3|Suç

3.9K 123 10
                                        

"İç."

Aral? Aral'ın sesiydi. Ona döndüm hızlıca. "Korkma benim." dedi. Belime elini koydu ve doğrulamamı sağladı. Suyu içtikten sonra geri yattım.

"Neden buradasın?" diye sordum. Sesim kısıktı. Eli yüzümdeki saçı arkaya doğru taradı. "Hatırlıyor musun? Eğer hasta olursan suçun benim olacağını söylemiştin." dediğinde gülümsemeye çalıştım.

"Hatırlıyorum."

"Bu suçsa-" dedi ve durdu. Yüzüme eğildi ve dudağımın kenarından öptü.

"En büyük suçlu benim."

Sonrasında ise odadan çıktı. Ne olduğunu anlayamamıştım.

Sabah uyandığımda üzerimdeki elbise yoktu. Sadece üstümde sporcu atletim, altımda ise şort vardı.

Annem odaya girdiğinde ne olduğunu anlamak ister gibi ona baktım. "Gece geldiğimde yanıyordun, üzerini değiştirdim."

Başımı salladım. "Ateşin düşmüş." dedi, elini boynumdan çektikten hemen sonra. "Daha iyiyim anne." dedim. "Hadi, kahvaltıya inelim."

Yavaşça kalktım, başım dönüyordu. Yüzümü yıkadıktan sonra üzerime tişört giyip annemle birlikte aşağı indim. Aral'da her zamanki yerinde, kahvaltıdaydı.

Yavaşça oturdum. Hala halsizlik vardı fakat dünkü kadar değildi. "İyileşmişsin." dedi, Aral. Sadece ikimizin duyacağı bir ses tonuyla.

"Birinin sayesinde." dedim, ona dönmeden. Senin sayende. Yüzü anında ciddileşti. Başkasını kastettiğimi mi düşünmüştü? Ona açıklama yapmak için döndüğüm sırada babamın konuşmasıyla sustum.

"Nasılsın kızım?" dedi, babam. "Daha iyiyim baba." dediğim sırada Aral ayağa kalktı. "Size afiyet olsun efendim." dedi ve odadan çıktı.

"Bir sorun mu var Rıza, morali bozuk gibiydi." dedi, annem. Yutkundum. "Bilmiyorum, az önce gayet keyfi yerinde gibiydi."

Kahvaltımızı yaptıktan sonra odama çıktım ve kendime gelebilmek için bir duş aldım. Üzerimi giyindikten sonra saçımı kuruladım.

O sırada Alp görüntülü aradı, hemen açtım. "Helllooo!"

Yanında Işıl'da vardı. "Nasılsınız?" dedim. "İyiyiz güzellik, sen?" dedi, Alp. "Biraz hasta olmam dışında iyiyim." dediğimde yüzü düştü. "Neyin var, geleyim mi yanına?"

"Hayır, Alp. Gerek yok, hallediyorum. Siz ne yapıyorsunuz?"

Yaklaşık bir saat süren konuşmadan sonra telefonu kapatıp yatağa yayıldım. Sonrasında ise camdan dışarı baktım ve onu gördüm. Telefonda gayet keyifli bir şekilde biriyle konuşuyordu.

Sevdiği kız olmalıydı. İçeri geçtim ve odanın içinde dolandım. Kıskançlıktan kendimi yiyip bitiriyordum.

En sonunda dayanamadım ve hızlıca aşağı indim. Arka kapıdan dışarı çıktım ve hızlıca yanına gittim. Telefonu kapatmıştı.

"O kimdi?" dedim. Hayatımda ilk kez birine rezil oluyordum, bunu kutlamalıydım. "Yani o derken-" dediğim sırada sözümü kesti.

"Seni ilgilendirmez." dedi. Güldüm. "Sana sofrada bahsettiğim, biri sayesinde dediğim kişi-" diyeceğim sırada yine sözümü kesti.

"Sizi dinlemek istemiyorum, gidin lütfen Alara Hanım." dedi. Kaşımı çattım ve bir adımla ona yaklaştım. "Bana emir veremezsin." dedim, net bir sesle. Alaylı bir şekilde tebessüm etti.

"Doğru, sizin çalışanınızdan ötesi değilim." dedi. Yanlış anlaşılmada zirve yapmıştım.

"Öyle demek istemediğimi sende biliyorsun Aral." dedim. "Ne demek istediğinizi anlıyorum Alara Hanım. Şimdi beni yalnız bırakın lütfen. Sizi dinlemek istemiyorum."

Geri çekilmedim. "Dinlemek zorundasın." dediğimde güldü. "Değilim."

"Bahsettiğim kişi-"

Babamın sesiyle durmak zorunda kaldım. Kahretsin, yine söyleyememiştim. "Aral bakar mısın aslanım."

Babamı görünce başını salladı ve hızlıca yanına gitti. Yine söyleyememiştim. Masanın üstündeki sürahiden bardağa su doldurdum ve içtim.

Hayatım ne zaman istediğim gibi gidecekti, merak ediyordum.

"Kahretsin!"

Elimdeki bardak patlamıştı ve elim kesik içindeydi. Kanı gördüğümde kendimden geçmek üzereydim.

"Alara!"

Son hatırladığım Aral'ın ismimi seslenişiydi, gerisi ise koca bir karanlık.

Koruma +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin