"Chan biraz hızlı çık, geç kalacağız."
Duştaki eşine seslendikten sonra odalarından çıktı ve mutfağa geçti Minho, uygun malzemeleri çıkarttıktan sonra Chan için doyurucu bir sandviç hazırladı.
Biri ona hazırlamadığı sürece kahvaltı etmek aklına gelmezdi Chan'ın, bu yüzden aç kalmasını istemiyordu.
Onlar evlendiğinden beri Chan, Minho'nun her şeyi onun için yapmasına çok alışıktı, bunları yapmasını o söylemese de Minho onun için her durumu ayarlıyordu. Kendi isteğiyle.
Duştan çıktıktan sonra giyeceği kıyafetleri, saçını kurutma alışkanlığı olmadığından hasta olmasın diye saçlarını kurutmayı, bazı yemekleri çok fazla seçtiği için her gün beğeneceği çeşit çeşit yemek hazırlamasını...
Bunların hepsini onun için Minho yapıyordu, o bir şeyleri kendi yapmamaya fazla alışıktı. Boşandıkları zaman ne yapacağı cidden merak ettiği konular arasındaydı.
En son nemli saçlarıyla yanına gelen Chan'ın eline sandviçi sıkıştırıp evden çıktı, bazı tavırlarının dengesiz gibi durmasının sebebi sevgisinin bitmeyişindendi.
O arabaya binerken Chan silahını beline takıp sandviçten bir ısırık aldı ve eşinin peşinden çıktı, boşanacaklarını söylemesine rağmen hâlâ onu düşünmesi mutlu etmişti başkomiseri.
İkisi de arabaya bindiklerinde kemerlerini taktılar, şoför koltuğundaki Minho arabayı çalıştırdı. Chan mahçup hissediyordu eşine karşı, ona döndü. "Teşekkür ederim."
"Araban ne zaman servisten çıkacakmış?"
"Beni bırakmak senin için sorun olacaksa ben giderim bir şekilde."
"Alıngan yaşlılar gibi davranma Chan, uzun zaman olduğu için sordum."
"Birkaç haftaya çıkar herhalde, bilmiyorum."
Başkomiser cevabı verdikten sonra sandviçine dönüp ısırdı ve yemeye devam etti. Onun kalbini defalarca kırıp evliliklerini boşanma noktasına getirtmişti ama eşi hâlâ onu düşünüp bir şeyler hazırlayabiliyordu.
Kaybetmemeliydi Minho'yu fakat artık çok geçti. Eşi kafasına koymuştu ve boşanacaktı. Hiç kimse ya da hiçbir şey onun önünde duramazdı.
Emniyete geldiklerinde Minho arabayı emniyetin ortasında durdurup Chan'a döndü. "Park edersin, kahvaltına karşılık."
Park etme işinde pek iyi değildi Minho, bunca zaman öğrenmeye de gerek duymamıştı eşi olduğu için ancak artık öğrense iyi olurdu, eşi olmayacaktı çünkü.
Minho içeri geçip odasında olan Changbin'in yanına girdi ve karşısına oturdu. Changbin poğaçasını yerken bir yandan da maç tekrarı izliyordu, Minho'yu görünce "Günaydın," diyerek selam verdi.
"Dünle ilgili herhangi bir gelişme yoksa günün aymayacak Changbin."
Komiser elindeki poğaçayı kenara alıp telefonunu kapattı ve hızlıca ellerini sildi. "Olmaz olur mu ya?" Diyerek savcısına moral verdikten sonra önündeki dosyayı savcısına uzattı.
"Otopsi tam olarak bitmedi fakat doktor 2 gün önce öldürüldüğünü tespit etmiş." Changbin dosyadaki gelişmeleri aktarırken Minho dosyanın kapağını açtı, içindekilere göz gezdirdi.
"Ölüm sebebi kan kaybı, karnına aldığı bıçak darbeleri yani. Ayrıca gömüldüğünde hayattaymış savcım... Diri diri gömmüşler."
Minho dişlerini ve yumruğunu sıkıp gözlerini kapattı ve derin bir nefes verdi. Bu kadar canileşmiş insanlarla aynı dünyada yaşıyor olmak delirtiyordu onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
leave, minchan ✓
ספרות חובביםne haklıyız ne pişman, biz seninle her şeyi bir gecede hiç ettik. [düzyazı]