8|Teşekkür

730 28 4
                                    

Saniyelik olmasına rağmen bu hayatımda en heyecanlandığım tek andı.

Odaya geçtik ve tam istediğim gibi olduğunu farkettim. "Gerçekten çok güzel!" dedim ve kendimi yatağa attım.

"Evet, zevkini sevdim." dedi, Aral. Güldüm. "Evet, zevkim iyidir." dedim ona bakarak. Yanıma geldi ve üzerini çıkardı. Sonrasında ise yatağa uzandı.

"Yarın sana haddini bildireceğim. Şimdi uyumaya bak, yarın fazlasıyla yorulacaksın."

"UYAN ARTIK!"

Aral'ın sesiyle gözlerimi zorlukla da olsa açtım. "İki saattir kaldırmaya çalışıyorum, hadi kalk." dedi. "Ne kızıyorsun, kalkacağım işte. Biraz daha yatayım." dedim ve arkamı dönüp uyuyacağım sırada belimden kavradı ve kendine çevirdi.

"Uyuyamazsın." dediğinde yakınlığımızı fırsat bilerek biraz daha yaklaştım ve gözümü kapattım. Uykuya dalacağım sırada gıdıkladı. "DUR ARAL!" dedim, kahkahalarımın arasında.

Gözyaşlarım gülmekten dolayı akarken insafa gelip (!) 3 dakika sonra durdu. "Seni geberteceğim!" dedim ve yastığı fırlattım. Havada yakaladı. "Duşa giriyorum. Çıkana kadar hazır ol." dedikten sonra yastığı geri fırlattı.

Kalktım ve ondan önce banyoya girdim. Yüzümü yıkadım. "Ne yapıyorsun!" dedim. Yanımda pantolonunu çıkarıyordu. "Girmeseydin." dedi, umursamazca. Dışarı çıktım ve üzerime getirdiğim siyah mini elbiseyi giydim.

Makyaj yapmadım. Saçımı düzleştirdim ve yukardan topladım. "Hazır mısın?" dedi. Üzerini giyinmişti. Başımı salladım. "Evet."

Odadan çıktık ve aşağı indik. "Nereye gideceğiz." dediğimde arabanın kilidini açtı. "Göreceksin."

Arabaya bindikten sonra yola çıktık. Geldiğimiz yer büyüleyiciydi.

Deniz kenarı, yürüyüş alanı ve mağazaların olduğu bir alandı. "Biraz alışveriş iyi gelir diye düşündüm." dediğinde gülümsedim. "Çok iyi düşünmüşsün."

Mağazaları dolaştık. Birkaç elbise aldım fakat Aral'ın mızmızlanmasıyla iki tanesini bırakmak zorunda kaldım. "O ne Alara, daha açığı yok mu?" dediğinde ofladım.

"Bak o çok güzel." dedi, elimdeki elbiseyi gösterirken. "Tamam deneyeceğim." dedim ve kabine girdim. Üstümdeki elbiseyi çıkardım ve diğerini giydim.

Arkasındaki fermuarı kapatamıyordum. "Aral, görevli çağırır mısın?" diye seslendim. "Ne oldu?" dedi. "Fermuarı kapatamıyorum Aral!" dedim sinirle.

İçeri sonunda girdiğinde arkamı dönmemle Aral'ı görmem bir oldu. "Görevli çağır dedim!" dediğimde eli belimi kavradı ve arkamı döndürdü.

Yavaşça saçımı yan tarafa bıraktı. Kendimi kasabildiğim kadar kasmıştım. "Aral." dedim, kendime engel olamayarak. "Söyle." dedi, fısıltıyla. Fermuarı yavaşça kapattı. Bittikten sonra omzumdan öptü.

"Çok yakıştı." dedi, iç çekerek. Aynadan görüntüme baktım ve gerçekten fazlasıyla güzel durduğunu farkettim. "Tamam çıkabilirsin, geliyorum." dediğimde gülümsedi. "Daha işim bitmedi."

Fermuarı yavaşça kapattığı gibi açtı. Sonrasında ise kabinden çıktı. Ümit vermemesi yada benim ümitlenmemem mümkün değildi.

"Hadi gidelim." dedim. Başını salladı ve ödemeyi yaptıktan sonra mağazadan çıktık. Birkaç mağaza daha gezdik fakat çoğu şort takımları olduğu için denemeye gerek kalmamıştı.

"Geçiyor muyuz otele?" diye sordum, Aral'a. "Bekle." dedi. Elimden tuttu ve kenardaki çiçekçiye götürdü. "Burda bekle." dedi, beni kapıda bırakmadan önce.

İçeri girdi. Heyecanla onu beklerken sonunda geldi. Elinde mavi bir gül buketi vardı. "Seni çekeceğim." dedikten sonra telefonunu açtı. Arkamı döndüm ve fotoğraf çekmesine izin verdim.

"At bana." dedim ve anında attı. "Bunun bitmesini istemiyorum." dedi, bana sarılmadan hemen önce. "Neyin?" diye sordum.

"Neyse asıl sürprizim farklı." dedi ve benden ayrıldı. Arabaya geçtik. "Sürpriz mi? Ne?" dedim. Aral'la yaşadığımız tek güzel andı. Bende bunun bitmesini istemiyordum.

"Göreceksin." dedikten sonra hızla sürdü. "Teşekkür ederim." dedim. Bana döndü. "Neden?" dediğinde gülümsedim.

"Yaptıkların için, aldığın çiçek için. Ve en önemlisi beni gerçekten mutlu ettiğin için." dedim, içtenlikle. Cevap vermedi fakat tebessümünün farkındaydım. Bu yaşadıklarımızı bir daha yaşayamayacağımızı ikimizde biliyorduk. Anın tadını çıkarmaya çalışıyorduk.

"Hadi gel." dedi. Yat'a bindikten sonra sürmeye başladı. Burası bir yerden tanıdıktı. Ve evet, hatırlamıştım. 18 yaşıma ilk burada girmiştim.

[5 sene önce.]
Alara.

Yine Aral'la açılmıştık. Denizde ilerlerken elimle ilerdeki küçük adacığı ve oradaki villayı gösterdim.

"Küçükken sürekli orayı kiralardık. Bir süreliğine orda kalırdık. Orası evim gibi hissettiriyordu. Sanki gerçekten evim orasıymış gibi." derken dikkatle beni dinliyordu.

"Her sabah yüzümde ayrı tebessümle uyanıyordum. Güneş yüzüme tebessümle yansıyordu sanki. Ayrı bir mutlu oluyordum oraya gidince. Fakat başkasına satıldığını öğrendim. O gün yıkılmıştım." dedim. İlk defa Aral beni bu kadar dikkatli dinliyordu.

[Günümüz.]
Alara.

Eliyle orayı işaret etti. Gülümsedim. Geldiğimiz yere anlamsızca baktım. Oraya gelmiştik, ne işimiz vardı? "Ne oldu Aral? Neden buraya geldik?" dedim.

Yavaşça yattan indim.

Aral elimi tuttu ve cebinden bir kutu çıkardı. Gözlerim doldu. Elinden aldım ve açtım.

Bu evin anahtarı vardı.

"Umarım Alara.." dedikten sonra kısa bir iç çekti.

"Umarım güneş her gün yüzünde aynı tebessümle yansır."

Koruma +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin