Bol bol yorum istiyorum..
...
Dizlerine yasladığı kafasını kaldırdı, hemen önünde durmuş ve kendisine bakan Chan'da gezdirdi gözlerini.
Buraya getirilmesinin üzerinden birkaç saat geçiyordu ve Minho ne onu görmeye gelmişti ne de herhangi birinden bir şeyler söylemişti ona. Onun gözünde de mi suçluydu?
"Karanlık, korkutuyor mu seni?" Chan'ın sorusu ile birlikte gülmeden edemedi Jisung. Kral buraya saçmalamaya mı gelmişti?
Kralın buraya gelme sebebi öğrendikleri ve Minho'nun kapıya vurarak Jisung'un karanlıktan, zindandan korktuğunu dile getirmesiydi. Biraz da diğer kumandanların ona karşı vereceği tepkiyi bildiği için tek gelmişti.
"Küçükken zindana atıldığını duydum."
"O zaman da hiçbir suçum yoktu, şimdi de hiçbir suçum yok."
"Emin misin," diye mırıldanan Chan ile birlikte alnını ovuşturdu Jisung.
"Mektup yazdım."
"Savunmadan mı bahsettin onlara?"
"Siktiğim savunmasını görmedim bile." Minho'nun yanından ayrılmıyordu ki o. "Sadece kız kardeşine yazdım mektubu. Minho'dan bahsettim, seninle evlendiğini ve burada kalacağımızı yazdım. Başka bir şey yazmadım. Hatta adamların inceledi, gizli bir tane şifre bile bulamadılar."
"Minho'nun haberi var mıydı?"
"Yoktu." Belki olsaydı şimdi bu durumda olmazdı. İç çekti, gözlerini kraldan kaçırdı.
"Bana doğruyu söyle."
"Yoktu. Kız kardeşinin ona yazdığı mektuptan bile haberi yoktu. Bir şeyleri tek başıma halledeyim dedim, elime yüzüme bulaştırdım."
Derin bir nefes aldı Chan. "Şu iki hafta içerisinde Ay krallığına mektup gönderen tek kişisin Jisung."
Eh kendisi dışında kimse krallığına mektup göndermezdi ki zaten. Bunu bildiği için -suçu olmamasına rağmen düşünmeden hareket ettiği için suçlu çıkacağını biliyordu- omuz silkerek karşılık verdi Jisung, gözlerini yerde gezdirdi.
"Ne olacak peki," diye mırıldandı. Kısık çıkan sesine lanet etti, boğazını temizledi. "İdam mı edileceğim?"
Sessiz kaldı Chan. Diğer kumandanlar bunu öğrendiği zaman onu ya sürgün etmek ya da öldürmek isteyecekti. Fakat kral, ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
Jisung'un suçlu bulunduğunu öğrendiğinde Minho'nun vereceği tepkiden; kumandanların, Minho'yu da suçlu bulmasından korkuyordu. Sessiz kalmak istese bile yapamazdı, krallığına zarar veren veya verecek olan hiçbir şeye sessiz kalamazdı.
Chan'ın sessizliğinden ne olacağını anlamış gibi kafasını salladı Jisung anlayışla. Ölmekten korkmuyordu, en azından Minho kadar değil. Korktuğu tek şey varisti.
"Minho," diye sorarcasına konuştu. Belki de biliyordu, bu yüzden kendisini görmeye gelmemişti hiç. Onun gözünde de bir hain miydi?
"Kendi kafasına göre bir şey yapmasın diye onu odada bıraktım."
Kendisini görmeye gelmeme sebebi bu muydu, kral onu odalarına mı kilitlemişti? "Çok sinirlenmiştir."
"Her an kapıyı kırabilir." Komik bir şey söylüyormuş gibi konuşsa da oldukça ciddi duruyordu Chan.
Gülümsedi Jisung. "Yıkılacak," diye fısıldadı. Gözlerini kralın gözleriyle buluşturdu. "Dediği hiçbir şey doğru değil, biliyorsun. Hain değil, burası ve senin hakkında hiç kötü düşünmedi; beni kurtarmak için yapacağı hiçbir aptallığa izin verme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twisty/ Bangİnho
FantasiÖlmek istemeyen Ay Krallığının tek varisinin yapması gereken iki şey vardı: Kraliyetinden kaçmak ve kendini güvenceye almak için Güneş Krallığının kralı ile evlenip tahtın başına geçmek.