dokuz: zaten evimdeyim.

973 148 354
                                    

sevgililer gununuz kutlu olsun!! 💗

*

Çalan zille yatağından doğruldu savcı, uzanıp komodindeki saatine baktı.

03.25

Kaşları çatıldı, bu saatte evine kim gelirdi ki?

Gözlerini ovuşturup doğruldu, kenardaki hırkasını giyip ışıklarını açtı ve kapıya gitti. Eğilip kapının deliğinden baktı ancak kimseyi görememişti, tam o sırada kapısı tekrar tıklanınca şaşırdı. Biri yerden mi tıklatıyordu?

Açması tehlikeli gibi gözükse de merakına yenik düşüp kapıyı açtı, başını yere eğip baktığında ise Chan görmeyi beklediği son kişi bile değildi.

"Chan?"

"Aa, Minho da buradaymış!"

Burnuna dolan alkol kokusu, Chan'ın konuşma ve ses tonunu ayarlama şekli... Savcı, başkomiserin sarhoş olduğunu anlamıştı fakat bu onu daha da şaşırttı.

Başkomiser asla içmezdi ki.

"Chan bağırma, senin burada ne işin var?"

Kapının pervazına yaslanmış, gözlerini yarım yamalak açabilmişken savcıya baktı.

"Uyuyamıyorum," Dedi az önceye kıyasla kısık, uysal bir ses tonuyla. "Saçlarımı okşar mısın?"

Alınan kararlar, yaşanan acılar, dökülen gözyaşları... Minho hepsini unutup Chan'ı bağrına basmak istedi o an. Sadece sarılmak ve onu uzun süre kollarında uyutmak istedi.

"Tamam, gel içeri geçelim. Burada olmaz."

Eğilip Chan'ın ayakkabılarını çıkarttı, doğrulmaya çalışan Chan'a yardım edip ayağa kaldırdı.

"Bana aşıksın he, anlamadığımı mı sanıyorsun?"

Minho kapıyı kapattı, ardından Chan'ın kolunun altına girip onu odasına götürmeye başladı. Chan'ı ilk kez sarhoş gördüğünden şu an ne hissetse bilemiyordu.

"Vuhu, Minhoyla büyük aşkımız! Ama yarım kaldı."

"Şşt, bağırma. İnsanları rahatsız edeceksin."

Chan, savcının sözünü dinleyip sustu. Bir süre aksak bir şekilde yürümeye çalışsa da savcının yardımıyla yatak odasına gelebilmişlerdi. Minho, tabiri caizse Chan'ı yatağa fırlatıp derin bir nefes verdi.

"Öküz gibisin."

"Öküz Chan!"

"Şşt, sessiz ol."

"Öpersen susarım."

Üniversitedeki serseri denilebilecek hâlini hatırladı Chan'ın, kendi kendine güldü bu yüzden. Yaklaşıp Chan'ı ceketinden kurtardı ve bacaklarını taşıyıp biraz da olsa düzeltti pozisyonunu.

"Chan düzgün yat, yamuk yatıyorsun."

"Yamuk Chan!"

"Ya bağırmasana."

"Yaramaz Chan!"

Minho avuç içini Chan'ın dudaklarına kapattı, Chan ona bakıp güldü. Mutluydu şu an, algıları kapalı olsa da Minho'yla bu kadar yakın olmak hızlandırmıştı kalbini.

"Sessiz ol tamam mı?"

Chan uslu bir çocuk edasıyla başını olumlu anlamda salladı, savcı elini çekti. Chan dediğini yapmış ve susmuştu. Derin bir nefes verip Chan'a düzgün yatması için yardım etti, üstünü örtse terleyip huzursuz olacağından dolayı örtmedi ve yatağa sığamayacakları için yanına, yere, çöktü.

leave, minchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin