19.Bölüm -Ölen Her Şey-

13 5 1
                                    

      Yavaş yavaş kitabın sonuna yaklaşıyoruz  çok değil sadece 4 bilemedin 5 bölüm daha yazdıktan sonra bitirmeyi düşünüyoruz. Finale kadar bir olup kitabı daha da yükseltmemiz gereken konular var.
Okuyan herkesten birer yorum bekliyoruz.

Sevgiyle kalın..

Betül &Zeynep 🥰❤️

Ölüm sessizlikti, bir acı, bir suçtu ölüm. Giden birinin yeryüzünde yarattığı zelzele gibiydi, arkasında bıraktığı enkazdı ölüm ve biz yarattığımız enkazda tekrar tekrar ölüyorduk...
Arya Çelik

                 3. Kişi  Ağzından;

Sonunda biten derslerin vermiş olduğu yorgunlukla genç adam kendini kampüsün bahçesinde olan çardaklardan birine atmış ve günün yorgunluğunu atmak için aldığı kahveyi yavaş yudumlarla içerken aklı üzerinden aylar geçse bile hala o yağmurlu gündeki gizlice tanık olduğu olaydaydı. Susarak doğru mu yapıyorum diye düşünüyordu ve bunun cevabını asla kendine veremiyordu. İçinde kocaman bir sıkıntıyla derin bir nefes alıp napacağını düşünüyordu bundan önceki günlerde olduğu gibi bir yanda sevdiği kadın yapmaz diye adeta bağıran kalbi varken diğer yanda beyni acımasızca, adamı bıçaklayıp ölmesini bekledi diyordu ve o işin gerçeğini bilmediği sürece sevdiği kadının bir katil olduğunu kabul etmeyi reddediyordu.

Sonunda oturarak bir yere varamayacağını düşünüp bugün bu işe  son vermeye karar verip sevdiği kadınla konuşmaya karar verdi ama ondan öncesinde eve gidip sırtındaki çantasından kurtulması gerekiyordu çünkü sırtında durduğu sürece onu zorlayacağı belliydi.

Kararından vazgeçmemek için hızlı adımlarla kampüsten çıkıp durağa doğru yürürken sevdiği kadınla nasıl bir konuşma yapması gerektiğini düşünüyor ve bu düşünceler onu geri dönmeye zorluyordu ama bu sefer kararlıydı ne olursa olsun bu konuşma olmaydı, olmalıydı ki içinde bitmek bilmeyen ikilem bitsindi.

 Onun için bitmek bilmeyen otobüs yolculuğundan sonra sonunda ineceği durağa gelmişti. Otobüsün kalabalıklığından sıyrılıp kendini dışarı atınca derin bir nefes alıp yürümeye başladı.          

Yavaş adımlarla yürüyen genç adamın aklında hala nasıl bir konuşma yapmalıyım düşüncesi dolanırken o sırada sevdiği kadının yaptıklarını ört pas etmek istediğini bilmeyecek kadar uzaktı bu olaydan genç adam. Belki ilk an polisi arayarak olayı bildirseydi hiçbir şey bu kadar uzamayacaktı ve o da bu kadar vicdan azabı çekmeyecekti.

Biliyordu en az onlar kadar suçluydu o da, çünkü susmuştu. Nasıl ki onlar sustuysa genç adamda susmuş onların itiraf etmesini beklemişti bencilce.

O gün orada ne yaşanmıştı bilmiyordu tek bildiği aşık olduğu kadının katil oluşuydu ve genç adam bir cinayete tanık olmuştu. Susmakta bir nevi o olayın içine itiyordu onu ve genç adam bu durumdan sıkılmıştı. Her şeyi anlatıp bu iğrenç yükten kurtulmak istiyordu ama öncesinde olayın içinde olanlarla birebir konuşup gerçekleri öğrenmek istiyordu. O gün orada ne olmuştu? Bunu bilmek en büyük hakkım diye düşünüyordu.

Mahallesine yakın olan kafenin önünden geçerken ayakta duran sevdiği kadın ve arkadaşını görmesiyle adımları durmuştu. Konuşmanın  tam zamanı diyen iç sesine uyup kafeye doğru adım atmasıyla geçen gün sevdiği kadının yanında gördüğü adamı görmesiyle tekrar durmuştu. Arya neden her seferinde bu adamın yanına gidiyor diye düşünürken, ister istemez vücudunu bir kıskançlık kaplamıştı. O masa da konuşulanları duymak için adım atmak istiyordu, oysa onu görme ihtimallerini düşünüp geri çekiliyordu. Zaten her şeyi konuşup halledeceği aklına gelince cesaretini toparlayıp yine de onların görme ihtimalinin az olduğu masalardan birine geçti.

ÖLÜM SESSİZLİĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin