DİLŞAH KILIÇARSLAN
Gözlerim açılmamakta ısrar ediyordu huysuzlanarak yatakta sol tarafıma döndüğümde kendime gelmeye çalışıyordum. Gözlerim çok acıdıgı için hala açamıyordum. Yavaş yavaş kendime geldiğimde gözlerimi araladım ve karşımda onu gördüm Cengiz. Beni izliyordu yanıma uzanmış yüzüme bakıyordu. Hemen doğruldum ve yataktan çıktım. Boğazımı temizleyerek "Yeni mi geldin" dedim
"Hayır " dediğinde ne kadar süredir beni izlediğini kafamda tartmaya çalışıyordum.
"Anladım" dedim
"İyimisin?" Başımı sallayarak onayladım ve banyoya doğru gidip kapıyı kapattım. Yüzüme soğuk suyu vurduğumda yavaş yavaş kendime gelmiştim
İçeri geri döndüğümde oda üstünü değiştirmiş altına gri eşofman üstüne de siyah dar tişört giymişti. Heybetli vücudunu gözler önüne seriyordu. Oldukça kas yapmıştı. Karın kasları bol tişörtüne rağmen bayağı belli oluyordu.
"Hadi gel aşşagı inelim yemek birazdan hazır olur zaten " dedi.
"Saat kaç" dedim
"6 ya geliyo" dediğinde yaklaşık 2 gündür yemek yemediğimi fark ettim. Acıkmıştım. Kafamı sallayarak kapıya yöneldim oda arkamdan geliyordu. Merdivenlerden indiğimizde o salona doğru geçti bende mutfağa girdim. Evin kadınları yemek hazırlıyordu.
Bogazımı temızleyerek "Merhaba" dedim.
Berçem anne hemen bana doğru gelerek "Yavrum İyimisin, bişeyin var mı?" Dedi telaşla
"İyiyim merak etme Berçem anne" dedim o sırada Firnaz babaanne yanıma gelip
"Pitika min a delal, tu baş î, ne?" Firnaz babaannede Türkçe bilmez di. Neyse ki herkes Kürtçe bildiği için sorun yoktu. (Bu noktada size birşey demek istiyorum okurlarım. Türkçe bilmeyen karakterlerin dediklerini Türkçe bir şekilde yazacağım ordan anlarsınız 🫶)
Güzel yavrum nasılsın İyimisin demişti
"İyiyim Babaane sağolasın" dedim
"İyi ol yavrum" dedi
Hazal ,Raperin ve Ayşen yemek yapıyorlardı
Hazal salata malzemelerini çıkarmış domates doğruyordu Raperin çorba karıştırıyor Ayşen ise çay koyuyordu. Bizim evde de böyleydi yemekten hemen sonra çay içileceği için çay yemekten önce koyulur hazır edilirdi. Rozerin içeri girdiğinde yorulmuşa benziyordu
"Ulan yenge her yerim koptu ne diye bana bütün avluyu temizletirsin ki tamam ceza ver ama bu kadarda olmaz ya" dedi somurtarak
"Hak ettin Rozerin! Açtırma ağızımı benim şimdi" dedi Berçem anne. Rozerinle göz göze geldiğimizde tebessüm etti bende karşılık verdim
"Dilşah bi gelsene" dedi. Etrafa bakıyordu kimse duydu mu diye ama herkes bi köşeye dağılmış başka şeylerle ilgileniyordu. Merak etsem de onu ele vermemek için sessizce çıktık mutfaktan. Avluya geldıgımızde köşedeki koltuğa oturdu bende yanına oturdum. Etrafta kimse var mı diye baktığında kimsenin olmadığından emin oldu ve bana döndü Sessizce "Dilşah biz seni Ayşen'le banyo ettirdik ya Mecburen bavulunu açıp kıyafet almamız lazımdı O sırada telefon gördük. Cengiz abim yasakladı sana ailenle görüşmeyi" dediğinde içime bir korku düşmüştü "Lütfen kimseye söyleme daha zaten hiçbiriyle konuşamadım Rozerin nolursun"dediğimde hızlıca başını sallayarak "Hayır Hayır korkma söylemem ben kimseye ben sadece Cengiz abim görür diye bavuldan alıp kendi odama götürdüm bil diye söyledim. Şarj aletinde vardı onu da aldım."
"Teşekkür ederim" deyip sarıldığımda karşılık verdi geri çekilerek "İstersen bende kalsın yenge odada yakalatırsın ne olur ne olmaz konuşmak istediğinde gir benim odama zaten hemen sağ tarafında bi dolap görürsün kapağını açtığında iç çamaşır çekmecem var ordan alırsın"
"Tamam öyle yaparım ama ben senin odanı bilmiyorum ki"
"Gel göstereyim hem de konuşmuş olursun belki"
Başımı sallayarak ayağa kalktık merdivenlerden çıktığımızda sol tarafa dönerek yürüdük en sonda bir oda çıktı karşımıza içeri girdiğimizde Odası oldukça güzeldi. Beyaz ve Siyah uyumuyla döşenmiş mobilyaları ve çift kişilik yatağı vardı
"Geç otur yatağa yenge"dedi ilerleyerek yatağa oturduğumda oda dolabın kapağını açıp çekmeceden telefon ve şarj aletini çıkardı
"Bak öğrenmişsindir burdan alırsın" dedi basımı sallayarak onayladım.
Telefonu bana uzattığında açtım ve şifresi yoktu
Zeynep bana eski telefonunu vermişti. Rehbere girip hemen annemi arıyacaktım ki"Dur yenge ben kapıya bakayım arama. Biri gelirse ben odadan çıkar gibi yaparım sen anlarsın" dedi
"Tamam" dedim
Ve hemen Rehberden annemi aradım. Uzun süre çaldı ve açan olmadı. Hızlıca kapatıp Ceren yengemi aradım. Telefon ilk saniyede açıldı
O ince ve narin sesiyle "Efendim " dedi arkadan Zilşanın mırıltı sesi geliyordu çok özlemiştim
"Yenge benim Dilşah" dedim Ceren yengem bi anda "Dilşah İyimisin" diye bağırdığında telefonu kulağımdan uzaklaştırdım" İyyim yenge annemi aradım açmadı" dedim "Aşşagıdalar kuzum bende yukarı çıkmıştım şimdi telefonu elime aldım sen aradın" dedi "Siz nasılsınız Zilşan nasıl, Annem ,Kızlar herkes iyi mi?" İyiyiz kuzum seni çok merak ettik. Annem çok ağladı sen gittikten sonra"
"Bende hepinizi çok özledim özellikle Zilşanın kokusu burnumda tütüyor"
"Sen gittikten sonra çok huysuzlandı Dilşa Ağladığı zaman sana verırdım susardı, şimdi sende yoksun susmuyo ,sürekli ağlıyo benimde içim gidiyo ağlayarak uyuyor" dedi. Gözümden bi damla yaş döküldü ama belli etmedim.
"Abim nasıl iyi mi yenge?"
"İyiler kuzum dün seni konuştuk içimde bi sıkıntı vardı sen arayınca rahatladım" dedi
Rozerin hemen kapıyı kapatınca birinin geldiğini anladım "Yenge kapatmam lazım seni ararım herkesi çok sevdıgımı söyle"
"Tamam da ne oldu Dilşa korkut..." demeye kalmadı yüzüne kapatıp telefonu hemen yastığın altına sıkıştırdım. Kapıya doğru yöneldiğimde bi anda açıldı ve içeri Cengiz girdi.
"Ne yapıyorsun burda" Rozerin araya girerek
"Biraz sohbet etmek istedik bizde tam çıkıyoduk sen geldin" dedi
"Dilşah seni şimdiden uyarıyorum sakın ama sakın arkamdan iş çevirmeye kalkışma" dedi
Hızlıca başımı sallayayım kapıya doğru yöneldim.
"Yürü sende Rozerin yemek hazır siz ortada yoksunuz" dedi
"Sohbet ediyorduk be ne uzattın" dedi Rozerin abi dememesine şaşırdım yaşça büyüktü çünkü.
"Tamam Tamam hadi yürü"
Rozerinle önden yürürken arkamızdan Cengiz de geliyordu. Mutfağa indiğimizde herkes salona geçmiş yemeğe oturmuştu.
"Afiyet olsun" Diyerek salona neşeli bi giriş yaptı Rozerin
"Naber Delalamın" dedi Berçem anneye masaya otururken. Bizde Cengiz'le beraber yan yana oturduk
"İyidir Rozerin hayrola nedir bu neşe?"
"Aaa ben hep böyleyimdir Jinap aşk olsun"diyerek yanağından bi makas aldı
"Tamam kes yağlanmayı"
"Kalbimi kırıyosun ama bak jinap . Sana bi küsersem bi daha konuşmam"
"Yalvarırım benle konuşma Rozerin. Üstüne para da veririm yeterki sus"
"Öyle mi jinap. Tamam senin de bana işin düşer ama yazdım bunu "
"Susun artık gene dır dır başımın etini yediniz" dedi Behram
"Ben susuyorum aha da beni konuşturun hadi. Dilşahdan başkasıyla konuşmuyorum" dediğinde yüzüne bakıp tebessüm ettim. Kendi aralarında 2 dili karışık konuşuyorlardı dikkatimi epey çekmişti. Gerçi bizde öyleydik ama yabancı bir ortamda böyle bişey görmek tuhafıma gitmişti.
"Güzel yavrum nasılsın" dedi Firnaz babaane
"İyyim Daye sen nasılsın" dedim
"Çok şükür Delalamın" dedi. Tebessüm ederek masaya dönüp yemek yemeğe başladık. Herkes aralarında konuşurken bende Berçem anneye dönüp "Berçem anne ben şimdi evin düzenini bilmiyorum da o yüzden soruyorum kaçta kalkıyorsunuz sabah?" Dedim
"Yavrum evin erkekleri saat 8 de kalkar işe giderler yani sen 7 buçuk gibi ayakta ol ki kahvaltı hazırlayalım. Evin düzeni şöyledir herkes kendi kocasına , kardeşine , babasına hazırlar aralarında iş bölünmesi yaparlar. Biz senle konuşuruz bunları. Temizlik de haftada bir gün yapılır, Herkese iş bölünmesi verilir. Şevin halan ayarlar herkese işi"
"Anladım anne" dedim.
"Kahvaltı masasını kızlar toplar. Evin ilk gelini olduğun için biraz fazla iş kalır sana ama hep beraber yaparız kuzum"
"Sorun değil anne yaparım ben üstüme düşeni"
"Tamam kuzum. Evin erkekleri istedikleri zaman işe gitmezler ama aksatmazlarda. Aile şirketi olduğu için pek sorun etmezler. Herkes evde bu gün bi tek Azad gidecek"
"Anladım" diyerek başını salladım. Kahvaltımızı ettikten sonra kızlara masayı topladık. Mutfakta otururken
"Yavrum çay koyarmısımız Eslemle birlikte" dedi Şevin hala
"Koyarım hala ben hemen" diyerek ayaklandım. Çayı demledikten sonra odaya çıkmamak için kendimi zorluyordum ama gidip üstümü değiştirmek istiyordum. Bi cesaretle merdivenlerden çıkıp odaya yöneldim. Kapıyı açtığımda Cengiz yatakda oturmuş telefona bakıyordu. Ona hiç bakmadan direk valize yöneldim. Hala dolaplara yerleştirmemiştim.
Konuşmak hiç istemiyordum ama bi yerde mecbur olduğum için Cengiz'e dönerek
"Dolaplardan hangisi senin?" Diyerek sordum
"Şurası" diyerek yataktan olan tarafı gösterdi başımı sallayarak onayladım.
Valizi öbür dolaba çekerek yere oturdum ve yavaş yavaş yerleştirmeye başladım. Beni izlediğini hissedebiliyordum ama yüzüne bakma ihtiyacı hissetmedim. Herşeyi yerleştirdikten sonra kendime kıyafet seçip banyoya doğru yöneldim.Bir an bile bakışlarını üzerimden çekmemişti.Hızlıca bir duş alıp banyoda üstümü giyinip çıktım.
En sevdiklerimden olan düz mavi tülbentimi alıp makyaj masasının önüne koydum.
Altıma beyaz ayak bileğinde biten çok güzel bi etek üstümede klasik beyaz bir tişört giydim. Odada olduğum için hırka giymemiştim.Tarağımı elime alıp saçlarımı taramaya başladım.
Banyoda kuruttuğum için hafif nemliydi. Saçlarım dümdüz duruyor kabarması için elimden geleni yapıyordum ama olmuyordu. Sanki düzleştiriciyle düzleşmiş gibi oluyordu. Cengizin beni izlediğini görebiliyordum ama asla yüzüne bakmadım. Saçlarımı taradıktan sonra ayağa kalkıp tülbentimi başıma geçirip düz beyaz hırkamı giyiyordum ki Cengiz bi anda ayağa kalkıp üstüme geldi, elimdeki hırkayı alıp yere attı ve belimden tutup sert bi şekilde duvara çarptı. Kafamı çarpmamam için elini başıma koymuştu. Başım yerine elini vurduğu için çok sert darbe almıştı. Benim içim sızladı ama bir acı belirtisi bile göstermedi.
"Dilşah" dedi. Sesindeki siniri farkediyordum ama kendini dizginliyordu. Dişlerini sıkarak bana bakıyordu. Sesimi çıkarmadan korkuyla ona bakıyordum.
"Kaçma benden , bi yabancıymışım gibi davranma " dedi ama hala korku dolu gözlerle ona bakıyordum. Beni sıkıştırmıştı gitmek için bahane düşünüyordum. Hızlıca kafamı sallayıp
"Tamam" dedim ve hemen kolunun altından geçip çıktım. Hiç bişey demeden odadan çıkış Aşşagıya indim. Salona girdiğimde evin kadınları buradaydı. Tedirginlikle göz gezdirdim
"Kuzum gel çekinme otur hele buraya" diyerek Firnaz babaanne beni yanındaki tekli koltuğa çağırdı. İlerleyerek oturdum.
"Yenge çok güzelsin be" dedi Eslem
Tebessümle ona baktım.
"Sende çok güzelsin" dedim.
Eslem gerçekten çok güzeldi. Benim aksime sapsarı saçları kahverengi gözü biçimli burnu kıpkırmızı dudakları vardı. Minyon tipliydi ama bu ona zarafet katıyordu.
"Eee kuzum anlat nasıl dı ailen iyi anlaşırmıydın"dedi Firnaz babaanne.
"Çok severdik birbirimizi. Tek kız olduğum için hep gözlerinden sakınırlardı. Özellikle Berzan abim çok merhametlidir kendi evladından ayırmazdı"
"Özlüyomusun yenge onları" dedi Eslem
Buruk bir tebessümle baktım yüzüne
"Aaa yavrum öyle soru sorulurmu ailesi tabi özler" dedi Berçem anne
"Özlüyorum. Ama en çok Zilşanı. Göz bebegimdi Ceren yengemle ikimiz ilgilenirdik. Bazen annemden bile fazla sevdiğimi düşünürdüm. Saçma ama öyle. En çok Zilşanı özlüyorum ve onsuzluk çok zor"
"Öyledir kuzum elbette. Abinin yavrusu sonuçta. Ama belki Senınde bi evladın olur alışırsın elbet bu böyle sürmez"
"Biliyorum alışmak zorundayım. Ama çok zor Anne"
"Cengiz yasakladı. O evden kimseyle görüşmeyecek diye ama daha erken biraz vakit geçsin belki onunda vicdanı sızlar"
"İnşallah anne"
"Dilşah" diye bağırma sesi geldi. Cengiz bana sesleniyordu. İçim bi tuhaf oldu korkuyordum yanına gitmeye.
"Hadi yavrum çık bak kocan ne istiyo" dedi Berçem anne. Kafamı sallayarak ayaklandım ve avluya çıkıp merdivenlere yoneldım. Odanın kapısının önüne geldiğimde trabzanlara yaslanmış beni bekliyordu.
"Efendim" dedim boş bi sesle. Bana doğru döndü
"Çay getir bana." Dedi kafamı sallayarak onayladım. Tam gidecekken
"Dilşah" dedi tekrardan. Arkamı döndüğümde ne oldu der gibi yüzüne baktım
"1 şekerli içiyorum" dedi. Hiç bi ifade belirtmeden arkamı döndüm ve merdivenlerden indim. Mutfağa girdiğimde Azad da sandalyeye oturmuş çay içiyordu.
"Jinap" dedi Azad bana doğru dönerek.
(Jinap Kürtçede yenge demek)
"Efendim" dedim
"Otursana" dedi. Ona doğru dönüp sandalyeyi çekip çekingen bi tavırla oturdum.
"Jinap beni yanlış anlama lütfen ama Abimle aran nasıl iyi mi? Sana nasıl davranıyor" diye sordu
"Mesafeliyiz. Daha doğru düzgün iletişim bile kuramadık ki Azad"
"Bak yenge senin bi suçun yok bunu herkes biliyor oda farkında. Bu günahı sadece sen çekiyorsun ama her ne olursa olsun gerekirse suçlu ol ben hep arkandayım. Seni ona asla ezdirmem yanlış anlama beni sakın yenge ama ben senin masumıyetini biliyorum. Bi derdin sıkıntın olur Azad de hemen yanına gelirim. Derdini dinlerim. Benden ziyade kızlar sana çok iyi arkadaş olurlar yenge. Bizden çekinme olur mu" dedi. Aslında şaşırmıştım çünkü Azad dan böyle bişey beklemıyordum. Yüzüme çok içten ve buruk bir tebessüm bıraktım. Beni anlayıp destek olmaya çalışması bunu yaparken çekinmesi çok güven verdi. Sanırım Azad la çok iyi anlaşacağım.
"Teşekkür ederim Azad. Bu günlerde yanımda olduğunu hissettirdiğin için" diye gülümseyerek baktım.
"Rica ederim yenge her zaman" dedi. Masadan kalktım ve Cengizin çayını doldurup Azata gülümseyerek mutfaktan çıktım. Merdivenlerden çıkarken Azatın verdiği o Arkadaşlık olan güven duygusunu hissettim ve beni mutlu etti diye düşünüyordum. Odanın kapısına geldıgımde 2 kere vurup içeri girdim. Yatağa uzanmış elindeki kağıtlara bakıyordu. Ona yaklaşırken doğrulup yüzüme baktı çayı komodinin üstüne koyarak doğruldum. Aşşagıda canım sıkılmıştı. Odanın köşesindeki tekli koltuğa geçip oturdum. O anda aklıma evden getirdiğim kitaplarım geldi. Valizimin içine bi kaç tane elime geleni atmıştım. Yerleşirkende giyinme dolabının bi köşesine atmıştım. Ayağa kalkarak dolaba yöneldi ve alt kısıma koyduğum kitaplardan bir tanesini seçip tekrardan koltuğa oturdum. Bu bir şiir kitabıydı.
Rastgele bir sayfa okumaya başladım. Küçük bir söz çıktı karşıma. Altını çizmişim diye iç geçirdim
"YALNIZLIK PAYLAŞILMAZ
PAYLŞILIRSA YANLIZLIK OLMAZ"
Yüzümde tebessüm belirdi. Bu sözün altını neden çizdiğimi anlamıştım çünkü beni anlatıyordu.
Kafamı kaldırdığımda Cengizin gülüşümü izlediğini gördüm. Gözlerini gözlerime çevirip bana baktı. Hemen gözlerimi kaçırarak önüme döndüm. Yine beklemediğim birşey oldu.
Bi hışımla yataktan kalkıp beni yatağa çekıp üstüme çıktı
DUDAKLARINI DUDAKLARIMA DEYDİRDİ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORLA AŞK
RomanceÖncelikle bu kitap +18 smut şiddet ve küfür içeren ilk yazdıgım kurgudur TÖRE-BERDEL konulu güzel bir kurgu yaptığımı düşünüyorum umarım begenırsınız bölümleri fazlasıyla uzun tuttuysam özür dilerim yazılacak çok şey var kafamda❤️