Bol bol yorum istiyorum..
...
Öğleden sonra Chan ile birlikte iki hafta -belki de üzerinden daha fazla zaman geçiyordu- sonra yine büyük toplantı odasında bulmuştu kendisini Minho. Fakat bu kez daha kalabalıklardı.
Chan'ın yanında oturmuş, kumandanların dik dik kendisine bakıyor oluşunu görmezden gelmeye çalışmıştı. Parmakları göz bandının üzerinde gezdiriyor, bu lanet toplantılara her zaman katılmak zorununda olduğunu kendine hatırlatarak sakinleşmeye çalışıyordu. Ki kumandanların kendisine bakıyor oluşu geriyordu onu daha çok.
Chan, varisin kendi sağ kolu olduğunu açıklamıştı onlar; bu da demek oluyordu ki bu kumandanları hayatının sonuna kadar görecekti. Chan bu kararı erkenden verip açıklamasaydı bile evlendikleri zaman gerçekleşecekti bu.
"Nasılsınız?" Seungmin'in yanında oturan Felix'in sesini duyduğunda masaya diktiği gözünü ona çevirdi, sorunun kendisine sorulduğunu fark ettiğinde gülümsedi.
"Harika." Gergindi. Belki biraz da heyecanlıydı. "Sen?"
"Dün denize düşmenden bahsediyor," diye mırıldanan Vien ile birlikte anladığına dair birkaç mırıltı çıkardı Minho, yüzündeki gülümsemeyi bozmadan kumandanlarda gezdirdi gözünü.
"İyiyim, Felix. Sen?"
Felix'in kendisine cevap vermesine izin vermeyen kısa, kahve saçlı kız masanın üzerinden mavi renkli göz bandını varise doğru uzattı ve "Bu size," diye mırıldandı. Chan ile göz göze geldikten sonra gözlerini varis dışında her yerde gezdirmeye başlamıştı.
Varisin parmakları tekrardan siyah renkli göz bandını bulurken gülümsemesi bozulmuş, dişlerini dudaklarına geçirmişti. Etrafta rahatça dolanmıştı sabah ve kumandanların dik dik bakıyor oluşunu pek sorun etmemişti fakat birisinin kendisine verdiği göz bandı tüm cesaretini kırmış gibiydi.
Uzanıp almadı göz bandı, öylece ona bakakaldı. Kendi krallığındayken hiç kimsenin gözleri hakkında konuşmasına, onlar için bir çözüm yolu aramasına veya çirkinliğini kapatacak herhangi bir şey önermesine karşı çıkardı sert bir şekilde. Sevmezdi. Onların acıyan gözlerinin üzerinde gezinmesini, kendisine yardım ediyormuş gibi davranmalarını sevmezdi.
Sevmiyordu çünkü kimse o gece attığı acı dolu çığlıkları umursayıp bakmaya gelmemişken kör olduktan sonra peşinden ayrılmamaları sahteydi.
Kumandan fark etmiş gibi gözlerini varise dikti ve kafasını iki yanına salladı. "Yalnızca kıyafetiniz ile uyumlu diye veriyorum, beni yanlış anlamayın."
Kafasını kaldırıp kumandana baktı Minho. "Yanlış anlamadım." Derin bir nefes aldı, uzanıp mavi göz bandını eline aldı, sıkıca tuttu onu. Bu kadar insanın arasında göz bandını çıkartıp yenisini takma fikrini pek beğendiği söylenemezdi. Fakat Chan bu fikri beğenmiş gibiydi.
Ayağa kalkan krala çevirdi kafasını. "Normalda yalnızca siyah olurlar, denizciler renklere pek önem vermezler."
Saçlarının arasındaki ipin gevşediğini hissettiğinde sertçe yutkundu varis fakat bir tepki vermeden bekledi.
Göz bandı elleri arasına düştüğünde eliyle gözünü kapatma isteğini zar zor engelledi ve gözünü kendisine bakan kumandanlarda gezdirdi.
Birinin kendisini böyle görmesinden hep korkarak gezmişti. Kimse sevmezdi böyle, çirkindi. Fakat hemen karşısındaki kumandanlar sahip olduğu bu yarayla gurur duyuyormuş gibiydi, igrenmiyorlardı.
Mavi göz bandının elinden alınması ile tüm dikkatini tekrardan Chan'a verdi. "Lakin senin için -yeni kralları için- uygun, renkli göz bantları üretmek istediler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twisty/ Bangİnho
FantasíaÖlmek istemeyen Ay Krallığının tek varisinin yapması gereken iki şey vardı: Kraliyetinden kaçmak ve kendini güvenceye almak için Güneş Krallığının kralı ile evlenip tahtın başına geçmek.