"Ay çok üst üste kutu birikti."
Yeni ev bulan savcı, evi için alışveriş yaptıktan sonra evine yerleşmeye gelmişti. Zaten eşyalı bir evdi fakat evi sevmek için kendisine göre birkaç dekoratif ve eksik olan bazı eşyaları almıştı. Hyunjin ise çok eşya olduğu için ona yardımcı olmak için yanındaydı.
"Ben hallederim kalanını, yoruldun sen de git hadi."
"Sus be."
"AAA DEMİR ADAMLI BARDAK, BUNU BEN EVE GÖTÜRÜYORUM!"
Mutfaktan bağıran Changbin'e kahkaha attı Minho, kaç yaşına gelirse gelsin çocuk ruhlu kalacaktı arkadaşı, gülümsedi bu yüzden.
"Senin olsun!"
Hyunjin, Changbin'e göz devirdi. Bu kadar neşeli ve konuşkan biri olması sinirini bozuyordu. Hyunjin sessiz ve ağır başlı insanlardan hoşlanırdı.
"Bunun şerefine yemek söylüyorum!"
Changbin mutfaktan çıkıp salona gelirken Minho olumlu anlamda başını salladı, Changbin başını çevirip Hyunjin'e baktığında Hyunjin yüzünü buruşturdu.
"Hijyenik olmaz oralar, ben buradan sandviç yaparım."
"Ne olacak savcım ya? Sandviçle doymazsınız söyleyeyim ben."
Hyunjin göz ucuyla ters ters Changbin'e baktığımda, Minho Changbin'e bakıp susmasını işaret etti. Hyunjin ters biriydi, anında tersler ve dönüp ikinci kez düşünmezdi bu konuyu.
"İstemez Changbin."
"Peki yahu."
Hyunjin uğraşmamayı tercih edip sessiz kalırken Changbin siparişleri vermişti. O sırada Minho odasına kıyafetlerini yerleştirmeye gitmiş, valizini açmıştı.
En üste yerleştirdiği iki sweatshirtü görünce yutkundu, yere çöküp sweati eline aldı ve gözlerini kapatıp boyun kısmını kokladı.
Önceden kokladığında huzur bulduğu eşinin kokusu artık hasret kokuyordu.
Dolan gözlerine engel olamadı, ağlayacağını anladığından kalkıp kapısını kilitledi ve elini yüzüne kapattı. Omuzlarına çöken farkındalık, ciğerlerine batıyordu.
Chan'dan ayrıydı ve artık tek başına yaşayacaktı.
Şu anda ayrı yaşayacağı evine yerleşmeye çalışıyordu.
Ayrı yaşayacağı evi.
Söylemesi kolaydı ama yaşaması ağırdı. Her şeyini geride bırakıp yeni bir hayat yaratmaya çalışıyordu kendine, hangi güçle yapabilecekti ki bunu?
Yüzünü neredeyse elindeki sweate gömerken gözlerini kapattı. Tek istediği Chan'a sarılmak ve Chan'ın kendisine 'geçti güzelim' demesiydi.
Chan'dan ayrı bir hayatı bile Chan'ın tesellileri üzerine kurmaya çalışıyordu.
Bir süre az da olsa ağladı savcı ancak çalan zil hızlıca kendini toparlamasına sebep oldu, Chan'ın sweatlerini dolabının ayrı bir kısmına asıp odasından çıktı, önce elini yüzünü yıkadı ardından arkadaşlarının yanına geçti.
"Oh sıcacık, koş Minho!"
Minho, arkadaşının sözünü dinleyip koşarak yanına gitti ve masaya oturdu. Hamburgerinin paketini açarken gülümsedi, hamburger olduğunu tahmin etmişti çünkü Minho dışarıdan hamburger dışında yemek yemezdi. Ona göre sağlıklı değildi.
Savcı arkasını dönüp Hyunjin'e seslendi. "Hyunjin, gel patates ye bari!"
"Ay istemem yaa, siz yiyin!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leave, minchan ✓
Fanfictionne haklıyız ne pişman, biz seninle her şeyi bir gecede hiç ettik. [düzyazı]