32

462 72 9
                                    

Yorum yapmayı unutmayın!

...

"Bir günde hayatımda harcamadığım kadar para harcadım."

Chan'ın mırıltısı ile birlikte çikolatasından bir ısırık aldı Minho, gözünü kralın üzerinde gezdirdi. "Ne demek istiyorsun?"

"Hiçbir şey." Ters ters kendisine bakıyor olmasına rağmen kendisine çikolata uzatan eşine gülümsedi ve uzanıp ağzına aldı çikolatayı.

"Parmaklarımı da yeseydin bari."

"Sessiz olun biraz," diye söylendi Vien, ikiliye ters ters bakarken. Hayatında ilk kez Yeşim krallığına gelmişti ve onlara ait olan tiyatro izlemek üzereydi ki abileri konuşarak pek izin vermiyordu.

Vien'in kendilerini uyarması ile birlikte önüne döndü ikisi de. Gözlerini sahnenin üzerindeki bedenlerde gezdiren Chan, Minho'nun heyecanla onlardan bahsediyor oluşunun sebebini anladı. Vârisin bahsettiği kadar güzel bir yerdi Yeşim krallığı.

Çikolata denen tatlıları ve Jisung'dan öğrendiği kadarıyla her sabah içmeden gününü geçirmediği kahveleri vardı.

Tiyatro ise -şu an izlediği oyundan mı kaynaklanıyordu bilinmez- pek hoşuna gittiği söylenemezdi, sevmemişti. Belki de hemen yanında oturan eşi, sahnedeki herkesten daha iyi bir oyuncu olduğu içindi karşısındaki sahneyi sevmemesinin sebebi.

Jisung gözlerini sahneden ayırıp önce yanında oturan Vien'e dikti, onun üzerinde gezdirdi.

Gülerek izliyordu sahneyi prenses, hayatında ilk kez gördüğü tiyatro abisinin aksine onun hoşuna gitmişti belli ki.

Arada -heyecanlı kısımlar geldiğinde- yerinde dikleşiyor, tepki vermemek için kendini zor tutuyordu. Çünkü vâris uyarmıştı onları verecekleri saçma tepkileri önceden tahmin ederek. Tepki veremeyince de parmakları ile oynamaya, dişleri ile dudaklarına işkence etmeye başlamıştı. Jisung için güzel bir manzaraydı.

Gözleri bu kez çikolatasını yiyen, sahneyle hiçbir alakası olmayan vârisi buldu. Gerçi çikolatayı kendisi değil de dudakları, burnu ve çenesi yemişti.

Gözleri vârisi izleyen kralı buldu sonraysa. Jisung onlar hakkında konuşacak olsa, Minho'nun ilk kez doğru bir karar verdiğini söylerdi; kendisini dinlemediği için ona teşekkür etmeliydi belki de.

İzlendiğini fark etmiş gibi kafasını kaldırıp Jisung'a baktı Chan, kaşları çatılmış ve sorarcasına sallamıştı kafasını.

Gülümsedi Jisung ona karşılık, bir şey yok dermiş gibi omuz silkti ve önüne döndü tekrardan. Kralın kendisine bakmadığına emin olduktan sonra kolunu prensesin omzuna attı ve kendisine doğru dönen prensesin saçlarının arasına küçük bir öpücük kondurdu.

Kısa bir süreliğine ikiliye bakan Minho, yüzünü buruşturdu ve kafasını çevirip kendisini izleyen krala baktı. "Chan."

"Efendim, güzelim."

Elindeki çikolatayı ona uzattı vâris ve yutkundu sertçe. "Midem bulanıyor," diye fısıldadı çikolata kaplı elini umursamadan Chan'ın beyaz gömleğinin koluna tutundu, diğer eliyle de ağzını kapattı.

Chan vârisi kaldırdı, dışarı çıkmadan önce oturan ikiliye kısaca açıkladı. Dışarı çıktıklarında Minho derin bir nefes aldı, rahatlamaya çalıştı fakat yediği çikolataları çıkarmadan rahatlamayacak gibiydi.

"Sana bu kadar fazla yememen gerektiğini söylemiştim," diye mırıldandı Chan, bir ağacın altına eğilmiş eşinin sırtını sıvazlarken.

"Sence," diye homurdandı Minho, ağzındaki acı tada yüzünü buruşturmadan edemezken. "Çikolata yediğim için mi oldu yoksa hamile olduğum için midir?"

Twisty/ BangİnhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin