on iki: tek başına doktorun odasına girmek zormuş gerçekten.

921 135 275
                                    

"Beklediğiniz parmak izi sonucu, anneye aitmiş."

Elindeki mavi dosyayı Hyunjin'in önüne bırakıp ellerini önünde birleştirdi Changbin. Hyunjin ise sandalyesinde geriye yaslandı ve kravatını biraz daha genişletti.

"Ee, kadını getirmek için neyi bekliyorsunuz?"

"Duruşmanıza girmenizi savcım."

"Sen getir Changbin, sana ne benim duruşmamdan?"

Changbin başıyla onayladı savcıyı, artık ona kendini açıklamakla zaman kaybetmek istemiyordu. Zaten her şekilde bir sorun bulup kızacaktı kendisine.

Kapıya yönelerek bir adım attığında Hyunjin tekrar söze girdi. "Bir daha beni bu kadar bekletmeyin."

"Anlaşıldı savcım."

Normalde olsa sinirlendiğini belli edip kendini açıklamaya çalışırdı Changbin, Hyunjin onun bu tavrına anlam veremedi. Alışık da değildi.

"Hayırdır, iyi misin sen?"

"Evet, iyiyim."

"Değilsin. Ne oldu?"

Changbin gayet rahat bir tavırla Hyunjin'e döndü. Bir süre inceledi, derdi neydi? İstediğini verip olgun biri gibi davranmaya çalışıyordu. Bu da mı sorundu?

"İyiyim, savcım. Müsaade ederseniz anneyi alıp geleceğim."

"Yoo etmiyorum," Changbin'e inat olsun diye kararını değiştirdi savcı. "Sen otur, memurlardan biri getirsin."

"Ben neden oturuyorum?"

"Canım öyle istedi Changbin. Başka soru?"

Changbin hiçbir şey demeden karşısındaki sandalyeye oturdu savcının, ardından gözlerini yere dikip yeri izlemeye başladı. Muhattap olmak istemiyordu.

"Haber etsene memura."

Yine bir şey demedi, telefonuyla arayıp kısaca şüpheliyi getirmeleri gerektiğini söyleyip kapattı. Kollarını göğsünde birleştirip yeri izlemeye devam etti.

"Ne olduğunu ne zaman anlatacaksın?"

"Hiçbir şey olmadı, savcım. İstediğiniz komiser olmaya çalışıyorum."

"Neden, sen benim kölem misin?"

"Hayır, istediğiniz komiser olursam yaptığım her şeye bir kulp bulmazsınız diye düşündüm."

Hyunjin gözlerini kısıp Changbin'e baktı. Şu an resmen iğneliyordu kendisini, daha da sinirleri bozuldu bu duruma.

"Ben her şeye kulp bulmuyorum, sen yanlış yapıyorsun."

"Tamam."

Yine uzatmadı Changbin çünkü farkındaydı, kendini kanıtlamaya çalıştıkça daha da nefretini kazanacaktı. Nefret etmesi önemli değildi ama Changbin o kadar uğraşıp her şeyi kusursuz yaptıktan sonra bir sorun bulması üzücüydü. Bir kere bile tebrik etmemişti savcı kendisini.

"Gıcık olayım diye mi yapıyorsun tüm bunları?"

"Sadece kendi tarafımda durup işime devam etmeye çalışıyorum."

"O ne demek?"

"Hiçbir şey savcım."

Hyunjin derin bir nefes verdi. Changbin böyle yaparak peşini bırakacağını sanıyordu ama Hyunjin daha da hırslanıyordu ve bu da öğrenme merakını ikiye katlıyordu.

"Her şeyi yanlış yaptığını söylemem neden bir trip sebebi?"

"Ne tribi yaa," Changbin bu sefer sinirlendiğini hissedip Hyunjin'e istediğini verdi. Zaten normalde de hızlı sinirlenen biri olduğundan savcının fazla zorlamasına gerek kalmamıştı. "Ne tribinden bahsediyorsunuz siz?"

leave, minchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin