Gözlerimi yüzünü dikmemek için, bakışlarımı ayaklarıma doğru indirdim. Yüzüme inen sıcaklığı fark etmemesini umarak , yolculuğun bir an önce bitmesi için dua ettim.
" çok kalabalık." Dedi oda bunalmış şekilde söylenirken.
" öyle. " Diyebildim sadece yakınlığı beni , istemsizce telaşa sokuyordu.
" midem falan mı bulanıyor. Bir tuhaf görünüyorsun iyi misin?" Dediğinde Mecbur kalarak, kafamı kaldırıp gözlerine baktım.
" Hayır. " Dedim kafamı olumsuz anlamda sallayarak.
Elinin tersiyle ,suratımın bir kaç yerine dokunduğunda kaskatı kesildim.
" emin misin? Yüzün kıpkırmızı . İyi değilsin inelim. Taksiyle gideriz."
" Hayır gerçekten iyiyim. Sadece çok kalabalık ve sıcak."
" doğru haklısın bende bunaldım." Dedi .
Yüzünü bir daha ne zaman bu kadar yakından görebilirsin bak işte doyasıya diye düşünüp , daha çok incelemeye başladım.
Suratında küçük bir kaç ufak iz gördüğüm de ,merakıma yenik düşüp sordum.
" bunlar ne izi? " Diyerek dokunmadan işaret ettim.
Gülümseyerek
" su çiçeği." Dedi.
" su çiçeği mi?"
" Evet küçükken su çiçeği geçirmişim. Gerçi baya ufakmışım ben hatırlamıyorum. Kaşımamam gerekiyormuş, patlayınca iz kalıyormuş sanırım . Bende işte bir kaç tane patlatmışım sanırım." Dedi gülmeye devam ederken.
" yakından bakmasam göremezdim. Hiç belli olmuyor. En belirgin olanı , şu gözünün yanında olan sanırım." Dedim yine parmağımla işaret ederek.
" yakışıklılığıma gölge mi düşürüyor." Dedi ve güzel bir bakış attı bana doğru.
Ben tekrar sıcakladığım da, tek elimle kendimi yelledim.
" yok belli bile olmuyor dediğim gibi. Hem ufak kusurlar seni sen yapar." Dedim gözlerimi gözlerinden başka her yerde gezdirirken.
Durakta durduğumuz da inen olmadığı gibi daha da çok binen olmuştu.
Bedenini bedenime daha yakın hissettiğimde , istemsizce gözlerim Ozan'ın güzel gözleriyle buluştu.
Benim ona baktığım gibi oda bana bakınca bir an afalladım.
Oda durumun tuhaflığını fark etmiş olmalı ki , bir kaç adım geri çekilip
" az kaldı zaten ineceğiz." Diye sağa sola bakmaya başladı.
Az önce ne oldu böyle diye, düşünmeden edemedim.
En sonunda ineceğimiz yere gelip, kendimizi arabadan sokağa attığımız da , ikimizde derince soluklandık.
" bir an için öleceğimi sandım." Dedi gülerek.
Onun normal de soğuk ve ulaşılamaz duruşunun yanında ,bu kadar çok gülüyor olması ilgimi çekmişti.
" okulda çok fazla gülümsediğini görmüyorum. Ama dışarıda genellikle hep çok gülümsüyorsun . Yani en azından benim seni gördüğüm kadarıyla." Dedim yürümeye başladığımız da .
" öyle mi? Bilmem hiç düşünmedim bunun üzerine. Komik bir şey olduğunda gülerim yoksa gülmem ." Dedi suratında ki gülümseme yavaşca silinerken.
" Tabi haklısın." Diyebildim sadece.
O sırada Ozan
" bak şuradan yiyecekleri alalım. Sonra evde rahat rahat yiyelim ne dersin?"