12

883 100 25
                                        

Bol bol yorum istiyorum..

...

Rahatsız edici güneş ışığının yüzüne vurması ile araladığı gözünü etrafında gezdirdi, sonraysa koltuğa oturmuş ve kitap okuyan krala dikti. Kral çok erken uyanıyordu ki en azından artık kahvaltıya geç uyananları da bekliyordu.

"Bu da ne," diye mırıldandı Minho parmaklarını sol gözünün üzerindeki bezde gezdirirken.

Dün akşam Hyunjin'in dikişlerini yenilediğini hatırlıyordu. Bir şey bağlamamıştı sonraysa. Eh Chan izin vermemişti buna.

Chan, varisin sesiyle birlikte kitabı kapattı ve oturduğu yerden kalkıp yatağa doğru ilerledi. "Dün sana göz bandı vermek için götürdüm o iskeleye."

"Göz bandı," diye tekrarladı Minho kafasını sallarken. Daha önce böyle bir şeyi duymadığına emindi.

Minho'nun surat ifadesinden anlamış gibi "Denizcilerimiz kullanır," diye açıkladı. "Karanlık ve aydınlık ortamlara ayak uydurabilmek için. Senin içinse çirkin bulduğun gözünü örtecek."

Parmaklarını göz bandının üzerinde gezdirmeyi bıraktı, dikleşti ve Chan'ın kolunu tuttum. "Tanrı aşkına, bunu niye satmıyorsunuz?"

"Satmak mı?"

Onlar bu tarz şeylerin ticaretini yapmazlardı ki. Ne Ay krallığı gibi düzgün kıyafet üretebilirlerdi ne de herkesin gözdesi şarapları vardı. Onlar demir işler ve satarlardı. Eh bazende o demir halkını, askerlerini öldürerek çıkardı karşılarına.

Ensesini kaşıdı Minho, düşünüyormuş gibi görünüyordu. "Ticaretinizi değiştirmeliyiz belli ki."

Gerindi. Bacaklarını yataktan sarkıttı, bir süre tam olarak kendisine gelmeyi bekledi ve ayağa kalktı.

"Yeni kralımız kendini çok kaptırmıyor mu sence de?"

Ellerine beline yerleştirdi Minho. "Bir daha kral değilim. İki burada bende yaşayacağım ve eski yaşantımdan vazgeçmem."

"Eski yaşantın?"

Dolaba doğru ilerledi Minho. Şu birkaç gündür ne konuşuldu bilmiyordu fakat evlilikleri hakkında olduğuna emindi. Çünkü tüm eşyaları Chan'ın odasına taşınmıştı kendisiyle birlikte. Kendisine ne diye bir şey anlatmıyorlardı?

"Pahalı takılar, kıyafetler... Chan, bunun rengi?"

Elinde tuttuğu gömleği Chan'a doğru tuttu Minho. "Lacivert." Chan'ın kendisini cevaplaması ile birlikte tekrardan gömleğe döndü Minho.

"Siyaha da benziyor sanki."

"Mavinin koyusu." Gömleği incelemeye devam eden Minho'ya karşılık gülümsedi Chan. Ona krallığında var olan tüm renkleri göstermeyi istedi ki varisin şu sıralar saraydan ayrılmaması gerektiğini de dün gece dile getirmişti. Çok fazla yorulmuştu varis şu birkaç günde, sarayda kalmalı ve dinlenmeliydi.

"Koyu mavi," diye onayladı onu varis. Kafasını çevirip Chan'a baktı, gömleği üzerine tuttu ve yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.

"Bugün senin için masmavi giyeneyim mi kral? Tüm sevginin tadına bakarım bende."

Vârisin utangaç hâli kaybolmuş gibi duruyordu. Oysa dün onu öptükten sonra odadan çıkıp hiçbir yemeğe katılmamış, Chan odaya gelince de yüzüne bakamamıştı. Gerçi Chan'ın kendisini öpmesinden utanmamıştı o, etraflarındaki insanlardan utanmıştı. Hepsi görmüştü. Hepsi..

"Giy." Yatağa oturdu Chan, sırtını yatak başlığına yasladı ve gözlerini Minho'nun üzerinde gezdirdi.

"O zaman arkanı dön veya çık odadan."

Twisty/ BangİnhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin