Dirseklerini masaya, çenesini de eline yaslayan savcı; Chan'ın odasında oturmuş sessizce camdan dışarıyı izliyordu. Herkesin kendine göre bir hayatı ve derdi olduğunu fark etti o an.
Mesela şu çardakta oturan aile bir haftadır kayıp oğlunu aradığından buradaydı, köşede hararetli bir şekilde telefonla konuşan polis memurunun evliliği hiç sağlıklı değildi, kapının yanında bekleyen gazeteciler kim bilir kimlerle uğraşıyordu.
İç çekti, ağırdı tüm yaşamlar. Kişiden kişiye farklılık gösteren bir şey olması bunu değiştirmezdi. Herkesin ağırlığı kendineydi ve bir başkasının bunun hafif olduğunu düşünmesi o acının ağırlığından hissedileni değiştiremezdi.
İşe dönmesi için erkendi belki ama evde oturdukça kafayı sıyıracakmış gibi hissediyordu. Kendini meşgul etmek ona iyi gelebilirdi.
Usulca geriye yaslanıp gözlerini önündeki mavi dosyaya dikti, Soo-Yun'un suçlu olduğunu gösteren delili yok etmişti ancak şimdi ne yapacağı hakkında bir fikri yoktu. Hemen faili meçhul kararı verirse dikkat çekebilirdi ancak bir şeylerin incelenmesini isterse altından Soo-Yun da çıkabilirdi.
Savcının irkilmemesi için sessizce kapıyı açıp içeri girdi Chan, karşısındaki sandalyeye oturdu ve iyi olup olmadığına baktı. Yaşadıkları göz önünde bulundurulunca iyi gözüküyordu.
"Nasıl hissediyorsun? Eve gidelim mi?"
"İyi gidiyor şimdilik."
"İstediğin zaman gidebiliriz, kendini zorlama."
Savcı derin bir of çekip başını masaya koydu. Hiçbir şey yapmak gelmiyordu içinden, nereden başlayacağına dair bile bir fikri yoktu. Bu his daha da daralmasına sebep oluyordu.
Elinde mavi kapaklı dosyayla içeri giren Hyunjin, Minho'nun başını kaldırıp kendisine bakmasına sebep oldu.
"Yardımın lazım, işin içinden çıkamıyorum."
Minho sesli olarak onaylamasa da dosyaya bakmak için elini uzattı, Hyunjin ona dosyayı verirken Chan'ın karşısındaki sandalyeye oturdu.
"20 yaşında, erkek. Tek kurşun alnından vurulmuş, ayrıca cinsel organı kesilmiş... Görüldüğü son yer bir kafeymiş ve eşi varmış yanında. Eşine işi olduğunu söyleyip yanından ayrılmış, eşi bir daha görmediğini iddia ediyor. Aksi gibi komşuları da eve tek geldiğine tanık."
'Tek kurşun' cümlesi Minho'nun kulağında çirkin anıların yankı yapmasına sebep olsa da bozmadı.
"Ee?"
"Silah onların evinden çıktı."
"Bu hâlâ karısının şüpheli olduğunu gösterir."
Hyunjin derin bir nefes verdi, bacak bacak üstüne atıp ellerini iki yana açtı.
"Ben de öyle düşündüm ancak kamera kayıtlarını takip ettim, kadının kafeden çıkma ve eve varma süresi katil olmadığını gösteriyor. 15 dakika içinde hem eşini öldürüp hem onu şehirden uzak bir göle atıp hem de eve gelemez bence."
Minho geriye yaslandı, dosyayı masanın üstüne bırakıp kollarını göğsünde birleştirdi. Dikkatini çekmişti bu dava.
"Kadın eşiyle aynı anda mı çıkmış kafeden?"
"Eşinden 7 dakika sonra çıkmış, kahvesini bitirmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leave, minchan ✓
Fanficne haklıyız ne pişman, biz seninle her şeyi bir gecede hiç ettik. [düzyazı]