"Daha iyiyiz bugün her şey daha iyi olacak , sorun yok halledersin . Ozan yokmuş gibi davranacaksın zor olmayacak." Diyerek kendi kendime konuşarak kahvaltı hazırlıyordum.
Dün peşimden geldiğinde hem huzursuz hem de istemeden çok mutlu olmuştum. Şimdi içim içimi yiyordu. Hem dünden sonra tekrar peşimden gelsin, benimle konuşup kendini affetirmeye çalışsın istiyordum , hem de hiç yüzünü görmeyip günü rahatça bitirmek istiyordum.
Gerçi eğer bugün kendini affettirmek için çabalamazsa, eminim içimde çok büyük bir hayal kırıklığı olacaktı. Yine kendi kendime çelişip duruyordum. Söz konusu Ozan'sa kafam da net olan tek fikir onu ne kadar çok sevdiğimdi.
Yine kendi kendime telkin verirken ,Necmi içeri ıslık çalarak girdi.
" oooooo sabah sabah modundasın yine Ozan'la uyuduk Ozan'la uyanıyoruz." Diyerek ağzına bir tane zeytin attı.
" git elini yüzünü yıka. Yataktan uyanır uyanmaz dolanma şöyle diye bin kere söyledim sana . Ayrıca Ozan'a aşkımı sayıklamıyordum bir kere . Sadece yapmam gerekenler konusunda kendi kendime akıl veriyordum." Dedim salatalıkları doğramaya devam ederken.
" iyi be." Diyerek mutfaktan çıktığında Ben de çayları doldurmuştum.
Yine birbirimizle dalaştığımz bir kahvaltı sonrası ,dersimiz geç olsada işe gitmek için ben erken çıkmıştım.
En azından 3 saat Ozan'ı görmeyeceğimin garantisi var diye düşünürken işe başladım.
Gerçekten çalışırken kafamın meşgul olması işime yarıyordu , saatte baktığım da daha şimdiden 1 saatin geçtiğini görüp sevindim.
Bir kaç kişinin daha isteklerini yaptıktan sonra biraz soluklanmak için dışarıya doğru çıktım.
Sandalyeyi çekip tam otururken, birden Ozan 'ı karşımda görünce şaşırdım.
O da sandalyeyi çekip " günaydın." Diyerek karşıma oturduğun da hala şaşkınlıkla ona bakıyordum.
Bu halim ona komik gelmiş olmalı ki gülmeye başlamıştı. Daha fazla saçma bir duruma düşmemek için kendimi toparladım.
Bir şey demeden kendim için hazırladığım kahveden bir yudum aldım.
" Neden burada olduğumu merak etmiyor musun gerçekten." Dedi hala bana bakarak konuşurken.
Cevap vermeyerek dışarıyı izlemeye devam ettim.
"Anladım tamam konuşmayacaksın benimle , o zaman sadece beni dinle olur mu?" Dedi yine cevap bekleyerek.
Gözlerimi hafifçe ona doğru çevirip , hafif bir şekilde göz devirdiğim de güldü.
" tamam pardon cevap vermiyordun . Bak belki umurunda bile değil ama işte ben kendimi kötü hissediyorum. O tuvalette ne duydun ne ettin bilmiyorum ama söylenenlerin hiç biri benim düşüncem değil. Gerçekten asla söyledikleri gibi düşünmüyorum. Tamam başlarda ben de sadece notlar için konuşmaya çalıştım inkar etmeyeceğim ama seninle bir kaç kez sohbet ettikten sonra fikrim hemen değişti gerçekten. Sadece arkadaşş olarak seninle vakit geçirmeyi sevdiğim için konuşmaya devam ettim. Dersler de yanında katkısı oldu sadece , bir süre sonra onlar da umurumda olmadı yani." Dedi hızlı hızlı kendini açıklamaya çalışırken.
Derdim beni ders için kullanması değildi ki zaten ben onu kendi içim de en başından beri ölçüp biçip tartmıştım, sırf onunla birazcık konuşabilmek için bu konuyu kendim resmen zemin hazırlamıştım.
Sadece orada o konuşulanları düşündükçe rezil olduğum kısım aklıma geliyor ve söyledikleri konusunda haklı olduklarını düşünmek nefesimi kesiyordu. Ozan ise sadece dinleyip tepkisiz kalmıştı. Gerçi ne tepki vermesi gerektiğini sorsalar onu bile bilmiyordum ya neyse.