hemen yanına gittiğimde "Neren acıyo Dilşah söyle bana hadi güzelim" dedim "Kolum" diye inledi.
Sağ kolundaki tişörtü hafif sıyırdıgımda morluk gördüm. Öfkenden burnumdan soluyordum."Hangi kolun Dilşah" "Sol kolum" diye inledi. Doktor hemen koluna bakıp "İncinmiş olabilir" dedi. Sağ kolunda morlukları görünce ne yapacağımı bilemedim.
"Dilşah hanım şimdi kolunuza dokunacağım ve neresi acırsa bana söyleyin tamam mı" Dilşah kafasını sallayarak onayladı.
"Ah!" Diye inilti çıktı dudaklarından
"Her yerim ağrıyor" dedi ağlayarak. Yerle bir olmuştum. Kendi ellerimle ben buna ittim kendi karıma ben yaşattım. Bundan sonra ona iyi davranacaktım ama Jiyan aklıma geldikçe Dilşahı yerle bir edesim geliyordu.
"İncilmiş kolu"
"Şimdi kalp atışlarınızı dinlemem gerekecek" dedi. Sinirle doktora baktım "Tişörtün üstünden dinleyin" dedim öfkeyle. Beni anlayışla karşıladı. Kalp ritmini dinlerken bana dönerek"Astım hastası mı?" Dedi "Bilmiyorum" dedim
Dilşah " Evet" dedi. "Çok fazla havasız ortamda kalmış Buda astımını tetiklemiş. Ciddi bir şey yok ama biraz dinlensin. Yazacağım ilaçları da alın. Sabah ve akşam düzenli olarak kullansın" dedi
"Tamam" dedim. İşini hallettikten sonra bir kaç ilaç yazıp Eslemin eline verdi. Doktor odadan çıkarak Rozerin de uğurladı.
"Eslem Şevki e götür hemen gidip alsın o ilaçları."
"Tamam abi"
"Eslem"
"Efendim"
"O Tarık piçi bir yere ayrılmasın!"
"Tamam abi ben söylerim" dedi ve oda gitti.
Eslemi çok severim gözümün bebegıdır. En büyük amcamın kızıdır. Rozerin ise kardeşi.
Ayşen ise ortanca amcamın kızı onun kardeşi de Cihan.Ayşen 17,Cihan 20 yaşında Ek olarak evde çok kalabalık yaşıyoruz Annem, Kardeşlerim,Babaanem, Amcamlarım, Kuzenlerim. En büyük amcam Celil, Ortanca amcam Haşmet,En küçük amcam Davut, Tek halam da Şevindir, Şevin halam eniştem vefat edince çocuklarıyla birlikte tekrardan konağa geldiler. Raperin,Hazal ve Boran. Boran ve Hazal ikizler ve 21 yaşındalar. Raperin de ablaları 23 yaşında.
Gözüm Dilşaha döndüğünde beni izliyordu.
"İyimisin" dedim. Başını sallayarak onayladı beni
"Çok korktum" dedim. Ama yine başını salladı sanki beni geçiştirmek istiyor gibi.
"Hadi yat dinlen sen ben aşşagı inip o piçin hesabını keseceğim" bişey demedi yine. Üstelemeden odadan çıktım. Beynımin içinde benden korktuğunu düşündükçe içim sızlıyor kafayı yiyecek gibi hissediyorum.
"Tarık" dedim gayet normal bir tonda
"Buyurun ağam"
"Senin cezanı nasıl keselim?"
"Ağam nolur affet bilemedim"
"Kes lan"
"Karıma elini dahi süremezsin! Süremezsiniz. Sen kimsin Pezevenk benim karıma elini sürüyosun bide kollarını morartıyosun "
Herkesden hiii diye bi ses çıktı
"Şimdi sen söyle Tarıkcım ben sana napıyım?"
"Ağam nolur bağışla yalvarırım" diye yere çöktü
"Yok Tarıkcım sana seçenekler sunacağım 1 dakika içinde bir tanesini seçmezsen hepsını uygularım. Şimdi 1. Si Sol elinin işaret parmağını mı kırayım, Yoksa Bacağına mı sıkayım, Veya kolların asılı bir şekilde sopayla 1 saat boyunca dayak mı atayım seç benim güzel korumam" dedim alaycı bi tonda. "Abi nolur etme affet yengeden de af dileyim abi nolur yapma"
"Süren başladı. 59,58,57..."
"Ağam nolur" diye ağlamaya başladı
"49,48,47,46..." diye devam ettim hala çökmüş ağlıyordu.
"Süren doldu seçtin mi?"
"Ağam nolur etme"
"Şefik hazırla ipi önce yarım saat dayak yiyecek"
"Tamam! Diye bağırdı kır parmağımı ağam"
"Ooo güzel seçenek sevdim bunu"
"Ama o şerefi sana nail ediyorum Barkın sen yap"
"Hayır!" Dedi Azad. Sorar gibi kızgınlıkla ona baktığımda "Ben kıracağım ama 2 tek bir taneyle yetinmem" dedi bi an yüzümdeki kızgınlık gitmişti."Bak bu hoşuma gitti tamam sen gel yap ama herkesin içinde benim ilgilenmem gereken bir karım var" dedim
"Tamam sen çık ağabey" başımı sallayarak odaya doğru çıkıyordum. Dilşah çok masumdu içimi çok yakıyordu nasıl umursamam diye. Bundan sonrası nasıl olacaktı bilmiyorum ama Birbirimize alışmak zorunda olduğumuzu biliyordum.

ZORLA AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin